Cumartesi Anneleri/İnsanları 472. kez Galatasaray Meydanı’ndaydı. Bu hafta, 1 Nisan 1996’da, Edirne’den İstanbul‘daki evine dönmek üzere yola çıkan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Talat Türkoğlu ve oğlu Talat’ın akıbetini öğrenemeden yaşamını yitiren Ziynet Türkoğlu anıldı.
İlk olarak söz alan; dönemi çok yakından takip eden Ali Ocak, “Biz başta Talat Türkoğlu olmak üzere tüm kayıpların, kaybedilen, katledilenlerin sorumlusunun devlet olduğunu, devlete bağlı çeteler olduğunu ve devletin kontrgerilla yapısı olduğunu ısrarla, inatla söylüyoruz ve burada söylemeye devam edeceğiz.” dedi.
Soruşturma dosyası hala açık
Türkoğlu ailesinin avukatı Gülizar Tuncer olayı ve yasal süreci anlattı:
“İstanbul ve Edirne Cumhuriyet Başsavcılıkları, İstanbul ve Edirne TEM, İçişleri Bakanlığı, Adalet bakanlığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve hatta MİT Müsteşarlığına kadar gittik. Tabii ki hiçbir sonuç elde edemedik. Soruşturma dosyası hala açık tutuluyor.”
“Kasım Açık adlı itirafçı önemli beyanlarda bulunmuştu; Edirne Çadırkent’te, asker, polis ve itirafçılardan oluşan özel bir kontrgerilla çetesinden bahsetmişti. Çetenin içerisinde, o dönemde gündemde olan Murat İpek ve Murat Demir’in de yer aldığını beyan etmişti. Çok açık bir şekilde, krokilerde çizerek Talat Türkoğlu’na, Çadırkent’in hangi birimlerinde işkence yapıldığını, nerelerden götürülerek Meriç Nehri’ne atıldığını anlatmıştı.”
İtirafçı Kazım Açık’ın beyanlarına göre Murat Demir ve Murat İpek’in fail olmalarına rağmen tanık sıfatında ifade vermeleri ve açık soruşturmanın genişletilmesi için 1997 yılında savcılığa başvurduklarını söyleyen Tuncer, bu taleplerin savcılık tarafından reddedildiğini dile getirdi.
AİHM Türkiye’yi mahkum etti
Diğer kayıp başvurularında olduğu gibi iç hukuktan bir sonuç elde edilemeyince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduklarını belirten Tuncer şöyle devam etti:
“AİHM, Türkiye’yi yaşama hakkının ihlalinden ve iç hukukta etkili sonuç alıcı ciddi bir hukuki yol bulunamadığı gerekçesiyle, ihlal tespiti yaparak mahkum etti.”
“Bu mahkumiyet kararın ardından, son dönemlerde çıkarılan paketlerde ki yeni yasa değişikliğine dayanarak, açık olan soruşturma dosyasına AİHM kararını da ekleyerek dilekçe vererek, soruşturmanın derinleştirilmesini talep ettik. Ancak o günden bugüne sonuç alamadık, hiçbir gelişme yok.”
Talat Türkoğlu’na ne olmuştu?
19 Mart 1996 yılında ailesini ziyaret etmek için Edirne’ye giden Talat Türkoğlu, annesine, polisler tarafından İstanbul’dan Edirne’deki evinin kapısına kadar takip edildiğini söyledi. 1 Nisan 1996’da İstanbul’a dönmek için Edirne’den ayrılan Talat Türkoğlu’ndan bir daha haber alınamadı.
Talat Türkoğlu, Edirne’deki Sosyalist İşçi Partisi’nin il başkanlığını yaptı; siyasi kimliği sebebiyle dört kez gözaltına alındı, işkence gördü ve hapsedildi. (MA/AS)