Koronavirüs salgını nedeniyle eylemlerine üç haftadır sosyal medya üzerinden devam eden Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu hafta 39 yıl önce gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl için adalet talep ettiler.
785. haftanın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından İkbal Eren Yaptı. Eren, göz altında kaybedilen Nurettin Yedigöl'ün dosyasına ilişkin şunları söyledi:
“Sosyalist kimliği ile bilinen 26 yaşındaki Nurettin Yedigöl İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 10 Nisan 1981 tarihinde İstanbul/ İdealtepe’de bir eve yapılan polis baskında gözaltına alındı.
“Dönemin ünlü işkence merkezi Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Yedigöl Ailesi, başta Kenan Evren ve dönemin askeri savcısı Faik Tarımcıoğlu olmak üzere devletin ilgili tüm birimlerine başvurdu. Ancak başvurulara sözbirliği halinde “Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı” cevabı verildi.
“En ağır işkencelere maruz kaldı”
“10 kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. “Şahidiz, işkencede öldürüldü’’ diye ifade verdi. Kayıtlara geçen tanık beyanlarına göre: Nurettin Yedigöl, Tayyar Sever yönetimindeki 1.Şube'de K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için Mete Altan’ın başında bulunduğu işkence timinin en ağır işkencelerine maruz kaldı. En son şubede sorgulanan diğer arkadaşları tarafından görüldüğünde kanlar içindeydi, konuşamıyordu, bilinci yerinde değildi. O günden sonra Nurettin’i gören olmadı.
“Zaman aşımı gerekçe gösterildi”
Nurettin Yedigöl'ün gözaltında kaybedilmesi ve faillerin yargılanması ile ilgili yapılan başvurular sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak soruşturmalarda zaman aşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.
Son olarak anne Zeycan Yedigöl, 15 Şubat 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. 10 Aralık 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi, evrensel hukuka ve teamüllere aykırı bir biçimde başvuruyu diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelemeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. (Başvuru Numarası: 2013/1566) İç hukukta tüm yollar kapanınca dava AİHM’e taşındı.
"Evrensel hukuka aykırı"
"Bugün bir kez daha altını çiziyoruz: Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi, 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde insanlığa karşı suç oluşturacak biçimde, bir devlet politikası dâhilinde işlenmiştir. Bu nedenle evrensel hukuk normlarına göre zamanaşımına tabi tutulamaz. Anayasa Mahkemesi dahil, yargı makamlarının bu tutumu, devletin ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırıdır.
"Gözaltında kaybedilişinin 39. yılında Nurettin Yedigöl dosyasında etkili bir yargı faaliyeti yürütülmesi, Nurettin Yedigöl’ün akıbetinin açığa çıkartılması, onu kaybedenler üzerindeki cezasızlığa son verilmesi için adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz.” (RT)