7 Haziran Genel Seçimleri öncesinde İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Erkan Saka ile siyasi partiler ile siyasetçilerin sosyal medya stratejilerini, sosyal medyanın da seçim kampanyalarını nasıl etkilediğini konuştuk.
Yrd. Doç. Dr. Saka söz konusu sosyal medyadaki seçim kampanyaları olduğunda en başarılı olanın Halkların Demokratik Partisi (HDP) olduğunu söylüyor. HDP’yi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) izliyor.
Yrd. Doç. Dr. Saka geçtiğimiz yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasındaki sosyal medya mecralarına yönelik yasaklar sebebiyle bu mecra için iyi kampanyalar geliştirilmediğini, ancak bu seçimde Twitter, Facebook, YouTube gibi mecralara yönelik bir engelleme olmadığı için siyasi partilerin bu alan için de strateji üretmeye başladığını söylüyor.
Gezi direnişinden bu yana Twitter’ın kamusal tartışmaya katkı sağladığının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Saka, yine de bu alanın sınırlı bir kitle tarafından kullanıldığını, genel seçmen için farklı dinamiklerin olduğunu hatırlatıyor.
TIKLAYIN - SOSYAL MEDYADA SEÇMEN TAVRI
"Sosyal medyada en iyi HDP"
Son üç seçimde sosyal medya siyasi partilerin kampanya tercihlerini nasıl etkiledi?
Önceki iki seçimin problemi yasaklara, bilhassa büyük mecraların yasakların denk gelmesiydi. O yüzden tahmin ettiğim kadar çevrimiçi kampanya yapılamadı. Biz kişisel olarak girebilsek bile kurumlar giremedi. Öyle bir canlılık görmedim.
İki seçimde bir agresiflik söz konusuydu. Şimdi de bir agresiflik, saldırganlık var ama bunun yanında şenlikli bir hava da söz konusu. Tüm partiler biraz daha hazırlıklı. Yasaklar da olmayınca CHP ve AKP de kurumsal olarak daha rahat hareket edebiliyor.
HDP ise en güzel sosyal medya kampanyasını yürütüyor. Ama bunun sebebi kurumsal alınan merkezi kararlar olmayabilir. HDP kadar gönüllülerin, alttan kampanya yürüttüğü, herhangi bir olaya karşı anında harekete geçen parti yok. Diğer partiler daha merkezi hareket ediyor. HDP mizahla politikayı da birleştirebiliyor, bu nedenle HDP çok önde gözüküyor.
MHP durgun. MHP herhalde hep aynı. O konuda bir istikrarları var.
CHP’nin de bir gönüllü kitlesi var ama çoğunlukla belli bir profesyonellikle bu işi yürütüyorlar ve daha tek düzeler. CHP’de tek değişim olarak “Alkışlıyoruz” kampanyasını söyleyebiliriz.
"AKP sosyal medyaya önemli yatırımı yapıyor"
AKP bu işi çoktandır yapıyor. Merkezi ama profesyoneller. Daha öncen sosyal medya ordusu dedikleri şeyin de adını koydular. Bu Ak Trollerin artık dijital ofisi var. Ama en azından şeffaflık açısından, burada kimin çalıştığının, burayı kimin yönettiğinin görülmesi açısından iyi.
AKP burada da “mega projeler” gibi burada da “mega işler” yapmak istiyorlar. Galiba Guiness Rekorlar Kitabı’na girme çabası var. Herkes profil resimlerini değiştiriyor. Geçen hafta “Herkes Konuşur Ak Parti Yapar” sloganının sosyal medya tarafının da merkezi bir etkinlik yapma planı vardı. Ama sosyal medya adem-i merkeziyetçi bir yapıya sahip olduğu için merkezden yapılan şey bir yere kadar gidiyor ve kısa sürüyor.
HerkesKonuşurAkPartiYapan hashtaginin uzun süre Trending Topic olması bekleniyordu ama o gün girdi ve birinci sıraya bile çıkamadı, Demirtaş’ın konuşmasını geçemedi.
Yani AKP’nin sosyal medya stratejisi organik ve alttan değil, daha merkezi ve sınırlı. Ama yine de bu alana en çok yatırım yapan da AKP.
"Twitter kullanıcısı dinamik ama sınırlı"
Seçim kampanyalarında sosyal medyanın belirleyici etkisi var mı?
Genel demografik özelliklere bakıldığında sosyal medya kullanımı çok aktif de olsa seçmen sayısı açısından bir sınırlılığı var. İktidarın bu kadar ana akım ve geleneksel medya kuruluşlarına yatırım yapması boşuna değil. Televizyon hala seyrediliyor. Akıllı telefonlarla büyük bir mobilleşme var, internet hayatımıza gittikçe daha fazla giriyor ama bu beş yıl sonra daha etkili olacak.
Şu anda büyük bir seçim taktisyeni olan Recep Tayyip Erdoğan bunu görüyor. Ve her ne kadar çok dinamik bir kitle olsa da sayısı gereği Twitter seçmenini gözardı edebilir. O nedenle genel stratejinin bir parçası olmalı.
Sosyal medya okumuş, entelektüel kesimin, medyanın gündemini çok belirliyor ve bu da bazı çevreleri çok rahatsız edebiliyor. Ancak seçim denen mantık yalnızca buna dayanmıyor, farklı dinamikler mevcut.
Bizde sosyal medyanın her zaman aktif ve ümit kaynağı olmasının sebebi de geleneksel medyadaki dengesizlik tabi. İktidar partisine ve Erdoğan’a bu kadar zaman ayrılırken diğerlerine çok az ayrılıyor. Anadolu Ajansı iktidar yönünde yayın yapıyor. Bu durumda sosyal medya tek çıkış haline geliyor. Bu da bir dengesizlik, sağlıksızlık aslında.
Siyasetçilerin sosyal medya karnesi
Siyasetçilerin sosyal medya karnesi nasıl? Etkileşime açıklar mı?
İlk defa Erdoğan’ın tweet attığını görüyoruz. Bizi onun adına atmıyor. Bu önemli bir performans. Bulunduğu konumdan ötürü zaten çok takipçisi var.
Muhtemelen Demirtaş da tek başın atmıyor ama Demirtaş genel olarak Twitter ve sosyal medya mantığına uygun performans gösteriyor. Demirtaş hashtag bile başlatıyor, açık ara Twitter aktivisti gibi bir havası var.
Devlet Bahçeli de aynı Erdoğan gibi aynı, daha tek tip ve geleneksel stilde tweet paylaşıyor.
Kılıçdaroğlu genelde Erdoğan ve Bahçeli’ye benzese de son dönemde ilginç bir performans sergilemeye başladı. Ekşisözlük’teki söyleşi çok iyiydi. Bu anlamda Kılıçdaroğlu’nda da bir açılım var.
Ahmet Davutoğlu da Erdoğan ve Bahçeli gibi. Çok aktif bir kullanıcı değil. Bazen partisinin propaganda kampanyalarını desteklemek için hashtag kullanıyor. Ama o da aynı diğerleri ile aynı kulvarda.
"Son dönem en iyi CHP'li vekillerdi"
Peki adayların sosyal medya ile arası nasıl?
Ben bu seçimlerde çok öne çıkan aday göremedim. Gözüme çarpan ideal etkileşimler olmadı.
Benim en önemli kriterlerimden biri “Sosyal medyada önüme geliyor mu”. Önüme gelmiyorlarsa çok da parlak değillerdir. Eminim belli bir etkileşimleri vardır ama dijital yerlerin gündemine gelen, performansıyla etkileyen özel bir aday da göremedik. O biraz parti genelinde devam ediyor.
Milletvekillerinin durumu ise çok ilginç. İyi Twitter kullanıcısı AKP’li vekiller vardı ama bunların çoğu aday gösterilmedi, çoğu elendi. O elenmeden sonra CHP adayları öne çıktı. Son meclis döneminde Melda Onur, Şafak Pavey çok iyi performans sergiledi. Bu kapanan döneme damgasını CHP vurdu.
Seçmenlerin davranışları nasıl?
Twitter kullanıcıları arasında bir etkileşim var. Tabanın yaptığı performans liderliği de etkileyebilir. Ama AKP buraya çok az bakıyor.
Ama gördüğüm kadarıyla bugün HDP, CHP ve hatta MHP’nin bile seçmenlerinin etkileşimleri parti merkezleri tarafından dikkate alınıyor. Bunda tabi HDP seçmeninin yeri ayrı. Kampanya da bu nedenle daha yaratıcı ve renkli oluyor. Çoğu kesim Twitter kullanıcısının güçlü bir kullanıcı olduğunun, orada oluşan kamusal tartışmanın merkezi etkileyeceğinin farkında.
"Facebook ve Sözlük'ler de önemli"
Peki sadece Twitter mı? Facebook gibi diğer alanların sosyal medya kampanyalarında nasıl bir yer tutuyor?
Facebook sosyal ilişkiler açısından önemli. Bizzat sosyal çerçevene hitap edebileceğin bir alan. Normalde pek politik bir alan olmasa da böyle zamanlarda politika konuşuluyor. Twitter’da kamusal bir alana seslenirken, Facebook’ta 150-200 arkadaşına oynuyorsun. Haliyle etkileşimin daha fazla. Tabi kavga da daha fazla oluyor. Rengini belli etmen yakın çevreni etkiliyor.
O nedenle iki alana da ayrı ayrı dikkat etmek lazım. Facebook aktivistlerin çok hazzetmediği bir yer ama insanlara ulaşmak için önemli. Görüldüğü kadarıyla şu an bu iki mecraya iyi yatırım yapılmalı. Tabii bunların yanında Ekşisözlük, İncisözlük gibi yerel mecralar da dikkate alınmalı. (EA)