1956'da bağımsızlığına kavuşmuştu
1936'da imzalanan İngiliz-Mısır Antlaşması'yla 1899'da oluşturulan İngiliz-Mısır kondominyumu yeniden tanımlanmış, Sudan'ın 1 Ocak 1956'da bağımsızlığına kavuşmasıyla 18 yıl sürecek iç savaşın başlangıcı da aynı günlere rastlamıştı.
26 Şubat 1972'de, Etiyopya'nın başkenti Addis-Abeba'da, Sudan hükümetiyle Güneyli 4 milyon animist ya da Hıristiyanlaştırılmış zencinin temsilcisi Anyanya Liberation Front arasında bir anlaşmaya varıldı. Böylece, 500 bin kişinin ölümüne yol açan birinci iç savaş sona erdi.
İkinci iç savaş 1983'de başladı
İkinci Sudan İç Savaşı 1983'de Albay John Garang'ın Güneyde de uygulanmak istenen şeriat hükümlerine karşı Sudan Halkları Kurtuluş Ordusu'nu (SPLA) kurarak silahlı mücadeleye girişmesiyle patlak verdi. 1989'da Hartum'da iktidara İslamcı bir dikta rejiminin gelişi işleri daha da zorlaştırdı. 2 milyon 509 bin kilometrekarelik yüzölçümü, 31 milyon 800 bin nüfusuyla Afrika'nın en geniş yüzölçümüne sahip ülkesi olan Sudan'da, İngiliz sömürgeciliği döneminde çizilen sınırlar içinde birlikte yaşamak zorunda olan çok sayıda etnik grup bulunuyor.
Dinsel, ırksal, ekonomik nedenler
İç savaş, Müslümanlarla Hıristiyanları karşı karşıya getiren yönüyle dînî, Araplarla zenciler arasında olduğundan ırkî, Kuzey-Güney kavgası niteliğiyle coğrafî, güneyin petrol yataklarının paylaşımını hedef aldığı için de ekonomik özellikler taşıyor, iç savaşta ölenlerin büyük çoğunluğu açlık kurbanı.
Beyaz Saray temsilcisi Danforth da sevindi
Sudan hükümetiyle Güneyli isyancıların bir araya geldikleri Machados, Kenya'nın ağaçlı bozkırının (savana) ortasında küçük bir kasaba. Dikkatlerin görüşme dışına kaymasını istemeyen Kenyalı arabulucular, kasabayı, bu özelliği nedeniyle seçmiş. Geçen ay yine Machados'da düzenlenen görüşmelerin ilk bölümü sonunda hükümet, Güneyin altı yıl içinde kendi geleceğini tayin etmek üzere bir referandum düzenlemesine "yeşil ışık" yakmıştı.
Güneylilerin bu eski talebinin kabulünün yanı sıra, 20 Temmuz'da imzalanan Machados protokolü, Güneye dînî özgürlük tanıyor, hükümet şeriat uygulamalarını Müslümanlarca meskun bölgelerle sınırlıyordu. Sonuç Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Sudan'daki temsilcisi John Danforth'u sevindirdi. Sudan epeydir Beyaz Saray'ın ajandasında yer alıyor.
Protokol çatışmaları durdurmadı
International Crisis Group (ICG) uzmanı John Prendergast, Güney Sudan'a dönüşünde verdiği demeçte, "1989'da hükümetin işbaşına gelişinden bu yana Sudan'a barışın avdeti için en iyi imkan" olarak gördüğü görüşmeler için, iki tarafın da barışa gerçekten niyetli olduklarını ve ilk defa ciddi bir arabulucu ekibinin devrede olduğunu belirtiyor.
"Protokolün" imzalanmasından bu yana Güney Sudan'da çatışmalar durmadı. Hartum kuvvetleri sivillere havadan bomba yağdırıyor. Hükümet Temmuz ayında Western Upper Nite Eyaleti'nde Mankien Garnizonu'ndan hareket eden savaş helikopterlerinin desteğiyle üçüncü bir cephe açtı ve ağır silahlarla saldırıya geçti. Köyler yakıldı, hayvanlar çalındı, kadınlar ve çocuklar kaçırıldı. Hedef, bölgeyi boşaltarak, petrol yatakları çevresindeki hükümet güçlerini tahkim etmekti. On binlerce kişinin köylerinden kaçtığı söyleniyor.
İnsani yardım kuruluşlarına kısıtlamalar
Hartum, insanî yardım kuruluşlarına kısıtlamalar getiriyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı'nın Nairobi'deki sözcüsü Laura Melo, "hükümetin kargo uçaklarıyla Western Upper Nile, Western Equatoria ve Bahr al-Ghazal eyaletlerine gıda gönderilmesi yasağını kaldırmadığını, Temmuz ayında 350 bin kişinin bu kısıtlamalardan zarar gördüğünü" söylüyor. Savaşın başından bu yana 4 milyon kişi evsiz kalmış.
Ateşkes henüz beklemede
12 Ağustos'tan bu yana görüşmeciler siyasal iktidarın paylaşımı, petrol yatakları başta olmak üzere ekonomik zenginlikler ve insan hakları konularını ele alıyor. Gelecek altı yıl için iki soru temel nitelikte: Güney'de güvenliği kim temin edecek? Bu dönem içinde Güney'de ne gibi bir kurumsal yapı olacak? Ateşkes bundan sonra. Şimdilik sadece ülkenin ortasındaki Nuba Dağları'ndaki bir kısım halk yılbaşından bu yana silah sesi duymuyor.
Güneyli isyancılar petrolün yarısını istiyor
SPLA sözcüsü Samson Kwaje çatışmalara rağmen anlaşmadan umutlu. Petrol gelirlerinin en az yüzde 50'sini istiyorlar. Nairobi'deki Sudan Büyükelçiliği Müsteşarı Ahmed Dirdeiry de iyimser, ancak "ateşkes olmadan anlaşma yapmayız. Burundi'de olduğu gibi asilerle altı ayda bir yeniden masaya oturmak istemiyoruz" diyor.
Kuzeyli muhalifler barış görüşmelerinden dışlandı
Görüşme masasında kuzeyli muhalifler bulunmuyor. Prendergast, "Hartum SPLA'ya Güneyi ikram ederek, rejimin Kuzey'de demokrasiye set çekmesinin ve elini sağlamlaştırmasının peşinde. Muhaliflerin böylece bölünmeleri sağlanmakla kalmıyor, İslamcılar sürekli işbaşında kalamayacakları için hem barışı temin, hem de petrole ulaşmak istiyorlar. Hartum uluslararası toplumun parçası olmaktan ve Afganistan'daki gibi bir Amerikan müdahalesi beklemekten bıktı" diyor. Usame bin Ladin, 1996'ya kadar yaşadığı Hartum'da milyonlarca dolarlık yatırım yapmıştı. Rejim bugün hem terör karşıtı mücadeleden yana, hem de iç barışa istekli. (NA/NH/NK)