“Çok tuhaf hissediyorum. En son Gezi’de hissettiğim duygular içindeyim; oradaki mutluluk, keyif, yalnız olmama, duygusu, biraradalılık… Parti için bütün şeyler rafa kaldırılmış durumda, onun mutluluğundayım. Muhalefet bileşenleri arasında birbiriyle atışmalar ortadan kalktı.”
22. gününe giren Adalet Yürüyüşü’nü yürüyüşüne başından beri katılan avukat ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi üyesi Sera Kadıgil, yürüyüşe dair hislerini böyle aktardı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun MİT Tırları Davasıyla ilgili 25 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklanmasının ardından “Adalet” talebiyle Ankara Güvenpark’tan başlattığı Adalet Yürüyüşü 21 günü geride bıraktı.
Kadıgil’le Gebze’de bir benzin istasyonunda verdikleri mola sırasında telefonla konuştuk. Sesi neşeli geliyordu. 10 kilometre sürecek ikinci etabın ardından 22. günü Gebze'deki Topçu Kışlası'nda konaklayacaklar.
Yürüyüşte karşılaştığı insanları, onu şaşırtan anları, provokasyon iddialarını, iktidarın tepkilerine yorumlarını sorduk.
Yürüyüşün adalet talebinde birleşen farklı kesimleri bir araya getirdiğini, muhafazakar kesimden de katılımcılar olduğunu, “Hep müdahale ettikleri taraftaydım” dediği polislerle de karşılıklı empati sağladıklarını, her yaştan desteği, korteje eşlik eden sokak köpeklerini, Kemal Kılıçdaroğlu’nu anlattı.
“En son Gezi’de hissettiğim duygular içindeyim”
Kadıgil’in Adalet Yürüyüşü’ne dair aktardıkları izlenimler şöyle:
“Çok tuhaf hissediyorum. En son Gezi’de hissettiğim duygular içindeyim; oradaki mutluluk, keyif, yalnız olmama, duygusu, biraradalılık. Parti için bütün şeyler rafa kaldırılmış durumda onun mutluluğundayım. Bir tek parti içi de değil, muhalefet içi, muhalefet bileşenleri arasında birbiriyle atışmalar ortadan kalktı.
“Hakikaten adalet olmayınca hiçbir şey olmuyor. Bunu gören herkes, AKP’lisi de buna dahil, bizim yanımızda.”
“Talebimize hak veriyorlar”
“Çocuğu tutuklu kadından, 70-80 yaşında amcalar, yurtdışından gelmiş maratoncular, ayakları patladığı için ayakkabıyla yürüyemeyip ‘Ama genel başkan yürürken durmak yakışmaz’ diyerek çıplak ayak etap bitiren insanlar oldu.
“[Yürüyüşe katılmalarını en az beklediğiniz ama karşılaştığınız insanlar kimler sorusuna yanıt olarak] Başörtülü teyzeler, daha muhafazakar kesimden insanlar var. AKP’ye başında çok ciddi destek vermişler, ‘Alnı secde gören adam dedik ama bu kadarı bize de fazla’ diyen çok fazla vicdanlı insan var yanımızda.
“Kendileri geldikçe görüyorlar. Bizim Gezi’de yaşadığımız bir süreç vardı; uzaktan ‘terörist’ dendi ama biz içinde olanlar orada ne olduğunu, bunun haksız itham olduğunu çok iyi biliyorduk. Burada da aynı şey var, buna polisler askerler de dahil, bizim kim olduğumuzu çok net görmüş durumdalar, talebimizin ne olduğunu anlamış durumlarda çok hak veriyorlar.”
“Güvenlik kuvvetleriyle karşılıklı empati oluştu”
“Polislerle çok tuhaf anlar yaşadık. Ben bir aktivist olarak hep polisin müdahale ettiği taraftaydım. Şimdi biz de görevli olduk polislerle birlikte kortej düzeni sağlamaya çalışıyoruz.
“O çocukların içinde de ne kadar genç, tarih mezunu, yüksek lisans yapmış insanlar, gencecik jandarmalar var. Yaptıkları şeyin zorluğunu gördük, onlar da ‘Kötü insan değil bunlar’ diyerek bizi gördüler. Karşılıklı empati durumu oluştu güvenlik kuvvetleriyle.
“Tutuklu erlerin aileleri yürüyor”
“Darbe diye talimatla sokağa çıkartılıp tutuklanan, iddianame dahi hazırlanmayan, darbe ile FETÖ ile alakası olmayan 3-5 günlük erlerin her gün yürüyen aileleri var.
“Şehit aileleri çok fazla var. Evladını teröre kurban vermesinin adaletsiz bir düzenden kaynaklandığının farkında olan insanlar var.
“Kumpas mağdurları var, ben de Ergenekon avukatıyım.”
“İnanılmaz destek var”
“Sürekli protestolara odaklanılıyor ama inanılmaz bir destek var.
“İnsanların içten içe bu kadar çok destek olduğunu biliyorduk ama bunu cesurca bu şekilde açığa çıkarak söylemeleri hepimizi çok mutlu etti. Destek bekliyorduk bu kadar alenisi sevindirdi.”
“Çok yaşlı insanlardan çok destek var. Endişeleniyorsun, çünkü görüyorsun sıcağın altında tansiyonu düşüyor. Görevlerimizden biri de, bizimle yürüyüp nefesi yetmeyenleri alıp otobüse yerleştirmek. Çok canları sıkılıyor. 70 yaşında bir yaşlı teyze vardı, beti benzi atmış, ‘Yoruldun otobüse gel’ diyorum, ‘O yürüyorsa ben de yürüyeceğim, ne demek otobüse alalım’ diyor. Azar yiyoruz bir de, otobüse alamıyoruz.
“Sokak köpekler yanımızda”
“Düzenli olarak köpeklerimiz oluyor. Bize sürekli eşlik eden her mahallede sokak köpeğimiz oldu. Korteje gelip bizimle 3-4 gün takılıp yemeklerini yiyorlar, sularını içiyorlar, yıkıyoruz onları, seviyoruz, şımarıyorlar, oynuyorlar, onların mıntıkasını geçince geri dönüyorlar.
“Biz sıradan pil, Genel Başkan duracell”
“Genel Başkan, en önde koşan, peşine yetişemediğimiz, hızı yüzünden kortejde kopmalar yaşadığımız, bana mısın demeyen kişi. ‘Hepimiz sıradan piliz Genel Başkan duracell pili’ diye espri yapıyoruz.
“Bir vekil kalp krizi geçirdi, bir üyemiz hayatını kaybetti”
“Bu yola çıkarken bunun herhangi siyasi fikir için tehlikeli olduğunun Genel Başkan da farkındaydı, hepimiz de farkındaydık ama bizi bunu yapmaya mecbur bırakanlar utanmalı. Yoksa bu sıcakta 70 yaşında, günde 20 kilometre yürüyen adamın bundan korkusu kalmamış demektir.
“Aydın milletvekili Hüseyin Yıldız yaralı ayaklarla yürüyordu, kalp krizi geçirdi, hastanede, yürümesi yasak tek derdi o.
“Kalbinde üç stent olan Burdur milletvekili Mehmet Göker doktorların uyarılarına rağmen yürümeye devam ediyor.
“Parti Meclisi üyesi Tekin Bingöl, rahatsızlandı. Hasan Tatlı isimli üyemiz vefat etti.
“Genel Başkan önde, ana kortej arkada”
“Güvende hissettiğimi söyleyebilirim. Genel Başkan en önde ve polis kordonu etrafında bir karede yürüyor. Bu Genel Başkanın bireysel yürüyüşü, CHP yürüyüşü değil. Genel Başkana eşlik etmek isteyen misafirlerimiz oluyor.
Arkada ana kortej başlıyor. Genel Başkan’ın yanında yürümek isteyenler oluyor, onlar bir miktar yürütüyoruz sonra arkaya korteje alıyoruz.
“Genel Başkan eminim kalabalığın içinde de yürür ama burada önemli olan Genel Başkanın sağlığı. Onu çok büyük bir kalabalığın ortasında yürütemeyiz.
“Hiçbir şey olmasa, hepimizin ayaklarımızın arkası basılmaktan yara, su topladı, ben kına yaktım ayaklarıma biraz iyi oldu. Hem güvenlik endişesi hem de sağlığı için Genel Başkan önden yürüyor. Genel Başkanın koruma polisleri harika iş çıkardılar. Her adımı yürüyorlar.”
“Protokoller kalktı”
“Birliktelik duygusu ağır bastı. Protokoller kalktı. Arada bakıyorsun çimlerin içinde bir genel başkan yardımcısı çoraplarını çıkarmış ayaklarını ovuyor, öbürü başına su döküyor. Herkes her şeyi paylaşıyor.
“Adalet talebinin karşılığı Rabia mı?”
“Bu yürüyüşün amacı adalet isteği. Buna karşı olanlar adaletsizlik için mi çıkacaklar karşımıza. Adalet istiyoruz bu ülkede.
“Bundan yakınan tek kişi biz değiliz, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ birkaç yıl önce ‘Yargıya güven azaldı bir şey yapmamız lazım’ demişti. Yapın, yapmıyorsunuz. Meclis’te alamıyoruz, mahkemeler kapı duvar, ne yapacağız artık. Bunun ne kadar meşru talep olduğunu belki iktidar bu şekilde görecek. Bu kadar toplumsal destek beklediklerini düşünmüyorum
“Protestoculara da gülüyorum. Biz adalet diyoruz, Rabia işareti yapıyor, bunun karşılığı bu mu? Rabia’ya da hakaret ediyorsun. İyice her şeyi birbirine karıştırmış durumlar.”
“Herkesin ihtiyacı varmış”
“Yürüyüşten çıkacak sonuç şimdiye dek çıktı, toplum gördü ki insanlar yalnız değil. Korktuk, susalım; korktuk, susalım; korktuk, susalım derken herkes çok şişmiş, herkesin çok ihtiyacı varmış böyle bir şeye. Herkes çok meşru, çok haklı talebini dile getirecek bir alan arıyormuş
“Onlarca sivil toplum kuruluşu, sanatçı, iş insanı, bunca insanın bu adalet tabelası altında toplanması da artık bir şey ifade etmeyecekse iktidara ne edecek ben bilemiyorum. Kulak vermek mecburiyetindeler artık bu çağrıya, çünkü bu sadece bizim için değil.
“Ergenekon davaları zamanında da ‘Hukuku oyuncak etmeyin’ diyordum yine aynı şeyi diyoruz. Tarih yine bizi haklı çıkaracak, o yüzden lütfen dikkate alsınlar. İnsan kazanmanın da keyfine varır adil olunca.”
“Genel Başkan saygıyı hakkediyor”
“Genel Başkanı övün. Öyle bir şey yaptı ki. Parti içinde kızanlar oluyordu, bizim de kızdığımız oluyordu, eleştirdiğimiz noktalar oldu. Bunların hepsi zamanla oldu ama 70 yaşında yollara düşüp 26 gün 400 kilometre yolu kah sağanakta kah cehennem sıcağında yürüdü bu adam; bu adam bir parça saygıyı hakkediyor.” (BK)
* Manşet fotoğrafı: Sera Kadıgil
** Haber fotoğrafları: DHA