Fotoğraf: Besna Tosun'un videosundan
Cumartesi Anneleri/İnsanları, koronavirüs salgını nedeniyle bu haftaki eylemlerini sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiler. 782. haftanın açıklaması Cumartesi Anneleri Twitter hesabından canlı olarak yayınlandı.
Açıklamayı yapan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’undan Besna Tosun şunları söyledi:
“27 Mayıs 1995 tarihinden beri sürdürdüğümüz hakikat ve adalet arayışımıza koronavirüsü salgını nedeni ile bir süre sosyal medya üzerinden devam etme kararı aldık.
"Bu kararı yaşanan sağlık krizini aşmaya yönelik olarak sağlık örgütlerinin yaptıkları uyarılar çerçevesinde aldık. Ailelerimizin, destekçilerimizin, her hafta taleplerimizi kamuoyuna taşıyan gazetecilerin ve hatta bizi abluka altına alan, bize şiddet uygulayan emniyet güçlerinin salgının olası etkilerinden korunmasını amaçladık.
#CumartesiAnneleri782hafta mızda sağlıkta hukuk ve adalet gibi herkesin hakkıdır diyoruz. https://t.co/HMwkUl0It5
— Cumartesi Anneleri (@CmrtesiAnneleri) March 21, 2020
"Biz toplumu tehdit eden bu salgın karşısında yurttaş olarak sorumluluğumuzu yerine getirdik. Şimdi devletten de sosyal devlet olma sorumluluğunu yerine getirmesini talep ediyoruz. Sağlık da hukuk ve adalet gibi herkesin hakkıdır ve asla ticarileştirilemez. Devlet egemenlik alanında bulunan herkese ücretsiz, nitelikli ve adil sağlık hizmeti sunmalıdır.
"Bu devletin anayasal görevidir. Salgının etkilerine karşı korunmasız durumda olan insanlarımızın tüm ihtiyaçları karşılanmalıdır. Devletler bunun için vardır. Yurttaşlar bunun için devletlere vergi öderler.
"Hukukun üstünlüğünü esas alın"
"Bizler gözaltında kaybedilenlerin aileleri ve hak savunucuları olarak 782 haftadır ısrarla gözaltında kaybetmelerin cezasızlık sisteminin var olduğu, insan haklarının sistematik ve yaygın olarak ihlal edildiği koşullarda meydana geldiği gerçeğini anlatıyoruz.
"782 haftadır hakikatlerin ve insan haklarına saygılı demokrasinin üzerinde yükselen bir siyaset talep ediyoruz. 782 haftadır hesap verebilen, hukukun üstünlüğünü esas alan bir yönetim talep ediyor ve bunun için kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz.
"Hesap verebilen bir yönetim istiyoruz"
"Biliyoruz ki ancak hukuk devletinin, barışın ve demokrasinin egemen olduğu koşullarda kayıplarımızın failleri üzerindeki cezasızlık zırhını aşıp kayıplarımıza kavuşabiliriz.
"Biliyoruz ki hesap verebilen, yurttaşı ve haklarını öncelikleyken, demokratik, adil bir yönetim olmadan yaşam hakkımız, sağlık hakkımız da güvencede olmayacaktır." (RT)