Kirişçi, raporu hazırlayan Hıristiyan Demokrat parlamenter Arie Oostlander'ın kişisel görüşlerinin raporun üslubuna da yansıdığını savunarak, "Oostlander'ın Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinde insafsızlık görüyoruz" dedi.
Kaş yaparken...
Raporu Bianet'e değerlendiren Kirişçi "özellikle ordu ilgili tespitlerde daha düzgün bir üslubun" kullanılması gerektiğini söyleyerek gerekçesini şöyle anlattı:
* AB'nin özellikle son iki yıldır Türkiye'de atılan adımları küçümsenmemesi gerekiyor. Biz de ordu gibi kurumların siyaset üzerindeki etkisinin farkındayız ama ekonomik olarak durumu kötü olan bir ülkede, bu durumlarla karşılaşabiliyoruz. Çözümü hemen beklememek gerekiyor, biraz zamana ihtiyaç var.
* Ülkemizin mevcut durumunu, batılı siyasetçilerin çok iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Oostlander de, raporu, bu çerçevede hazırlamalıydı.
* Oostlander'in rapordaki ifadeleri, orduyu AB karşıtı bir duruma getirebilir. Bunun da tehlikeli olacağını düşünüyoruz. Kaş yaparken göz çıkarmamaya dikkat etmeleri gerekiyor."
Çifte standart iddiası
Kirişçi, "Oostlander'ın Türkiye'nin AB'ye girmesini istemeyen parlamenterlerden" biri olduğunu da iddia ederek, uygulamaya yönelik eleştirileri de kabul etmedi:
"Değiştirilen yasalarla ilgili uygulamanın yapılmasını istiyor. Halbuki AB içerisinde anayasalarında değişiklik yapmadıkları halde Türkiye'den daha iyi muamele gören ülkeler var. Raporda bu açıdan bir çifte standart uygulandığını düşünüyoruz."
"Bu açılardan değerlendirildiğinde raportör Oostlander'e iyi niyetle bakmamız mümkün değil" diyen Kirişçi, Oostlander'in "AB'nin Hıristiyan birliği" olduğuna yönelik ifadelerini de "hoş bulmadıklarını" sözlerine ekledi. (HA/BB/NK)