Behice Boran'ın 100. doğumgünü çerçevesinde düzenlenen etkinlerin sonuncusu olan "Doğumunun 100. Yılında Behice Boran'a Saygı Sempozyumu" Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde (MSGSÜ) bugün başladı.
Prof. Dr. Hayriye Erbaş, Boran'ın evrensel bilim anlayışının Türkiye'de sosyal bilimlere katkısından söz ederken, Prof. Dr. Ali Ergur ise Boran'ın "gelecekte olanı sorgulayan" diyalektik analiz yöntemlerinden bahsetti. Son olarak söz alan Prof. Dr. Neşe Özgen ise, Boran'ın sosyalist kimliğinin sosyal bilimler alanındaki çalışmalarına etki etmediğini, sosyal bilimler çalışmalarının kendisini sosyalist bir kadın yaptığını söyledi.
Boran'ın evrensel bilim anlayışı
Birinci oturumda ilk olarak söz alan Ankara Üniversitesi (AÜ) Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi (DTCF) Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hayriye Erbaş, Türkiye'de Behice Boran öncesi ve sonrası sosyolojide yaşanan değişikliklere dikkat çekti. Boran sayesinde DTCF'nin bir sosyoloji geleneğinin oluştuğunu söyleyen Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:
* Behice Boran, "evrensel bilim anlayışını benimsemişti". Ankara Üniversitesi DTCF'de de bu anlayış sayesinde farklı bir sosyoloji geleneği yarattı.
* O dönemde Türkiye genelinde sadece AÜ'de ve İstanbul Üniversitesi'nde (İÜ) sosyoloji bölümü vardı. İÜ'de daha devlet odaklı ve statükocu bir sosyoloji anlayışı hakimken AÜ'de Boran sayesinde evrensel ve eleştirel bir sosyoloji mantığı hakim oldu.
* Boran, evrensel bilim anlayışını benimserken, aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere, genel sosyoloji anlayışına eleştirel gözle bakardı.
"Bilim toplumu değiştirmek içindir"
* Bilimin toplumu değiştirmek için var olduğunu savunan Boran, bilim insanlarının toplumlumun özgün yapılarını göz önüne alarak bilim yapmaları gerektiğini düşünürdü.
* Temel sorunları çözme için bireyler üzerinden değil, toplumsal düzlem üzerinden çalışmak gerektiğine inanırdı. Toplumu doğru analiz edebilmek için tarihsel çözümlemeyi doğru yapmak gerektiğini savunurdu. *Alan çalışmalarına son derece önem veren Boran, Manisa çevresinde dağ ve ova köylerine kapitalizmin etkilerini araştıran bir çalışma yaptı. Bu çalışma çerçevesinde beş dağ köyünü ve sekiz ova köyünü inceledi.
* Toplumda kadının konumunu sınıf bağlantılı olarak değerlendiren Boran, gezdiği köylerde kadının konumunu ve bu konumun kapitalizmle değişimini de incelemiştir.
"Boran, sosyolojinin insanlığın evrimini amaçlamasını savunurdu"
Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ergur da Boran'ın köy çalışmalarına atıfta bulunarak, "ABD'de ayrıcalıklı bir hayat yaşama şansı varken, Manisa köylerinde alan araştırması yapmayı tercih etti" dedi ve şöyle devam etti:
* Boran, kesinlikle steril bir sosyoloji yapmadı. Onun sosyolojisi, evrenselci ve insanlığın evrimini amaçlayan bir sosyolojiydi.
* Saha çalışmalarını yapan ilk isim olmasa da, bu çalışmaları tipoloji kurark yapan ilk isimdi; köyleri "sosyal tip" olarak görürdü.
* "Gelecekte olanı sorgulayan" diyalektik bir analiz yöntemi vardı. Toplumsal evrim konusunu sosyolojinin gündemine getiren ilk isim olan Boran, yerleşik değerlere karşı çıkmasının yanı sıra sosyal bilimlerin epistemolojisine de eleştirel bakardı.
* Her toplumsal yapının feodalizm, kapitalizm gibi aynı süreçlerden geçmek zorunda olmadığını düşünen Boran, toplumların bazı süreçleri değiştirerek, bazılarının da atlayarak modernizme ulaşabileceğini savunurdu.
"Boran'ı sosyal bilimler sosyalist yaptı"
Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Özgen ise Boran'ın sosyalist kimliğinin sosyal bilimlere bakışını etkilemediğini, sosyal bilimlere yaklaşım tarzının kendisini doğal olarak sosyalist yaptığını iddia etti.
* Eşitsiz Birleşik Gelişme Yasası'nı çalışmalarında uygulardı. Ancak bunu yaparken Marx'dan söz etmektense, Marx'ın analizlerini toplumsal yapı üzerinden örneklendirerek insanlara anlatırdı.
* "Biz bize benzeriz" anlayışına doğrudan karşı çıkardı. Boran "tek millet" anlayışını son derece tehlikeli bulurdu.
* Sanatta romantizmden, hayatta bohemlikten nefret eden Boran, birbirinden farklı konularda yorumlarını da kaleme alırdı. Gittiği bir resim sergisinden pop kültürüne, kuantum teorisinden tiyatroya kadar pek çok konuda yazılar kaleme aldı. (EKN/EÖ)