Selek görüşlerini şöyle dile getirdi:
* Anladığım kadarıyla, toplantı, toplumsal patlama diye tanımladıkları tehlikeye karşı mücadele yöntemleri üzerineymiş. Yani olayı yine terörle mücadele olarak niteliyorlar. Onlara göre terörün yeni yöntemi sivil itaatsizlik.
* Kriz ve sosyal patlama tehlikesiyle ne kadar ilgisi var, bilmiyorum ama PKK'nin son bir yıldır tüm yayınlarında sivil itaatsizliği tartışması, Abdullah Öcalan'ın sürekli Gandhi'yi örnek vermesi bana pek tesadüfi görünmüyor. Yani bir taraf, silahlı mücadele harcadığı enerjiyi barışçıl muhalefete akıtmaya hazırlanırken, diğer taraf bunu engellemeye çalışıyor.
* Bu çok tehlikeli. Çünkü ne sorunları çözüyorlar, ne de muhalefetin gelişmesine izin veriyorlar. Böylece karşı tarafı daha çok şiddete itiyorlar.
* Böyle bir ortamda sosyal yapının tüm dinamikleri söner ve korkunç bir çürüme başlar.
* Patlama tehlikesi ise artar , çünkü basınç sürekli yoğunlaşmaktadır, tüm ifade araçları elinden alınmış bir toplumda büyük hastalıklar, büyük bunalımlar yaşanır .
* Hürriyet'deki haber küçük bir görüntü. Ama devlet gerçekten de sivil muhalefet tehlikesini temel gündeme almış görünüyor.
* Bunun için belki yüzlerce toplantı düzenliyorlar. Korkuyorlar. Olanlardan değil, olasılıklardan, gelişme potansiyeli taşıyan her şeyden korkuyorlar.
* Eğer demokratik muhalefetten yanaysak, bunu engellemeye çalışanlarla yarışmalı, daha disiplinli, daha yaratıcı, daha güçlü olmalıyız. (BB/NU)