DEM Parti'nin 25 yıldır İmralı Cezaevi'nde tutulan ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum PKK lideri Abdullah Öcalan'la temasları sürdürmekle görevlendirdiği heyetin üyesi TBMM Başkan vekili Sırrı Süreyya Önder, İmralı görüşmelerinin varacağı yerin "hala belirsiz olduğunu" söyledi.
"En net olan Öcalan"
Önder Mezopotamya Ajansı'ndan Mehmet Aslan'a verdiği söyleşide "Şu anda ne ABD’nin, ne İsrail’in, ne İran’ın, ne Türkiye’nin ne de Suriye sahasındaki diğer aktörlerin nasıl bir yol alacağı netlik kazanmış durumda." dedi.
Sırrı Süreyya Önder'e göre, "Şam’daki yeni iktidarın da ne yapacağı, nasıl bir Suriye kurgulayacağı net değil. Öcalan tam da bu belirsizlik sürecinde bir kez daha kendi Ortadoğu projeksiyonunu bir öneri olarak ortaya koyuyor. Belki de bu açıdan en net olan, Öcalan’ın pozisyonu."
"Kürtlerle savaşmak ya da barışmak konusunda hala net bir karara varılmadığı için Türkiye’de süreç net değil"
Aslan ile Önder arasında söyleşisinin ilgili bölümlerinde dile gelen soru ve yanıtlar şöyle:
Herkesin merak ettiği soruyla başlayalım. Neler oluyor, bundan sonra neler beklemeliyiz?
Kamuoyundan farklı olarak bildiğimiz tek şey, yaptığımız görüşmelerin içeriği. Zaten süreç belli bir noktaya ulaştığında bunlar da kamuoyu tarafından bilinmiş olacak. Fakat onun haricinde geleceğe dair bizim bilip de kendimize sakladığımız bir şey yok.
Bu belirsizlik normal mi?
Normal olduğunu söylemiyorum ama bu belirsizlik sürecin samimi olup olmadığıyla ilgili değil, konjonktürle ilgili. Yani sadece bizler değil, devleti yönetenler de, Ortadoğu’daki aktörler de aslında geleceğin belirsizliğini bertaraf etmek üzere çeşitli hamleler yapıyor. Bizim dahil olduğumuz bu süreç de, belirsizliği bertaraf edecek zemine ulaşma çabalarının sadece bir tanesi.
Bugün tartıştığımız konuların pek çoğunun bölgedeki gelişmelerle ilgili olduğunu biliyoruz. Abdullah Öcalan’ın bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin önerileri ve değerlendirmeleri nelerdir?
Şu anda ne ABD’nin, ne İsrail’in, ne İran’ın, ne Türkiye’nin ne de Suriye sahasındaki diğer aktörlerin nasıl bir yol alacağı netlik kazanmış durumda. Şam’daki yeni iktidarın da ne yapacağı, nasıl bir Suriye kurgulayacağı net değil. Öcalan tam da bu belirsizlik sürecinde bir kez daha kendi Ortadoğu projeksiyonunu bir öneri olarak ortaya koyuyor. Belki de bu açıdan en net olan, Öcalan’ın pozisyonu.
Abdullah Öcalan’ın net olan bu pozisyonunu biraz daha açabilir misiniz?
“Netliği” oluşturmak için savaşı, çatışmayı, halklar arasında duvara dönüşen keskin çizgileri değil, barışı, bir arada yaşamı ve geçişkenliği öneren bir siyasi duruş sergiliyor.
Çok fazla detay paylaşmıyorsunuz. Peki iktidar ya da devletin pozisyonuna ilişkin ne görüyorsunuz?
İktidar, bizim atfettiğimiz anlamda "devlet aklını" devreye sokup, belirsizlik karşısında Kürtlerle barışacak ve Ortadoğu’da bu şekilde mi temel aktör haline gelmeye çalışacak, yoksa “kadife eldiven içindeki demir yumrukla” Suriye’de Kürtlerle sert bir çatışmaya mı girecek? Şu anda ulaşılmak istenen temel nokta bu iki seçenek arasında karar kılmak.
Devletin bu konuda karar vermediğini mi söylüyorsunuz?
Bu temkinli iyimserlik sadece beklentili olmamayı, barışı yaratmak için emek vermeyi de ifade ediyor aslında.
Bence hala bu konuda net bir karara varılmadığı için Türkiye’de süreç net değil. Öte yandan Kürt toplumunun başta olmak üzere barış için bedel ödeyen kesimlerin bazı kaygıları var. Pek çok çevre toplumun ruh halini "temkinli iyimserlik" olarak nitelendiriyor. Bu tür dönemlerde kaygıların olması normal. Ayrıca bu toplumun bir feraseti var, bir deneyimi var. Yaşadıklarından çıkardığı dersler var. Temkinli iyimserlik bu dönemi algılamak için toplumun bilgeliğinin en damıtılmış halidir. Bu temkinli iyimserlik sadece beklentili olmamayı, barışı yaratmak için emek vermeyi de ifade ediyor aslında. Barış bu topraklarda yaşayan herkesin ortak ideali olmalıdır ve hepimiz bunu başarmak için bugüne kadar yaptığından daha büyük emeklerle barışı var etmeliyiz.
(AEK)