İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Yüksel ve Sezgin 'in birlikte hazırladıkları ve bugün (2 Aralık) Ruhsal Travma Toplantıları (RTT) kapsamında sundukları çalışmanın ismi:"Farklı Ortamlarda Kadın ve Tecavüz"
"Farklı Ortamlarda Kadın ve Tecavüz"
Yüksel ve Sezgin çalışmalarında, farklı kadınların farklı ortamlarda tecavüze uğramalarını konu ediniyor, kadınların ortak özelliklerine değiniyor ve Toplumsal değerler, yasalar, tanıklıklar ve istatistiksel verilerle konuyu irdeliyorlar.
"Tecavüz açıklıkla ifade edilemeyen örtülü bir şiddet"
Yüksel, "Travmalarda (savaş, doğal afet gibi) insanlar destek olur, elinizi sıkar, sıcak çorba yapar, size yatak verir, teselli ederler. Ancak cinsel saldırı (tecavüz) kökenli travmalara ayıp ve utanılacak bir durum olarak yaklaşır ve sessizliği tercih ederler. Durumu mümkün olduğunca gizlerler" diyor.
"Travma gizlendikçe derinleşir, derinleştikçe telafi olasılığı zayıflaşır" cümlesiyle tecavüzün ruh sağlığı açısından etkilerine dikkat çekiyor.
Yüksel, çalışmalarını, tecavüzün,
*Türkiye'de seyrek olmaması,
*Farklı ortamlarda farklı kişilere uygulanması,
*Ruh sağlığını uzun süreli etkilemesi ve
*Mağdurların hukuki destek için seyrek başvurması varsayımlarına dayanarak hazırladıklarını söylüyor.
Yüksel, varsayımları doğrulama ya da reddetme kriterleri olarak ise adli istatistikler, klinik başvuru, genel toplumsal değerlendirme ve mağdur tanıklıkları olarak belirlediklerini ve çalışmanın bu yönde değerlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Farklı ortamlar
Yüksel, tecavüzün farklı yüzlerini açıklarken örneklerle de çeşitlendiriyor. Gamze Özçelik'e tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konan Gökhan Demirkol' un basında çıkan fotoğraflarını gösteren Yüksel, Demirkol' un fotoğraflarda hep gülümsemesini onun sanki tecavüz suçundan değil de "gurur duyulacak" bir suçtan dolayı mahkemeye çıkarıldığı algısını yarattığını söylüyor.
Bir başka örnek olarak ise "Tavuğuna tecavüz ettiği gerekçesiyle suç işleyen" kişinin haberini gösteriyor ve Türkiye'de tecavüzün nasıl algılandığını yorumluyor.
"Bir kere sekse bir kilo yiyecek"
Savaşlarda kadınların zorla seks işçileri olarak çalıştırılmasının hiçbir kitapta yer almamasının özellikle çarpıcı olduğunu vurgulayan Yüksel, mülteci kadınların da çok sık tecavüz mağduru olduğunu "seks karşılığı yiyecek" ile bu tecavüzün gerçekleştiğini anlatıyor.
Hangisi daha çok acıtıyor?
Yüksel ve Sezgin, bütün tecavüz türlerinin çok acıtıcı olduğu belirterek "evlilik içi tecavüz"ün daha uzun süreli bir travmaya neden olduğunu, tecavüze dolayısıyla şiddete daha çok maruz kalındığını bu nedenle etkilerinin uzun yıllar geçerli olduğunu ifade ediyor.
Yüksel, kadın hareketinin yükseldiği yıllarda ses getiren, kadına yönelik şiddete dair "Geceleri ben de sokağa çıkmak istiyorum" sloganını "Aslında dışarı çıkamadığımız evlerimizde de şiddete mağdur kalıyorduk" diyerek evlilik içi tecavüzle tecavüzün bu noktada çok da farklı olmadığının altını çiziyor.
Evlilik içi tecavüz dile getirilmiyor
Yüksel ve Sezgin' in yaptığı çalışmada eşi tarafından tecavüze uğrayan kadının, hukuki destek için başvuru sebebi tecavüz değil başka bir sebep oluyor. Kadın, evlilik içi tecavüz sebebiyle başvursa bile rapor almazken bir yabancının tecavüzüne uğrayan kadın şikayetini raporlandırıyor.
Tecavüzün anlatılmama sebepleri neler?
Çalışmada yer alan tecavüz mağdurlarının bu konuyu dile getirememe sebepleri ise,
*Cinsel saldırı, tecavüz şiddet olarak düşünülmüyor
*Tecavüzün tekrarlanmasından duyulan korku
*Utanma
*Suçlanmaktan korkma
*Sevdiklerine zarar gelmesinden duyulan kaygı
*Korkma
*Yasaların korumasına olan güvensizlik
Yasalara göre tecavüz
Yüksel'e göre, Türkiye Cumhuriyeti 1923'ten 1980'lere kadar aile içi konularda kanunları uygulayamıyordu.
"80'li yıllarda kadın hareketi adına önemli adımlar atıldı.Fakat yine o yıllarda Türk Ceza Kanununa (TCK) göre tecavüz kişilere değil aileye yönelik bir suç olarak görülüyordu.Kadın ise "edepli ve edepsiz" sınıflandırmalarına tabi tutuluyordu.Son olarak Avrupa Birliği (AB) sürecinde ise TCK' da evlilik içi tecavüz ve aile içi şiddet kavramsallaştı, kabul edildi ve bunlar önemli gelişmeler."
Tecavüz mitleri
Sezgin ise çalışmaları amacıyla yaptıkları araştırmada saptadıkları tecavüz mitlerini ise şu şekilde sıralıyor:
* Tecavüz bir tutku suçudur
* Tecavüz eden yabancıdır ve tecavüz karanlık ortamda gerçekleşir
* Güzel kadına tecavüz edilir
* Kadın "hayır" diyorsa aslında "evet" diyordur
* Kadınlar için için tecavüz edilmek isterler
Tecavüz tutku değil, şiddet suçudur
Sezgin bu mitleri istatistiki veriler ışında, çoğunlukla tecavüz edenin yabancı değil tanıdık olduğunu, gece ve ücra mekanlarda değil gündüz saatlerinde, her yerde olabileceğini söyleyerek değerlendirirken tecavüze uğrayan kadınların tanıklıklarını seslendiriyor ve "hayır"ın bir cevap olarak kabul edilmemesini ve yaşanılan travmayı göz önüne seriyor.
Şemdinli'de yaşananları ve tecavüz edenleri bilmek istiyoruz
Yüksel ve Sezgin'in "Farklı Ortamlarda Kadın ve Tecavüz" oturumuna noktayı koydukları cümleyse şöyle:
"En az Şemdinli'de yaşanan olayların perde arkasını bilmek istediğimiz gibi tecavüz edenlerin kimliğini de bilmek istiyoruz."
Ruhsal Travma Toplantıları
Bu yıl 4'ncüsü düzenlenen ve dün (1 Aralık) başlayan Ruhsal Travma Toplantıları 4 Aralık'ta sona erecek.
RTT ana konuları "insan eliyle oluşturulmuş travmalar" ve "zorunlu göç".
RTT'nin düzenlenmesinde Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Ruhsal Travma Birimi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Psikososyal Travma Programı, Türkiye Psikiyatri Derneği Afet Psikiyatrisi Birimi, Türk Tabipleri Birliği, Norveç Tabipleri Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı yer alıyor.
"Zorunlu göç'ün psikososyal sonuçları, bireysel ve toplumsal baş etme yolları"ve "Savaş ve terör eylemleri gibi geniş kitleleri etkileyen travmaların bireyler ve toplumlar üzerindeki etkileri" konulu iki başlık altında düzenlenen oturumlar, İstanbul, The Marmara Oteli'nde gerçekleşiyor.(EÖ/KÖ)