Yılmaz Geyik, 23 yaşındaki Sidar Uygurlar'ı, 12 Mart 2020'de Urfa’nın Siverek ilçesinde yaşanan basit bir trafik tartışması sonucunda silahla vurarak öldürdü.
Urfa Adli Tıp Kurumu tarafından 13 Mart 2020 tarihinde verilen otopsi raporunda, “ Sidar Uygurlar’ın ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı vertable ve kosta kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması ve büyük damar yırtılmasından gelişen iç kanama sonucu meydana geldiği tespit edildiği” belirtildi.
Sanık Yılmaz Geyik, olaydan tam 110 gün sonra sosyal medyada oluşturulan kamuoyu baskısı neticesinde yakalanarak 23.06.2020 tarihinde tutuklandı.
Geyik hakkında onlarca dava var
Uygurların babası Süleyman Uygurlar’ın avukatı Eren Keskin, “Olayın yaşandığı süreç pandemi koşulları nedeniyle, güvenliğin çok sıkı olduğu kamusal yasakların olduğu bir süreçtir. Böylesine bir süreçte sanığın 110 gün boyunca Siverek gibi küçük bir bölgede yakalanmamış olması dikkat çekicidir” dedi.
Sanık Yılmaz Geyik’in, adli sicil kaydı incelendiğinde suç işleme temayülü çok yüksek olan bir kişi olduğunu anımsatan Keskin, bugüne dek cinayet ve uyuşturucu suçları da dahil olmak üzere Diyarbakır ve Urfa illerinde hakkında açılmış onlarca dava bulunduğunu anımsattı.
“Dava konusu olay, kamuoyuna yansımış özelikle sosyal medyada “sanığın çok geç yakalanması nedeniyle büyük infial yaratmış bir olaydır” diyen Keskin, şunları söyledi: “Kaldı ki, tarafımızca olayın sosyal medyada yoğun bir şekilde tartışılıyor olması sanığın yakalanmasında önemli bir etken oluşturmuştur.”
Av. Keskin tarafından mahkemeye sunulan dilekçede 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 19. Maddesi uyarınca, yetkili hakim veya mahkeme, “kovuşturmanın görevli ve yetkili olan mahkemenin bulunduğu yerde yapılması, kamu güvenliği için tehlikeli olursa, davanın naklini Adalet Bakanı, Yargıtay’dan ister” şeklindeki madde hatırlatıldı.
Keskin dilekçede şunları ifade etti:
“Olayın oluş şekli, sonradan yaşanan gelişmeler, taraflar arasında sosyal medya üzerinden yazışmalar, müdahil taraf olarak aile bireylerinin tehdit ve takiplere maruz kalması gibi gerekçeler ve sanığın geniş olan aile yapısı, sanığın suç işleme temayüllü, mahkemenizde görülen davanın Siverek’te devam etmesinin kamu güvenliği açısından tehdit oluşturacağı düşünülmektedir.
Müvekkillerim olay sonrasında yaşanacak gelişmelerden endişe ettikleri için aile bireylerinin büyük bir bölümü Siverek’ten ayrılmak zorunda kalmışlardır. Yaşadıkları mağduriyet çok büyüktür. 23 yaşında genç bir insan “adeta şiddet bağımlısı” olan bir kişi tarafından öldürülmüştür.
Müvekkillerimiz ve biz vekilleri olarak, davanın Siverek’te devamının kamu güvenliği açısından tehdit oluşturduğu kanısındayız.”
5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 19/2 maddesi uyarınca, öncellikle davanın kamu güvenliği açısından tehdit oluşturup oluşturmadığı konusunda Adalet Bakanlığı’ndan görüş alınarak, ardından yasa gereğince Yargıtay’a gönderilmesi gerektiği kanısında olduklarını ifade eden Keskin, “Davanın esasına girmeden önce, bu talebimizin mahkemeniz tarafından değerlendirilmesini, vekil olarak talep ediyoruz.” dedi. (BD/EMK)