KONDA Araştırma ve Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem’e Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yüzde 10 seçim barajını aşabilmesi için nasıl bir siyaset izlemesi gerektiğini, HDP’nin Meclis’e girememesi durumunda Türkiye siyasetinin ve Kürt siyasi hareketinin nasıl etkileneceğini sorduk.
HDP’nin toplumun her kesimine hitap edebilmek amacıyla BDP’den HDP’ye dönüştüğünü ama bu amacı gerçekleştirmek için strateji ve politikalarında eksikler olduğunu ifade eden Erdem, HDP’nin Türkiye’ye ilişkin genel sorunlara getirdiği önerileri somut olarak açıklaması gerektiği görüşünde.
“HDP’nin demokratik ilk parti olma şansı var”
“Türkiye'nin demokrasi, yerinden yönetim, tasarruf ve bütçe açığı, insan hakları, ifade özgürlüğü, parti içi demokrasi gibi pek çok sorunu var. HDP bu sorunları nasıl çözeceğini, hiç çekinmeden bütün Türkiye'de yaşayan herkesi muhatap alarak açıklamalı; bu çözümlere bağlı hedeflerini somut olarak beyan etmelidir.
“Çözüm planı olmadığı için, her olay çıkınca iktidar mensuplarının söyledikleriyle oluşmuş basit ve sığ eleştiriler ortaya çıkıyor. Oysa, iktidar çevrelerinin örneğin başkanlık projesi, bir dizi torba yasası, seçim ekonomisi uygulamaları vb. çözüm projelerinin uzantısı olarak ele alınıp siyaset yapılsa, halk iktidarın yanlışlarını kendi hayatından örnekler içinde görür, iktidarla ilgi ve bağını koparır, HDP'yi Kürt partisi ve mevcut partilerin benzeri olarak görmekten uzaklaşır.
“HDP'nin parti içi işlem ve ilişkilerde demokratik ilk parti olma fırsatı ve olanağı vardır. HDP bu fırsatı kullanmazsa yazık olacaktır.
“HDP, Türkiye'nin çok gerisinde kalmış batıl sloganlara bakmadan, telkinleri umursamadan; ilerleyen ve kendisinin inşa edeceği ileriyi gösteren bir parti olmalıdır. Bu irade HDP yöneticilerinde vardır, sadece gerçekçi bakış ve cesaret istemektedir.
“Günlük duygusal politikalar sonuç getirmez”
“HDP'nin Kürtlerden daha fazla oy alması için kısa zamanda önemli bir fark yaratmak zordur; seçime parti olarak katılmanın getireceği bir miktar fazla oy vardır, ama sadece bu, barajı geçmesine yetmez.
“Parti olabilmeleri durumunda genç seçmenden oy almaları kolaylaşacaktır. Ancak eğer eski partiler benzeri, günlük duygusal sözlerle politika yapılırsa sonuç alınamaz.
HDP barajı aşamazsa...
“HDP, çözüm sürecinde taraflardan birinin parçası olduğu için güçlenmiyor veya zayıflamıyor. HDP seçime parti olarak girerse, bana göre barajı geçer, çok hata yapar da geçemezse, siyasetin bir unsuru değişmiş olur.
“Bu değişime göre çözüm sürecindeki parçaların diğerleri de az çok değişir, bugünkü Öcalan - Kandil- HDP oluşumu bir şekilde değişerek çözüm sürecinde hükümete muhatap olur. Mesele hükümetin Kürt halkının temsilcileriyle içtenlik içinde görüşmesidir.” (EKN)
HDP'nin raporu |
Seçime parti olarak gireceğini açıklayan HDP, seçimlere ilişkin rapor hazırladı. Milliyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, bu rapordan veriler şöyle: * BDP ve HDP, birlikte girdiği 30 Mart yerel seçimlerinde 2 milyon 961 bin 430 oy aldı. Oranı ise yüzde 6,59 oldu. * Dört buçuk ay sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Selahattin Demirtaş, 3 milyon 914 bin 359 oy aldı. Oranı ise yüzde 9,76'ya yükseldi. Yani Demirtaş, BDP+HDP'nin 30 Mart'ta aldığı oydan 996 bin 618 daha fazla oy aldı. * Demirtaş, 30 Mart seçimlerinde aday gösterilmeyen yerlerden 86 bin 304 oy aldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki 23 ilden ise 30 Mart seçimlerine oranla 195 bin 544 fazla oy aldı. |