Onlarca çocuk bir anda etrafımızı sardı. Hepsi bir ağızdan konuştuğu için söylenenleri anlamak neredeyse imkansız. Sosyal Hizmetler İl Müdürü Kahraman Eroğlu olaya müdahale ederek çocukları sakinleştiriyor.
Küçükler sokulgan, büyükler mesafeli
En iyisi, önce açık havada biraz dolaşmak: Civciv ve piliçlerin bulunduğu kümesleri geziyoruz. Burada üretim yapan çocuklar, yetiştirdikleri hayvanları bizlere gösterebilmek için yanıp tutuşuyor. Ardından köpeklerin bulunduğu kafeslere geliyor sıra. Burada da aynı sahneler tekrarlanıyor.
Yurtta kalan 10-18 yaşları arasındaki çocukların çoğu artık sadece bizimle ilgileniyor. Yine de yaşı küçük olanların coşkusunun yanında büyüklerin tedirginlik ve uzaklıkları dikkat çekiyor.
İlk dakikalarda biraz zorlayıcı bulduğumuz bu yoğun ilgi, çocukların kabul görmeye ne kadar da ihtiyaç duyduklarını anlatıyor olmalı.
Önce biraz çekingen davransalar da öykülerini anlatmayı, anlaşılmayı istiyorlar. Utangaçça tuttukları ellerimizi bırakmıyorlar bir türlü.
Sevkan: Israrcı mı ısrarcı
Kümeste üzeri kirlenen Sevkan , yatakhaneye giderken beni de yanına katmak için ısrarcı. Büyük pencereli, aydınlık, yüksek tavanlı bir büyük yatakhane . Herşey yepyeni ama kişisel hiçbir eşya yok ortada.
Sevkan, dolaplar arasında oyuncağını ararken, dolapların da bomboş olduğunu görüyorum. Sonra aşağı iniyoruz. Sevkan, temiz bir tişört bulamadığı için üstünü değiştiremedi.
Biz yatakhanedeyken çocuklar masa tenisi salonunda, Kahraman Eroğlu ile sıkı bir maça girişmişler bile. Bir kısmı heyecanla karşılaşmayı izliyor, diğerleri biraz alaycı uzaktan bakmakla yetiniyor.
Coşkulu ilgi yerini uzak bir meraka bıraktı bile. Çocuklara tekrar yaklaşmak hiç kolay değil. Önce günlük programlarını sormalı:
"Sabah 8'de kalkıyoruz. Haftanın 3 günü denize gidiyoruz. Yüzme öğreniyoruz. Diğer günlerde 1 saat spor yapıyoruz. Duş alıyoruz. 1,5 saat etüt ve ders var. Sonra atölye çalışmaları, bahçecilik var. Bir de her gün üç kişi köpeklerle, tavuklarla ilgileniyor."
Sokağa açılış nasıl başlar?
Ardından öykülere geliyor sıra:
Çocukların çoğu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden İstanbul'a göç eden ailelerden. Sorunların yükünü sırtlanamayınca çareyi evden uzaklaşmakta bulmuşlar. Bazıları da aileleri tarafından sokakta çalıştırılmış. Mendil ya da su satmış, araba camı silmiş. Sokakta çalışmakla başlayan maceraları, sokakta yaşamaya dönüşmüş sonra. İlk günlerin masumiyetini yitirmeleri uzun zaman almamış sanki. Önce ekmek istemişler, olmazsa zorla, tehditle almışlar.
Yurdun gediklilerinden Recep Erbay henüz 16 yaşında. Öyküsü, oldukça bildik ancak yine de onun için biricik:
"Malatya'dan 1993'de geldik. Alibeyköy'de oturuyorduk. Babam çok içiyordu. Sonra boşandılar. Ben annemle kalmak istedim. Üveybabam beni istemedi, ben de üveyannemi istemedim. 1.5 yıl ailemle yaşadım. 11 yaşımda ilk kez evden kaçtım . Aileme, evime yakın yerlerde dolaştım. Para istedim, camilerde dilencilik yaptım. Sonra tinerci arkadaşlarım oldu. Tinere başlayınca sokağa alıştım. Toplam 5 yıl Beyoğlu civarında yaşadım. Sokakta yaşamak, ölümle yaşam arasında bir boşluk. Her an herşey olabilir orada. Eve gittim ama kalamadım. Buradan da1 kere kaçtım . Arkadaşlarımla kavga etmiştim. Hocalarım bana kızınca kaçtım. Şimdi tarlam var, galoş atölyesinde çalışıyorum. Köpeklerim, tavuklarım var. Artık buraya alıştım. Ev gibi . Evde, tarlada olmayı seviyorum."
Biribiriyle çatışan iki özlem
Ve yurtta bulunduğum sürece, elimi bırakmak istemeyen küçük Sevcan Özcan. Henüz 10 yaşında. Öyküsünü anlatmak için sabırsızlanıyor. Üstelik yurttan ayrılana kadar onu susturmak hiç de kolay olmayacak:
"Benim ailem yok. Yurtta kalıyordum. Sonra kaçıp sokakta yaşamaya başladım. Uzun süre Bostancı'da ve Küçükyalı'da tren istasyonlarında kaldım. Orada esnafı tanıyorum. Arkadaşlarım Okan, Serkan, Özgür vardı. Şimdi onlar da buradalar. İlk ben geldim, sonra onlar da geldiler. Alıştım buraya. Ama buradan da iki kere kaçtım . İlk kaçtığımda Küçükyalı'yı özlemiştim . Sonra orada birkaç gün kaldım. Burayı özleyip geri geldim . Burada paten var, ders var, hoca derse çağırıyor, matematik var. Artık kaçmam."
(BB/NU)