Tertemiz, bahçe içinde, denize çok yakın bir merkez bu. 40'lı yılların Türkiye'sinde ilk kez hayata geçirilen köy enstitüleri modelinden esinlenerek kurulmuş. Hedef: Çocukların bahçeyle, toprakla, hayvanlarla uğraşarak kendine güven kazanması ve sevgi ortamında büyümesi. Atölye çalışmalarıyla meslek sahibi olmaları.
150 yatak kapasiteli yurt binası henüz tam kapasiteyle hizmete girmiş değil.
Ama şu sırada yurtta kalan gençlerin çalışma ve etkinlik alanları; galoş atölyeleri, mum atölyeleri, etüt odaları, masa tenisi salonları ile genişletilmiş durumda.
30 çocuğun sürekli kaldığı merkezde, sosyal hizmet uzmanlarının sokakta çalışırken ya da yaşarken bulup getirdiği çocuklarla birlikte yurdun nüfusu zaman zaman 60-70'e kadar çıkıyor.
Dört aşamalı
6 sosyal hizmetler uzmanı ve 1 hemşire ile halk eğitimden gönüllü öğretmenlerin de hizmet verdiği Ağaçlı Çocuk ve Gençlik Merkezi, 4 aşamalı rehabilitasyon programının 3. Aşamasını temsil ediyor.
Sosyal Hizmetler İstanbul İl Müdürü Kahraman Eroğlu , bu aşamaları şöyle anlatıyor:
* İlk aşama, çocuğun sosyal hizmet uzmanları tarafından sokaktan alınması .
* Araçlarla toplanan çocuklar, 1 hafta 15 gün süreyle doktor, sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve öğretmenler yardımıyla hem fiziki ve manevi destek alıyorlar.
* Hastalık ve madde bağımlılığından arındırılıyorlar.
* Bu süreçte, çocukların ailelerine dönme şanslarının olup olmadığı araştırılıyor.
* Sonuca göre, ikinci aşamaya geçiliyor.
* İkinci aşama Kadıköy Çocuk ve Gençlik Merkezi . Burası Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Sokak Çocuklarını Rehabilitasyon Derneği, İstanbul Barosu Çocuk Komisyonu, Çocukları Koruma Şubesi İstanbul Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın da desteğiyle çalışıyor.
* Buradaki çocuklara, Halk Eğitim Merkezleri'nden gelen gönüllü öğretmenlerin de yardımıyla okuma yazma öğretiliyor.
* Okuma yazma bilen ve okul çağındaki çocuklar, civardaki okullara devam ediyorlar.
* Okuma yazma bilen, ancak okula gitmek istemeyen çocuklar ise Ağaçlı Çocuk ve Gençlik Merkezi'ne gönderiliyor.
* Dördüncü aşamada,bu çocuklar arasında başarılı görülenler bir yurda gönderiliyor ve eğitimlerini orada sürdürüyorlar."
Göç Çocukları: toprakla uğraşmayı seviyor
Ağaçlı Çocuk ve Gençlik Merkezi'nde kalanların yüzde 75'i Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden göç ederek İstanbul'a gelen ailelerin çocukları.
İstanbul'daki ekonomik zorluk ve sorunların yanına, bir de uyum sürecinde yaşananlar eklenince ailelerinden uzaklaşan bu çocuklar; tarıma, hayvancılığa ve toprağa yatkın oldukları göz önünde tutularak, toprak ve tarımla ilgili çalışmalar içine alınıyor.
Bir başka hedef de ailelerinden destek ve sevgi göremeyen çocukların, sevgi açlığını hayvanlar aracılığıyla tamamlaması.
Güven ve sevgi eksikliği
Hem aileleri hem de toplum tarafından dışlanan, defalarca ölümle burun buruna gelen bu çocukların kendilerine de insanlara da güvenmediğini söylüyor Kahraman Eroğlu:
"Ağaçlı Köyü'nde somut bir iş yaptıklarını ve takdir edildiklerini görünce, yeniden güven duymaya başlıyorlar. Bu da rehabilitasyonun önemli bir aşamasını oluşturuyor."
Sokaklarda yaşamaya alışmış çocuklarla ilgili önemli bir sorun da, onların kapalı ve sürekli bir mekanda barınamaması .
Onlar, insanlara ve mekanlara alışmakta güçlük çekiyor. Üstelik karşılaştıkları güçlüklere karşı yarattıkları savunma mekanizmasını kırmak hiç de kolay değil. Onlara istemedikleri bir şeyi zorla yaptırmak ise neredeyse imkansız
. Sevgiye ne kadar yabancılarsa, dayağa, öfkeye ve tehdite o kadar alışkınlar çünkü . Çocukların pek çoğu çeşitli kereler yurttan kaçmış. Kaçış nedenleri ise, öğretmenleri tarafından eleştirilmeleri , yurttaki arkadaşlarıyla tartışmaları ya da sokaktaki arkadaşlarını özlemeleriymiş.
Sıkılmasınlar diye
Yurtta, çocukların sıkılmaması için çeşitli formüller düşünülmüş:
Tavuk ve köpek yetiştiriyorlar, bahçecilik yapıyorlar. Kendilerine ayrılmış alanlarda domates, karpuz, fasülye üretiyorlar. Bu işi ne kadar önemsedikleri, bahçelere gösterilen özenden belli .
Arkadaşları gururla tarlalarını gösterirken, kendi mahsülünün kötü olmasına üzülen bir çocuk, köşesine çekildi bile... Onu yeniden gülümsetmek hiç de kolay olmuyor.
Çocukların ilgisi yetkilileri de harekete geçirmiş. Kahraman Eroğlu, yurt sakinlerinin galoş ve mum atölyesinde hevesle çalıştıklarını görünce, atölyeleri ve çalışma sahalarını genişletmeyi amaçlamış. Birkaç ay içinde çam, devekuşu, kuş ve balık üretiminin yanı sıra, marangozluk atölyesini de hizmete sokmayı planlıyor.
Atölyelerde üretilen her şey, satışa çıkarılıyor. Geliri de, çocuklar adına açılan banka hesaplarına yatırılıyor .
Ancak satışlar ne yazık ki, çok düşük. Kahraman Eroğlu, isteyen herkesin yurtlar için faydalı bir şeyler yapabileceğini hatırlatarak şunları söylüyor:
"Büyük maddi yardımlar beklemiyoruz. Bizden galoş satın alacak bir hastane, mum satın alacak bir lokanta, çam satın alacak yazlıkçılar da önemli destek sağlar. Ya da zanaat sahipleri çırak olarak çocuklarımızı yanlarına alıp eğitebilirler. Amacımız çocuklarımızı meslek sahibi yapabilmek." (BB/NU)