20 Mayıs 2022’de Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde düzenlenen Onur Yürüyüşüne katıldığı için işkence ile gözaltına alınan 69 kişinin yargılandığı davada sona yaklaşılıyor.
Savcı, bugün görülen dördüncü duruşmada mütalaasını sundu ve yürüyüşe katıldığı gerekçesiyle 69 kişinin “Kanuna aykırı yürüyüşe katılarak ihtara rağmen dağılmamak”, iki öğrencinin de "görevi yaptırmamak için direnme" suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Bugün saat 11.00’de, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin 31. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen duruşmayı ABD Konsolosluğu, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi ile Sivil Alan Araştırmaları Derneği'nden gelen gözlemciler takip etti.
ÜniKuir’de yer alan habere göre, savcının esas hakkında mütalaasını sunarak öğrencilerin cezalandırmasını talep etmesi üzerine sanık avukatları savunma için süre istedi.
Türkiye’de bulunmayan iki öğrencinin de yurt dışında savunma vermesi için karar alındı.
Dava 4 Ekim 2024, saat 10.00’a bırakıldı.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ONUR YÜRÜYÜŞÜ DAVASI
Polisten Boğaziçili öğrenciye: Siz teröristsiniz
Ne olmuştu?
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atadığı Melih Bulu tarafından kapatılan Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Araştırmaları Kulübü’nün (BÜLGBTİA+) Onur Haftası etkinliklerinin son gününde kampüste bir Onur Yürüyüşü planlandı.
20 Mayıs 2022’de düzenlenmesi planlanan 9. Boğaziçi Onur Yürüyüşü’nden bir gün önce kampüsün Etiler Kapısına, Taşoda Müzik Festivali gerekçe gösterilerek X-Ray cihazı yerleştirildi. 20 Mayıs sabah saatlerinden itibaren ise kampüsün etrafı polis ve gözaltı araçları ile çevrildi.
Ana kapı dışında Güney Kampüs’ün girişleri kapatıldı. Saat 17.00’da başlaması planlanan yürüyüş için öğrenciler, Güney Meydan’dan kapatılan kulüp odasından doğru yöneldiklerinde uyarıda bile bulunmadan çevik kuvvet saldırmaya başladı. Ablukaya alınan öğrenciler, alandan çıkış yapmaları için açılması gereken koridorla gözaltı araçlarına sokuldu. Abluka dışında kalabilen öğrencilerin “Dağılıyoruz” itirazına rağmen polis saldırısı kampüste bir süre devam etti.
Kampüsteki bir öğrenci o gün yaşananları şöyle anlatmıştı: “Polisler ve güvenlikler iki taraftan bizi sıkıştırdı ve çember içine aldılar. Herhangi bir dağılın uyarısı yapmadan ters kelepçe ve işkenceyle arkadaşlarımızı gözaltına aldılar.” (TY)