10 insan hakları örgütü bugün yaptıkları ortak açıklamada, Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu başta olmak üzere, hapishanelerdeki çocuk ölümlerine ilişkin nitelikli bir araştırma yapılmasının zorunluluğuna işaret etti, Adalet Bakanlığı’na diyalog zemini oluşturması için çağrıda bulundu.
“Acilen Adana E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu başta olmak üzere, hapishanelerdeki çocuk ölümlerine ilişkin nitelikli bir araştırma yapılması ve hapishanelerin bağımsız izlemeye açılması gerekmektedir. Öte yandan çocuk hapishanelerinin varlığının ve işleyişinin kapsamlı bir tartışmaya muhtaç olduğu açıktır.
“Bizler, çocuk hakları savunucuları olarak bu sorunları tartışabilmek için Adalet Bakanlığı’nı, çocuk adalet sistemi ile ilgili çalışan sivil toplum örgütleri, akademisyenler, meslek odaları ve bağımsız araştırmacılarla bir diyalog zemini oluşturmaya çağıyoruz.
“Adana’da çıkarılan yangınla ilgili olarak R.K. bir çocuk mahpus hakkında açılan ve 15 Haziran 2017 tarihinde Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan davada mahkemeyi, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca çocukların üstün yararını gözetmeye davet ediyoruz.”
Ne olmuştu
Yetişkin mahpusların tutulduğu Adana (Kürkçüler) E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 18 Ocak 2017’de çocuk koğuşu olarak adlandırılan koğuşta çıkan yangın nedeniyle Muhammet Erdoğan (17), Ferhat Kaya (17) ve Mehmet Altunhan isimli mahpuslar yaşamını yitirmiş, Adana Valisi Mahmut Demirtaş’ın açıklamasına göre beş infaz koruma memuru ve üç çocuk da yaralanmıştı.
Yangına ilişkin açılan soruşturmada gizlilik kararı verilmişti.
Yangın çıkan koğuşta bulunan R.K. isimli çocuk hakkında “kasten öldürme, kasten yaralama ve kamu malına zarar vermek” suçlamalarıyla dava açılmıştı.
Örgütlerin verdiği bilgiye göre, “iddianamede ifadeleri alınan çocukların daha sonra ifadelerini değiştirdikleri belirtilmişse de ilk ifadelere yer verilmedi”.
“Çocuklardan bazılarının ifadelerine dayanılarak yangının sevk nedeniyle gerçekleştirildiğine kanaat getirilmiş, yangının çıkarılmasında kurum personelinin kusuru olmadığına ilişkin bilirkişi raporuna da değinilmiştir.
“İddianamede çocuk mahpusların yeni açılan çocuk hapishanesine sevk edilmek yerine kendilerinin talep ettiği başka bir hapishaneye neden sevk edilmek istediklerine ilişkin bilgi yer almamaktadır.”
İkinci yangın
Henüz ilk yangın ve ölümlerin tartışması sürerken, 25 Mart 2017’de aynı cezaevinde ikinci bir yangın daha çıktı bu yangının da çocuklar tarafından başlatıldığı belirtildi.
STÖ’ler, çocuklar tarafından başlatıldığı belirtilen bu ikinci yangına ilişkin de açıklayıcı bir bilginin paylaşılmadığını bildirdi.
TIKLAYIN - HDP: ÇOCUK TUTUKLULARI KOĞUŞU YAKMA NOKTASINA GETİREN NEDİR?
Çocuklar ne demek istiyor?
Yapılan açıklamada, “Kamu görevlilerinin yangının çıkmasında ihmalleri olmamasına rağmen, yangın öncesinde, çocuk mahpusları yangın çıkarmak zorunda bırakan koşullarda sorumlulukları var mıdır” diye soruldu.
Çocukların iki ay arayla yangın çıkardığı yönündeki resmi açıklamalar, mahpusların hayati risk taşıyan girişimlerde bulunmalarına sebebiyet veren koşulların araştırılmasına ilişkin bir çalışmayı zorunlu kıldığı anlatıldı.
Çocuk mahpusların intiharları
Açıklamada Türkiye’de 2009’dan Mart 2017’ye kadar hapishanelerde 18 çocuğun hayatını kaybetti de hatırlatıldı.
“Bu 18 çocuktan 5’i son 7 ayda, kendi bulundukları oda/koğuşta yangın çıkartmaları sonucunda hayatlarını kaybetmiştir.”
Adalet Bakanlığı’nın CHP Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi’nin bilgi edinme başvurusuna verdiği yanıta göre, çocuk mahpusların yaşamını kaybetme nedenlerinin başında intihar geliyor.
STÖ’ler çocuk mahpusların ölümlerinin yarısının intihar olması ve intihar ettiği ifade edilen çocukların yüzde 30’unun henüz tutuklu oluşunu “çocuk mahpuslar açısından bu infaz sisteminin çöktüğünün ifadesi” olarak nitelendirdi.
Devlete yükümlülüklerinin hatırlatıldığı açıklamada, Adana’daki yangınlar gibi çocukların taleplerini görünür kılmak için yangın çıkardıklarını düşündüren durumların varlığına rağmen bu ölümlerin incelenmemesinin, kamu görevlilerinin sorumluluklarına dair soruşturma açılmamasının veya soruşturmaların veya “yangının çıkmasında sorumluluğu yoktur” benzeri kararlarla sonuçlandırılmasının endişeyle karşılandığı ifade edildi.
TIKLAYIN - "ÇOCUK HAPİSHANESİ AÇMAK SUÇ ÜRETMEK DEMEK"
AİHM kararları ve BM tavsiyesi |
AİHM, Çoşelav/Türkiye kararında, kendisine zarar vermesini önlemeye yönelik yeterli ve gerekli adımları atılmadığı ve yaşam hakkını korumaya yönelik yükümlülüklerini yerine getirilmediği gerekçesiyle, 2003 yılında Kars Hapishanesi’ndeki koğuşunda kendini asarak intihar eden Bilal Çoşelav isimli çocuğun yaşama hakkının ihlal edildiğine karar vermişti. Kararda, Çoşelav’ın yetişkin hapishanesinde kalmasının intiharda etkisi olduğu öne sürülerek uygulama eleştirilmişti. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, 2012’de Türkiye hakkında yayınladığı gözlem raporunda “özellikle tutukluluk yerlerinde ve genel olarak intihar ve öldürme vakalarında detaylı araştırma yürütülmesi” konusunda tavsiyede bulunmuştu. |
TIKLAYIN - HAPİS CEZASI ALAN ÇOCUK SAYISI 10 YILDA 34 KAT ARTTI
İmzacılar
Açıklamayı imzalayan kurumlar: Adana Barosu, Başak Kültür ve Sanat Vakfı, Çocuk Vakfı, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği/Türkiye Hapishane Çalışmaları Merkezi, İnsan Hakları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi, Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği, Türk Tabipler Birliği, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı. (YY)
TIKLAYIN - BOZDAĞ: CEZAEVLERİNDE 1752 TUTUKLU, 831 HÜKÜMLÜ ÇOCUK VAR
* Açıklamanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.