TİHV Başkanı Yavuz Önen, 11 Eylül'den sonra "terörle mücadele" adına yaratılan savaşların ve işgallerin bugün dünyada insan hakları ihlallerini arttırdığını, insan hakları değerlerinin tehdit edilmeye, yıpratılmaya başlandığını söylüyor.
İHD Genel Başkanı Av. Yusuf Alataş, günümüzde insan hakları savunucuları önündeki en önemli gündemin "küreselleşmenin ekonomik ve sosyal boyutu nedeniyle dünya halklarının hızla yoksullaşması, dünyadaki adaletsizliğin giderek derinleşmesi" olduğu görüşünde.
Av. Alataş "Dünyada kalıcı bir barışın önündeki en büyük engelin bu adaletsizlik olduğunu düşünüyorum" diyor.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen, "Dünyada insan hakları açısından bir geriye gidiş süreci yaşıyoruz. Özellikle 11 Eylül sonrasında terörle mücadele adı altında yaşananlar açıkça bütün dünya barışını tehdit etmektedir. Dolayısıyla insan hakları açısından ağır bedeller ödenerek elde edilen metinler, sözleşmeler, uluslararası belgeler adeta yok sayılmakta.." diyor.
TİHV Başkanı Yavuz Önen
Kurulduğundan bu yana 10 bine yakın işkence mağduruna tedavi ve rehabilitasyon olanağı sağlayan TİHV'nin Başkanı Önen, "11 Eylül sonrası ortaya çıkan bu durum tabii hepimize yeni bir uğraş alanı gösteriyor; bu da uluslararası dayanışma alanıdır" diyor.
İnsan hakları mücadelesinde yakın gelecekte kendilerini bekleyen görev konusunda Önen'in değerlendirmesi şöyle:
* 11 Eylül sonrası uluslararası gelişmeler bizim ne yapmamız gerektiğini bize çok net olarak gösteriyor. Terörle mücadele stratejisi birtakım savaşlar üretti; birtakım ülkeler işgal edildi. İnsan hakları ihlalleri arttı ve insan hakları değerleri tehdit edilmeye, yıpratılmaya başlandı.
* Bu durum bize yeni bir uğraş alanı gösteriyor; bu da uluslararası dayanışma alanıdır.
* Çünkü bu perspektif çerçevesinde, hem bölgesel anlamda, hem de genel anlamda ulusal bir dayanışma programına ihtiyaç olduğunu, söylüyoruz.
* Yasal değişikliklerin toplumun ihtiyaçlarına yanıt veren değişiklikler olmadığını söylüyoruz.
* İnsan hakları mücadelesine AB - Türkiye siyasi ilişkileri perspektifi dışında yaklaştığımız için hala eksiklikler olduğunu, uygulamada sıkıntıların devam ettiğini düşünüyoruz.
* Hükümetten talebimiz iradesini göstermesi. Hükümetin söylemleri yaşamla uyuşmuyor. Uygulamada sonuç vermedi. İşkence, yargısız infaz, ifade ve düşünce özgürlüğü konuları uygulamada hala sorunlu.
İHD Genel Başkanı Av. Yusuf Alataş,
İHD Genel Başkanı Av. Yusuf Alataş, "Önümüzdeki dönem açısından Türkiye'de kalıcı bir toplumsal barışın sağlanması son derece önemlidir. Ayrıca yine Türkiye açısından ekonomik ve sosyal haklar alanında sorunlar, başta yoksulluk olmak üzere bizce önümüzdeki döneme damgasını vuracaktır."
Dünya barışını tehdit eden en önemli şeyin yoksulluk olduğunu söyleyen Av. Alataş, insan hakları savunucularının gelecekte mücadele etmesi gereken en önemli alanları anlatırken, fazla iyimser değil:
* Önümüzdeki süreç aslında çok da iyi bir süreç değil. Çünkü dünyadaki küreselleşme süreci ve buna bağlı olarak geliştirilen yeni dünya düzeni ve yeni güvenlik anlayışı perspektifleri gelecek için bütün dünya bakımından insan hakları ve diğer hak ve özgürlükler konusunda en ciddi tehlikeyi oluşturuyor.
* 2.Dünya savaşından sonra barışı sağlamanın yolunun savaşları önlemekten geçtiği söylenirken, bugün barışı sağlamanın yolunun savaşmak olduğu söyleniyor.
* Bugün Irakta yaşananlar daha önce Afganistan'da yaşananlar ki halen de yaşanıyor, Sudan'da, daha dünyanın birçok yerinde yaşananlar bu söylediklerimizi doğruluyor.
* Küreselleşmenin ekonomik ve sosyal boyutu nedeniyle dünya halkları hızla yoksullaşıyor. Dolayısıyla dünyada mevcut olan adaletsizlik giderek daha da derinleşiyor. Ve dünya barışının önündeki, kalıcı bir barışın önündeki en büyük engelin bu adaletsizlik olduğunu düşünüyorum.
* Sadece silahlı güçle dünyada barış sağlanamaz. Yine yeni güvenlik anlayışı nedeniyle kişi özgürlükleri ve insan hakları sınırlandırılması eğilimi var dünyada. Henüz bunu Türkiye'de hissetmedik gerçi. Çünkü Türkiye esasen 40 yıldır bu anlayışla yönetiliyor; onun için dünya bize uymaya başladı. Onun için de hükümet rahatlamış görünüyor
* İnsan hakları örgütlerinin önümüzdeki dönemde dünya çapında en büyük sorunu bu olumsuz eğilimlere karşı yeni politikalar ve mücadele yöntemleri geliştirmeleridir.
Türkiye'de toplumsal barış sağlanmalı
Av. Alataş'ın Türkiye ve İHD açısından geleceğe yönelik mücadele alanlarını şöyle değerlendiriyor:
* Önümüzdeki dönem açısından Türkiye'de kalıcı bir toplumsal barışın sağlanması son derece önemlidir. Ayrıca yine Türkiye açısından ekonomik ve sosyal haklar alanında sorunlar bizce önümüzdeki döneme damgasını vuracaktır; başta yoksulluk olmak üzere.
* Biz dernek olarak ekonomik ve sosyal haklar alanında, kadın sorununda, engelliler gibi özel grupların sorunlarında, yine başta çevre olmak üzere kendini geliştirme, dünya nimetlerinden eşit yararlanma gibi dayanışma haklarında yoğunlaşmak istiyoruz.
MAZLUMDER Genel Başkanı Ayhan Bilgen
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkanı Ayhan Bilgen, derneklerinin insan hakları mücadelesi açısından "herkes için insan hakları" bilincinin gelişmesini öne çıkarttığını söylüyor.
Bilgen "Toplumdaki polarizasyon ve kamplaşma üzerinden zaten statükonun korunması ve hak ihlallerinin meşrulaştırılması sürecini yaşıyoruz" diyor ve ekliyor: "Oysa insan hakları ötekinin haklarını savunabilmektir."
Şu anda dünyada insan hakları ihlalleri açısından sergilenen durumu da şöyle özetliyor Bilgen:
"Bir geriye gidiş süreci yaşıyoruz. Özellikle 11 Eylül sonrasında terörle mücadele adı altında yaşananlar açıkça bütün dünya barışını tehdit etmektedir. Sadece işgal altındaki topraklarda yaşayan sivilleri değil, örneğin Özbekistan'da Çin hükümeti de yapılanlardan hareket ederek 'ben de kendi muhaliflerimle -kendi teröristlerimle- mücadele ediyorum' diyebilmektedir."
"Dolayısıyla insan hakları açısından ağır bedeller ödenerek elde edilen metinler, sözleşmeler, uluslararası belgeler adeta yok sayılmakta... Bu da insan hakları kavramına olan güveni sarsmaktadır." (YS/