Savaşa karşı Koalisyon'un hazırladığı "Stop Bush" (Bush'u durdur) yazılı afiş, el ilanı ve çıkartmalara da şehrin neredeyse her köşesinde rastlamak mümkün.
Londra Noel'e kalmadan George Bush'un ziyaretini protesto sloganlarıyla çoktan süslendi bile. İnsanların yakalarındaki Bush'u durdur kokartları da rahatlıkla fark edilebilecek kadar yaygın.
Bush kelimesinin İngilizce'deki çeşitli anlamlarından türetilmiş pek çok slogan zaten aylardır savaş karşıtı gösterilerde kullanılıyor. Bunlar gittikçe renklenmeye hatta bazı dükkanların camlarına slogan olarak asılmaya bile başlandı. Bütün şehir bu ziyareti bekliyor ancak iyi hislerle beklemediklerini söylemek çok yanlış olmasa gerek.
Bush'un programı
Bush bu akşam Londra'ya varıyor. Bush 1918'den bu yana İngiltere'yi ziyaret eden ilk Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanı unvanını da bu ziyaretle kazanıyor.
Bush, normal bir ziyaretten farklı olarak çok kalabalık bir grupla birlikte; İngiltere ile ticareti değil savaşı ve sonuçlarını konuşmaya geliyor. Gelenler arasında 600 kişilik bir birlik, ağır silahlarla donanmış ABD güvenlik gücü, Bir Blackhawk savaş helikopteri de var.
Bush'un özel tasarlanmış silahlarla korumalı zırhlı aracı da geliyor bu arada. Bunlar bilinenler ama herhalde çeşnicibaşına kadar her şey düşünülmüş olmalı; yani başkanın sadece saldırılardan değil, her türlü duruma karşı korunması için.
Havaalanı ve limanlardaki kontroller dışında Fransa-İngiltere ve Fransa-Belçika arası çalışan trenler de kontrol altında. Ayrıca, çok önceden herhangi bir durumda Bush'u İngiltere'de korumak için gelen ABD polis ve ajanlarına vurma izni için de başvuru yapıldığı haberi yer aldı medyada.
Ateş açan asker ya da polisin tutuklama ve yargılamadan muaf tutulması talebi ise kabul edilmedi. İngiltere halkı bu taleplere ve ABD'nin kendi polis ve araçlarını getirmesine karşı çıkıyor; küçük düşürüldüğünü düşünüyor.
Bush şehirdeyken bütün metro istasyonlarının kapatılmasını ve şehrin belli bölgelerini -ki bu bölgeler ticaret merkezleri- her türlü trafiğe kapatma başvurusu da büyük bir tepki topladı.
Amerikalıların bu cüretkarlıklarının ziyarete tepkiyi toplumun değişik kesimleri arasında da yaygınlaştırdığını söylemek yanlış olmayacak. Guardian gazetesinin yaptırdığı bir kamu oyu yoklamasına göre; toplumun yaklaşık yüzde 40'ı bu ziyarete karşı. Ziyareti olumlu karşılayanların çoğunluğu da yukarıda sayılan nedenlerden dolayı kısmi bir tepki duyuyor.
Bush İngiltere'deyken Kraliyet sarayında ağırlanacak ve 14 bin İngiliz polisi görev yapacak. Bu ek güvenlik önlemleri İngiltere'ye 5 milyon İngiliz Sterlinine mal olacak. Aslında, bu miktar bile pek çok İngiliz için tek başına bir protesto nedeni. Kendi vergilerinden böyle bir harcamanın yapılması İngilizlerin çoğunun kabul edemeyeceği bir şey. Sokaktaki insanların bir kısmının ilk tepkisi bu olabiliyor.
Protestolar
Bush'un ziyareti sırasında neredeyse her gün ve şehrin her yanında eylemler yapılacak. Savaş karşıtları yaklaşık bir aydır neredeyse her gün şehrin her yanında halk toplantıları düzenliyor, okullardaki öğrencilere yönelik konuşmalar yapıyorlar ve herkesi eyleme çağırıyorlar; 60 bin ile 100 bin arasında insanın Perşembe günü öğle saatlerinde Kraliyet sarayının önünde eyleme katılması bekleniyor.
Çalışma günü ve gün ortası olmasına rağmen pek çok insanın izin alarak gösteriye katılmak için hazırlık yaptığını, öğrencilerinde kendilerini gösteriye katılmak için hazırladığını söyleyebilirim. Her yaş ve kesimden insanın protesto eylemlerine katılması bekleniyor.
Nerede Bush, orada protesto var. Bu akşam Bush'un varışından itibaren Buckingham Sarayı'na geçeceği süreye kadar çeşitli yürüyüş ve gösteriler var. Bu yürüyüşe Vietnam savaşı gazisi olan ve öyküsü Doğum Günü 4 Temmuz ile filmleştirilen Ron Kovıc de konuşmacı olarak katılıyor. Diğer konuşmacılar ise bir önceki yazılarımdan tanıdık isimler; milletvekili George Galloway (Bir süre önce yaptığı savaş karşıtı bir konuşmanın içeriği sebebiyle bir konuşma sebebiyle İşçi partisinden atıldı), Tony Benn (İşçi Partisi sol kanadından, savaş karşıtı) ve oyun yazarı Harold Pinter.
Bush'un Resmi araçla geçişinee karşı büyük bir kırmızı barış otobüsü, devlet resepsiyonu sırasında Londra'nın Kızıl Ken lakabıyla anılan Sosyalist Belediye Başkanı Ken Livingstone'nin savaş karşıtlarını davet ettiği barış partisi alternatif düzenlemelerden bir kaçı.
Aslında protestolar bir süre öncesinden başladı. Dün 61 yaşında yaşlı bir İngiliz kadın bütün bu yoğun güvenlik önlemlerine rağmen Buckingham Palace'nin demir kapılarına tırmanmayı becerip üzerinde Bush'un ziyaretini protesto eden bir Amerikan bayrağını baş aşağı bir şekilde kapıya asmayı becerdi. Bunun dışında kentin her yanında Bush-karşıtı partiler yapılıyor bu partiler birer küçük protesto gösterisine dönüşüyor. Kısacası Londra büyük protestolar için formunu böyle eylemlerle tutmaya başladı bile.
Protestocuların bir başka başarısı ise bugün ulaştı. Protesto gösterilerini organize eden gruplar bir süredir polis ile yürüyüş güzergahı konusunda pazarlık yapıyorlardı. Bu sabaha kadar polis yürüyüşün başbakanlık konutunu ve parlamentoyu içeren bulvardan geçmesini engelleme kararı almıştı. Bu karar bugün ortadan kaldırıldı.
Bush'un programınının devamı
Bush yarın Muhafazakar Partinin yeni başkanı Michael Howard ile Liberal Demokrat partinin lideri Charles Kennedy ile ayrı ayrı görüşecek. Charles Kennedy'nin bugünkü mesajından anlaşıldığı üzere bu görüşmede Kennedy savaş karşıtı fikirlerini Bush'a iletecek. Kennedy ayrıca İngiliz kamuoyunun savaş ve sonuçlarına ilişkin fikirlerini Bush'a iletmesi için elinde ki bütün fırsatları kullanması gerektiğini söyledi. Bu mesajdan protestolara katılım çağrısı anlamı çıkarmak son derece mümkün.
Bush aynı gün askerlere konuşacak ve sonrasında da 11 Eylül saldırısında yakınlarını kaybeden insanlar ile görüşecek.
Perşembe günü Irak ve Afganistan savaşlarında ölen askerlerin ailelerinden bazıları ile görüşecek. Savaşa karşı olan ve çocuklarının bir hiç yüzünden öldüğünü söyleyen bazı aileler ise bu toplantıya davet edilmemişler.
Cuma günü ise Tony ile birlikte şehrin belli bölgelerini gezip halk iler görüşeceği şeklinde bir program düzenlenmiş.
Bush da savaşı sevmiyor!
Bu arada İngiliz televizyonları sırasıyla Bush ve eşi ile yaptıkları röportajları yayınlamaya başladılar. Pazar sabah Bush'un televizyondaki röportajını izleme şansım oldu. Bu görüşmeye dair yazılacak pek çok şey var ancak en önemli şey sanırım Bush'un İngiliz gazetecilerle yaptığı görüşme sırasında kendisine protestoların hatırlatılması üzerine verdiği 'eğer o insanlar savaşı sevmedikleri için protesto yapıyorlarsa bende onlarla birlikteyim. Bende savaşı sevmiyorum demesiydi'.
Bush ayrıca bu ziyaret sayesinde İngiliz kamuoyu ve dünyanın geri kalanına neden savaş gittiklerinin haklı açıklamasını yapma imkanı bulacaklarını da gazetecilere ifade etti. Tony Blair ile George Bush arasında gündeme gelecek olan başka bir konu ise Kübanın kuzeyinde ABD işgal bölgesi Guantanamo Bay'da tutuklu bulunan İngiliz vatandaşlarının iadesi ile ilgili konular.
Tutukluların yakınlarının Bush ile görüşme talebi kabul edilmediği gibi dışişleri bakanlığından bir yetkilinin geçen hafta içinde tutukluların yakınları ve avukatları ile yapacağı görüşme de gerekçesiz olarak dışişleri yetkilisi tarafından iptal edildi. Görüşmelerin merakla beklenen bir sonucu ise bu konu üzerinde. Bush BBC ile röportajında bu konuda Tony Blair'in kendisini rahat hissedebileceği bir çözüme ulaşacaklarını söyledi. (MG/NM/EK)