Bu zarar özellikle nakliyecilik, gıda, tekstil-konfeksiyon, ilaç, turizm ve akaryakıt alanlarında kendini göstermiş.
2.5 milyar dolardan 150 milyon dolara
GÜNSİAD İdari Müdürü Celal Balık'ın verdiği bilgilere göre: Körfez savaşından önce yıllık 2-2.5 milyar dolar civarında olan ihracat oranı savaştan hemen sonra "bıçak gibi" kesilmiş ve sonraki yıllarda bu oran yıllık 150 milyon dolara kadar düşmüş.
Bu olumsuz durum Şırnak'taki Habur Sınır Kapısının tekrar açıldığı 1996'ya kadar sürüyor, ondan sonra da 2001 yılı Eylül ayına kadar bariz bir iyileşme yaşanıyor. 5-6 yıl boyunca 150 milyon dolar olan yıllık ihracat oranı 1 milyar dolar düzeyine kadar çıkıyor, fakat bu rakam da Körfez Savaşı öncesi oranlarının çok altında.
11 Eylül uçakları Güneydoğu'yu da vurdu
Bu iyileşme çok sürmüyor, geçen yıl 11 Eylül'de ABD'ye yapılan saldırıyla ilişkili olarak Güneydoğu'nun ekonomisini ayakta tutan Habur Sınır Kapısı kapatılıyor, ve bir yıldır 52 bin kamyon, 16 bin tanker herhangi bir iş yapamıyor. Bölge'nin Diyarbakır, Şırnak, Siirt, Mardin, Batman ve Şanlıurfa gibi illeri doğrudan bu gümrük kapısından yapılan ticaretin aylık girdisi olan 60-70 milyon dolardan mahrum kalıyor.
Bu rakam 68 bin insanın doğrudan işsizliği ve dolaylı olarak da 1-2 milyon civarında insanın bu işsizliğin getirdiği olumsuz koşullardan etkilenmesi anlamına geliyor. Bu nedenle bir yıldır işsizlik oranı yüzde 40'dan yüzde 60'ın üzerine yükselmiş.
Karaboğa: ABD Türkiye'ye fon ayırsın
GÜNSİAD Başkanı sanayici Bedrettin Karaboğa da Habur sınır kapısının kapatılmasından önce çeşitli işletmelerinde 800 olan işçi sayısını 450'ye düşürmek zorunda kalmış.
Karaboğa, ABD'nin Irak'a yapmayı planladığı saldırının yalnızca siyasi boyutunun tartışılarak savaşın getireceği ekonomik sorunların tartışılmamasından yakınıyor, ABD'nin saldırısının kaçınılmaz olması durumunda Türkiye ve Güneydoğu'nun ekonomik zararlarının tazmini için ABD'nin Türkiye'ye ayrı bir fon ayırması gerektiğini savunuyor.
"Ekonomik OHAL kurulsun"
Güneydoğu, Irak'a olası bir müdahaleden etkilendiği kadar Türkiye'de 1987'den beri süren Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasından da olumsuz etkileniyor. GÜNSİAD Başkanı Bedrettin Karaboğa, bölgede sadece son üç yılda olağanüstü şartların yumuşaması nedeniyle; turizm, tekstil, seracılık, mermercilik gibi alanlarda yatırımların arttığına dikkat çekiyor, bu yatırımların kalıcılaşması ve artmasının OHAL'in uzatılması bir yana kaldırılmasıyla mümkün olabileceğini söylüyor.
Karaboğa, bölgede 16 yıl boyunca süren çatışma ortamının yarattığı güvensizliğin sermaye kesimlerinin buraya yönelmesini engellediğini söylüyor, siyasi olağanüstü durumun ekonomik olağanüstü duruma çevrilmesini öneriyor. (HA/NK)