Tecavüzün "takibi şikayete bağlı bir suç olarak" tanımlanmasını eleştiren Keskin, tasarıda, cinsel işkencenin ispatlanmasını kolaylaştırıcı herhangi bir düzenleme yer almadığına dikkat çekti.
Tasarıda "kadınlara yönelik cinsel suçlar"ı düzenleyen bir başlığın yer almamasını eleştiren Keskin, "aile içi tecavüzün" bir tecavüz olarak görülmemesini de büyük bir eksiklik olarak değerlendirdi.
Keskin, "Tecavüzün tanımında bir ilerleme var ama eksik. Ama her halükarda, oral yoldan tecavüzün ve anal yoldan tecavüzün, tecavüz olarak tanımlanması bir gelişme. Yalnız hala, takibi şikayete bağlı bir suç. Bu açıdan çok büyük bir sorun bu" diye konuştu.
Cinsel taciz tanımı yok
Sözlü tacizin, "laf atma" şeklinde de olsa yasa kapsamına alınmış olmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Keskin, "Ancak cinsel taciz yine bir suç tanımı olarak yok" dedi.
Yasada, kadınlarla erkekler arasında bir zoraki eşitlemenin yer aldığını belirten Keskin, "Tacizci kadın da ceza alacak gibi bir düzenleme var. Ancak zoraki bir yaklaşım bu. Çünkü, toplumsal yapımız içinde kadınların tacizde bulunması, çok çok az rastlanan, hatta hiç rastlanmayan bir durum" diye konuştu.
İşkence ispatında kolaylaştırma yok
Keskin, tasarıda, cinsel işkencenin ispatlanmasında kolaylaştırıcı herhangi bir düzenlemenin yer almadığına dikkat çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"En büyük sorun da cinsel işkencenin ispatında. Cezaları artırmışlar, bazılarını suç kapsamına almışlar ama bunun ispatı büyük bir mesele. Özellikle vajinal tecavüzde, fiziksel rapor almak için süre son derece kısıtlı. Bu sürelerin geçmesinden sonra ispatlamak çok daha zorlaşıyor. Yani, mahkemelerde, psikolojik rapor ve resmi bilirkişi dışında verilmiş raporlar hala tam olarak delil olarak kabul edilmiyor. Bu çok önemli bir sorun ve bu konularda hiçbir gelişme yok. (BB)