"Biz kafalarımıza poşet geçirilip Mamak çöplüğüne atılıyorduk. Emniyette itfaiye hortumuyla ıslatılıyorduk. Birçok işkenceden geçtik. Saçlarımızdan tutulup sürüklendik. Hakaretlere maruz kaldık."
Sinem Can 2000'li yılların başlarında yaşadıklarını böyle anlatıyor. Bir korku filmi değil bu, gerçek. Türkiye'de seks işçilerinin yaşadıkları bunlar...
Sinem Ankara'da seks işçisi olarak çalışıyorken maruz kalmış bu tacizlere, işkencelere; tıpkı kendisi gibi geçinmek için başka iş alanı bırakılmayan yaklaşık 100 bin seks işçisi gibi...
Günde 20 saat çalıştığım oluyor
Dersim'de doğmuş, o üç yaşındayken ailesiyle birlikte Ankara'ya göç etmişler. Üniversite okumuş, Eğitim Fakültesi'nden mezun olmuş. Ve beş yıl öğretmenlik yapmış.
Nasıl seks işçisi olduğunu ise şöyle anlatıyor:
"Cinsel kimliğimden dolayı, sorunlar yaşadım. Ve istifa etmek zorunda kaldım. İstifa ettikten sonra bu ülkede yapacağın pek bir şey kalmıyor. Tüm kapıları zorladım ama sonuç alamadım. Seks işçiliğinden başka yapacağım bir şey kalmamıştı ve ben de seks işçisi oldum."
"Zorunda kaldım" diyor Sinem. Sonra ekliyor: "15 yıldır seks işçiliği yapıyorum. Kimi zamanlar günde 20 saat çalıştığım da oldu. Yani, artık zorunlu olmaktan çıkıp mesleğim haline geldi seks işçiliği."
Bir seks işçisi günlük hayatında ne yapar, nasıl yaşar diye soruyorum. "Öğleden sonra kalkarız. Kuaföre gider, makyaj yaparız. Sonra alkol almaya başlarız. Ve seks işçiliği yaparız" diyor.
"Neden alkol?"
"Yaşadığımız zor anları daha çabuk unutmak için. Ama birçok seks işçisinin alkol problemi var. Çünkü şiddete ve ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Ve bu şartlar altında seks işçiliği yapmak zorunda kalıyorlar" diyor.
Seks işçilerinin çalışma koşulları Türkiye'de çok ağır.
Genelevlerde, randevu evlerinde çalışanlar var. Kayıt dışı çalışanlar var. Hiçbir sosyal güvenceleri yok. Seks işçiliği bir meslek olarak görülmüyor. Ve seks işçilerine tecavüz, tecavüzden sayılmıyor.
Türkiye'de 30'a yakın genelev bulunduğunu söylüyor Sinem. Ve ardından yıllarca genelevlerde çalıştıktan sonra yaşlandığı için sokağa atılan kadınların hikâyesini anlatıyor.
Haklarımızı biliyoruz
"Yıllarca genelevde çalışıp, genelevlerde yaşlanan kadınlar şimdi sokaklara atılıyor. Gidecek bir yerleri yok. Bir ekmek parasına insanlarla beraber olmak zorunda bırakılıyorlar."
Ailesinin sadece kadın üyeleriyle görüşüyor.
"Namus", "delikanlılık" gibi takıntıları olduğu için erkek akrabalarıyla görüşmek istemiyor. Zaten görüşmeyi kabullenen aileler de çoğunlukla bu konuların konuşulmamasını istiyor.
Sinem, Pembe Hayat Derneği'nde örgütlü... Hatta derneğin kurucularından. İnsan haklarını, hayvan haklarını savunmaya çalıştığını anlatıyor.
"Haklarımızı biliyoruz, nerede ne yapacağımızı biliyoruz. Maruz kaldığımız şiddete ilişkin raporlar hazırlıyoruz. Sesimizi dünyaya duyuruyoruz. Davalar açıyoruz, kimini kazanıyor, kimini kaybediyoruz."
Seks işçilerinin günlük kazançları çok az. Zaten kazandıkları paranın birçoğu da "Kabahatler Kanunu" altında kesilen cezalara gidiyor. Cezayı ödeyemezlerse, hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Yasa tasarısı seks işçilerini kapsamıyor
"Bize yıllarca sokaklara çıkmayın, barlarda, evlerde çalışın dediler. Görünmememizi istediler. Şimdiyse evlerimizi basıyorlar. Telefonlarımızı dinliyorlar. Kabahatler Kanunu ile cezalar kesiyorlar. Markete dahi çıksak, sokağa çıktık diye para cezası kesiyorlar."
Seks işçilerinin gidecekleri yerlerinin olmadığını, sokağa çıkarlarsa şiddetin yeniden büyüyeceğini belirtiyor.
Seks işçilerinin talepleri anlatmaya koyuluyor sonra:
"Öncelikle 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele' yasa tasarısının son halini kabul etmiyoruz. Çünkü bu kadınların, seks işçilerinin haklarını kapsamıyor. Ama önümüzde bir anayasa yapım süreci var. Biz seks işçiliğinin bir meslek kolu olarak görülmesini, sosyal güvenceye kavuşmayı, ceza yasalarının düzenlenmesini ve sendikal örgütlülüğe kavuşmayı istiyoruz."
Seks işçiliğinin bir meslek olarak görülmesinin, kadın cinayetlerini azaltacağını düşünüyor Sinem. "Çünkü seks işçiliği meslek olarak kabul edilirse, bu bir 'namus meselesi' olmaktan çıkacak ve kadın cinayetleri zamanla azalacak."
Konu bugün Ankara'da başlayan Seks İşçileri Konferansı'na geliyor.
Konferansın amacının seks işçilerinin maruz kaldığı polis şiddetini gündeme getirmek olduğunu söylüyor ve ekliyor "Hiçbir şeyden çekmedik, polis şiddetinden çektiğimiz kadar."
Usuldendir diyerek son olarak söylemek istediği bir şeyin olup olmadığını soruyorum: "Önyargı" diyor; "Önyargılarını kırmaya çabalasın insanlar. Bu konularda bilgilensinler". (SK/ÇT)