Romanyalı yönetmen Alexandru Solomon'un son belgeseli "Kapitalizm, Geliştirilmiş Formül", komünist Romanya'nın eski diktatörü Nikolay Çavuşesku'yu idam edildikten tam 20 yıl sonra ülkeye "davet ediyor."
Solomon, Çavuşesku'nun 1989'da idam edilmesinin ardından geçen yıllarda ülkede olup bitenleri, milyarderlerin hikayesi üzerinden anlatıyor.
Çavuşesku döneminde yurtdışıyla ticaret bağlantılarını yürüten devlet görevlilerinin "zengin olma" sürecinde, ülkenin yaşadığı değişimi de izlemek mümkün.
Belgesel film festivali "Documentarist" kapsamında gösterilecek olan, 2010 yapımı 76 dakikalık film, 5 Haziran Pazar günü saat 18:00'de Fransız Kültür Merkezi'nde gösterilecek.
Solomon, filmiyle ve Romanya ilgili sorularımızı şöyle cevapladı:
"Hikâyenin diğer yönünü anlattım"
22 yıl önce Çavuşesku öldüğünde, Romanya'da insanlar naifçe "artık her şeyin değişeceğini, sorunların ortadan kalkacağını" düşündüler. Ancak aradan yıllar geçti ve ne demokrasi ne serbest ticaret kuruldu. O noktaya hala gelemedik. Bu dönemde neler yaşandığını belgelemek istedim.
Siyasi ve ekonomik düzende neden bu denli bozukluk ve aksaklık olduğunu göstermek istedim. Bunu da milyarderlerle konuşarak yaptım çünkü hikayenin diğer yanını, çok fazla göz önünde olmayan yanını göstermek ve konuya farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak amacındaydım.
Romanya halkı hayal kırıklığına uğramış durumda. Ekonomi hala çok kötü durumda. Toplum yanıltıldı ancak durumu anlayıp birlik olabilirlerse bu duruma çözüm bulunabilir.
Çavuşesku, Doğu Avrupa'nın en kötü örneğiydi. Bir tirandı ve nasıl mümkün olabileceğini hala anlamadığım "ulusalcı bir komünizm" politikası vardı. Muhalefet sindirilmiş durumdaydı, en fazla 20 isim sayabilirdiniz ülkede. Halk kendine yeni geçim kaynakları icat etmek zorunda kalıyordu.
Belgeseli çekerken tamamen tarafsız olmak mümkün değil. kişilerin de tarafsız olması olanaksız. Tabii filme de kendi bakış açımı yansıttım. Önemli olan, gerçekler ve düşünceler arasında bir denge yakalamak.
Filmi izleyenler, kendi yaşamlarını görüyor çünkü insanlarda bir "özdeşlik kurma" eğilimi hep vardır. Aldığım en ilginç tepki ABD'lilerden oldu. Bana mesaj atıp "Filminizi çok beğendim, bizi anlatıyor" diyenler oldu.
Doğu Avrupalılar içinse süreç zaten tanıdık olduğundan, kendi hayatlarının yansımalarını gördüler filmde. Özellikle Romanyalılar, çok tanıdık bir hikaye izlediler.
Bir filmle dünyayı değiştiremezsiniz, ancak tarihe bir not düşebilirsiniz. Ve 22 yıllık süreci, hem ülkedeki değişimleri hem de bu duruma nasıl gelindiğini ekonomik ve sosyal süreçler üzerinden anlatan bir film, belki de yıllar sonra izleyip "neler yaşadığımızı" bize hatırlatacaktır.
Romanya değişim içinde ancak tam bir gelişme için daha çok çaba gerekiyor. Birçok insan ülkeyi terk etti, bu üzücü... İnsanlar unutmaya meyilli. Şimdi özellikle yaşlılar Çavuşesku'nun dönemini özlemle anıyor, "Özgür değildik ama karnımız doyuyordu" diyorlar. Ancak bu doğru değil. o dönemde de hayat zordu, süt bile bulunmazdı. Açlık ve yoksulluk had safhadaydı, çalışma saatleri insani değildi. İfade özgürlüğü olmadığı gibi ekonomi de kötüydü. (AS)