TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, alt komisyonun hazırladığı "terör" konulu taslak raporu kabul etti.
Meclis İnsan Haklarını İzleme Komisyonu bünyesinde kurulan alt komisyonun, "Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik Alt Komisyon Raporu" başlıklı rapor için Meclis'te yapılan 33 toplantıda toplam 54 konuk dinlendi.
Rapor şu başlıklardan oluşuyor: "İnsan Hakları ve Terör Konusunda Kavramsal ve Hukuksal Çerçeve", "Terör Örgütlerinin Yapısı ve Profilleri", "Terörün 30 Yıllık Geçmişi ve Neden Olduğu Yaşam Hakkı İhlalleri Verileri", "Alt Komisyonun Yerinde Yaptığı İncelemeler", "Terör Sorununa İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Terör Örgütü PKK'nın Gerçek Yüzü", "Terörün Yarattığı Toplumsal, Aile ve Kişi Üzerindeki Travmalar", "Çözüm ve Öneriler."
Türkiye'de yaklaşık son 30 yılda 7 bin 918 kamu görevlisinin yaşamını yitirdiği belirtilirken, İnsan Hakları Derneği'nin istatistikleri de raporda yer alıyor. İHD verilerine göre, 1993-2011 arasında 22 bin 971'i silahlı çatışmada, 2 bin 295'i sivillere yönelik saldırılarda, 293'ü kara mayınları ve serbest patlayıcıların patlamasında, 246'sı asker-polis şüpheli intiharı olmak üzere toplam 25 bin 805 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi.
Raporun sonuç bölümünde de yaşam hakkı ihlalleriyle ilgili toplam sayı yer alıyor:
"Terör nedeniyle yaklaşık son 30 yılda; terör örgütünün gerçekleştirdiği ve kayıtlara geçmeyen iç infazlar, terör örgütlerinin birbirlerinin elemanlarına karşı gerçekleştirdikleri kayıtlara geçmeyen öldürme eylemleri ve terör kaynaklı faili meçhuller arasından henüz istatistiklere geçmemiş olanlar dâhil olmamakla birlikte toplam 35 bin 576 kişinin terör nedeniyle yaşamını kaybettiği görülmektedir."
"Terörle mücadelede" hak ihlalleri
Taslak raporda en dikkat çekici yön ise, çoğunlukla örgütlerin hak ihlallerine ve terör eylemlerine yer verilirken, devletten kaynaklanan hak ihlallerinin "terörle mücadele" kapsamında değerlendirilmesi oldu:
"Terör ve şiddet olaylarının insani sonuçları ile ilgili kapsamlı değerlendirme yapabilmek için bu alanda yaşanan ihlallere ilişkin sayısal verilerin ortaya konulması büyük önem taşımaktadır."
"Fakat bu konuda gözden kaçmaması gereken husus; terörün sadece güvenlik görevlilerine karşı sürdürülmediği örgüt mensuplarının yaşamlarını yitirmelerine de neden olduğu, hatta bunu zaman zaman örgüt içi otorite tartışmalarının sonucunda iç infaz şeklinde gerçekleştirildiği, nihayetinde terörün toplumda korku ve endişe yaratması amacına yönelik olarak sivil vatandaşları da hedef aldığıdır."
"Halkın Siyasal Davranışlarının Örgüt Tarafından Yönlendirilmeye Çalışılması" şeklindeki alt başlıkta halkın örgüt tarafından "baskı altında tutulduğu" anlatılıyor:
"Bölgede terörün yarattığı önemli sorunlardan birinin de terör örgütü tarafından halkın siyasal davranışlarının yönlendirilmeye ve siyasi tercihlerini özgürce ortaya koyamaması yönünde baskı altında tutulmaya çalışılması, hatta bu yönde silahlı eyleme maruz bırakılması olduğu yönünde fikirler dile getirilmiştir."
Raporda, köy boşaltmalar ise "terörle mücadelenin gereği" olarak tanımlanıyor:
"Terörle mücadele sırasında yaşanan köy boşaltma olayları ile buna bağlı olarak yaşanan göç olgusunun da önemli bir sorun alanı olduğu anlaşılmaktadır."
"İnsanların bir kısmı terör örgütünün baskısı bir kısmı da terör örgütü ile mücadele eden birimlerin terörle mücadelenin gereği anlayışı ve zorlamaları nedeniyle yaşadıkları köy ve mezraları bırakarak bir kısmı en yakın il ve ilçelere bir kısmı ise akrabalarının bulunduğu ya da daha önce bir şekilde bildikleri batıdaki illere ve metropollere göç etmişlerdir."
"Çözüm için mutabakat zemini oluştu"
"Terör Örgütünün Sorunun Çözümü Önünde Engel Haline Gelmesi" şeklindeki başka bir alt başlıkta da "PKK terör örgütünün terörün çözümü önünde en büyük engel haline geldiği de dile getirilen önemli bir husus olmuştur" deniyor.
Alt komisyonunu raporunda, "son zamanlarda çözüm için önemli bir toplumsal mutabakat zemini oluştuğu, özgürlükler ve insan hakları konusunda yaşanan gelişme ve iyileşmelerin bölgede bu yönde önemli bir algılama yarattığı" da ifade ediliyor.
Alt komisyonda şu isimler dinlendi: Ümit Fırat, Doç. Dr. Hüseyin Yayman, Prof. Dr. Vedat Bilgin, Prof. Dr. Ümit Özdağ, Şanar Yurdatapan, Nadire Mater, Burcu Şentürk, Hıdır Öztürk, Süleyman Işık, Cahit Sarıkaya, Derya Serin, Hülya Yavuz, Haşim Çelik, Nebi Gültekin, Nedim Güneş, Mehmet Karakaya, Prof. Dr. Anıl Çeçen, Prof Dr. Erol Göka, Mehmet Arslan, Mahmut Arat, Kemal Burkay, İbrahim Güçlü, Coşkun Üsterci, İhsan Öztürk, Fatma Öztürk, Hanım Tosun, Nihat Ali Özcan, İrfan Bilgin, Begüm, Necdet ve Naif Erdoğan, İsmail Yaldır, Necmettin Sarı, Gülümay Özkan, Nesrin Şener, Hasan Dayan, Fatma Öztürk, Öztürk Türkdoğan, Mustafa Güzel, Sami Herman, İshak İbrahimzadeh, Güler Apaydın, Kadri Belgin, Münevver Cinsoy, Osman Partal, Erkan Omay, Prof Dz. Tbp. Kd Alb Kamil Nahit Özmenler, Zeynep Altıok Akatlı, Ali Akarpınar, Mehmet Ali Dikkaya, Nermin Serin, Cihan Sincar, Gökhan Aydıner. (AS)