Yasa tasarısını aile hukuku ve kadın erkek eşitliği açısından olumlu bulduğunu belirten Arın, çekincelerini şöyle sıraladı:
* Sunulan metin, aile hukuku açısından, kadın erkek eşitliği açısından olumlu.
* Aile reisliğinin kalkması olumlu.
* İkametgah seçiminde erkeklerin sınırsız sözünün olmaması olumlu.
* Mal rejimlerine getirilen değişiklik olumlu.
Ancak, bütün bunlara karşın, Tasarının olumsuz çok ciddi yönleri olduğunu düşünen Arın, bu konudaki görüşlerini şöyle sıralıyor:
Olumlu ayrımcılık uygulansın
* Bugünkü Medeni Kanun'da erkeğin kadından nafaka isteyebilmesi için, kadının mali durumunun iyi olması gerekiyor. Oysa yeni değişiklikte, kadının mali durumuna bakılmaksızın, erkek de kadından nafaka isteyebilecek.
* Bu yaklaşım, bence, "eşitlik mi istiyorsunuz, buyurun size eşitlik" diyen kötü niyetli bir yaklaşımdır. Oysa kadın ve erkeğe ne hukukun ne de törelerin yaklaşımı eşit değildir. Onun için de bütün dünyada "olumlu ayrımcılık" denilen bir kural bulunmuştur. Türkiye'de de bunun uygulanması gerekirdi. Ne yazık ki onu yapmadılar.
* Nafaka meselesi, eşitlik adı altında kadınlara yapılmış bir haksızlıktır.
Elle verilen bir hakkın öteki elle geri alınması
* Mevcut yasada, kadının ev dışında çalışmasını erkeğin iznine bağlayan madde, eşitliğe ve insan haklarına aykırı bulunarak iptal edilmişti.
* Şimdi, yasa, "eşler meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararını göz önünde tutacak" diyor.
* Kadınlar erkeklere "senin çalışman bizim ailemizin huzurunu bozuyor, sen çalışma" demeyeceğine göre, bu da kadınlara bir elle verilen hakkın diğer elle geri alınması anlamına geliyor.
17 milyon evli kadın mağdur olacak
* Edinilmiş mallara katılım rejimine gelince...
* Bu olumlu bir rejim. İlk tasarıda, taraflar özel bir seçim yapmamışsa "Mal Ayrılığı Rejimi"nin Medeni Kanun'un yayınlanmasından itibaren 6 ay içinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştü.
* Şimdi ondan vazgeçtiler, "mal ayrılığı rejimi mevcut evliliklere uygulanmayacak, ancak yasanın yayımlanmasından sonraki evliliklerde uygulanacak. Mevcut evliliklerde ise, yasa yayımlandıktan sonra taraflar herhangi bir mal edinirlerse, o mallara uygulanacak" dediler.
* Bunun anlamı şu: Türkiye'de 17 milyon evli kadına bu uygulanmayacak ve 17 milyon evli kadın mağdur olacak.
* Kadınların çok fakir olması, hiçbir maddi güvencelerinin olmaması nedeniyle süren, şiddet içeren pek çok evlilik devam edecek.
* Boşanmak için bu yasanın çıkmasını bekleyen pek çok kadın, şimdi yine o şiddet içeren ortamda yaşamak zorunda kalacak.
* Bu yasa, hiçbir şekilde gerçek eşitliği getirmiyor. Bu da ikiyüzlü bir yaklaşımı var.
* Kadınlara biz size eşitlik sağlıyoruz derken, eşitlik sağlanmamış oluyor, yine bildiklerini okuyorlar.
* Farz edin ki; taraflar 30 yıldır evliler. Bu 30 yıl içinde, ne satın almışlarsa zaten almışlardır. 30 yıl sonra yeni bir şey satın almaları düşük bir ihtimaldir. Ne alınmışsa alınmış, erkeğin üzerine kaydedilmiştir. Kadının emeği tamamen yok sayılmıştır. Yeni tasarı, işte bu "yok sayışı" dikkate almıyor.
Meclis önerisine sahip çıksın
* Medeni Kanun'un yürürlük maddesinde değişiklik yapan maddenin dürüst bir şekilde değiştirilmesi ve ilk tasarıdaki haline getirilmesi gerekir.
* İlk tasarıda, şu anda yürürlükte olan evliliklerde kadınların ne kadar mağdur olduğu belirtiliyor, bu gerekçeyle mevcut evliliklerde uygulanacağı yazıyordu. Sonra onu değiştirdiler.
* Gerekçe olarak da, "biz mevcut evliliklere de uygulamaya kalkarsak insanların iradelerine saygısızlık etmiş oluruz, çünkü taraflar evlenirken mal ayrılığı rejimini zaten eski kanuna göre seçmişlerdi, onun için onların bu seçimlerine saygısızlık edemeyiz" dediler.
* Bu, gerçekleri yansıtmayan, yüzeysel bir açıklama. Türkiye'de bugüne kadar hiçbir evlilikte taraflar bilinçli olarak herhangi bir rejimi seçmemişlerdir. Bundan sonra belki bilinçli seçim yapılacaktır.
* Kanunun bir an önce çıkmasını istiyoruz. Ancak ileri sürdüğüm çekincelerin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Meclis'in, kendisinin önerdiği ilk tasarıya sahip çıkmasını talep ediyoruz. (BB)