*Fotoğraf: Twitter/ TTB
Haberin İngilizcesi için tıklayın
TSK'nin Afrin'e yönelik "Zeytin Dalı Operasyonu" sırasında, "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" başlıklı bildiri yayınlayan ve bu sebeple "terör örgütü propagandası yapmak", "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlamalarıyla haklarında dava açılan 11 Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi doktorun ilk duruşması bugün görüldü.
TIKLAYIN - TTB Ne Yapar, Neden Önemlidir?
Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan 11 doktor ve avukatları katıldı.
Duruşmayı, insan hakları örgütleri yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisi de izledi.
Savcı ceza istedi
Evrensel Ankara'nın haberine göre beyanların ardından mütalaasını veren savcı 1 Eylül 2016 ve 24 Ocak 2018 tarihlerinde yapılan iki açıklama sebebiyle hekimlerin iki kez ayrı ayrı cezalandırılmasını istedi.
Dokror Hande Arpat'in Twitter paylaşımları sebebiyle ayrıca cezalandırılmasını, Şeyhmus Gökalp'in beraatini, gözaltında geçirdikleri sürenin düşülmesini, Ayfer Horosan'ın cezasının ertelenmesinden vazgeçmesini istedi.
TTB avukatları, "Bu mütalaanın daha önceden hazırlandığını düşünüyoruz. Savunma için esasa ilişkin bir savunma talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, savunma için gelecek celseye kadar süre verilmesine, bu nedenle duruşmanın 20 Mart 2019 saat 09.00'a ertelenmesine karar verdi.
TIKLAYIN - TTB'den 11 Doktor Gözaltında, Dosyada Gizlilik Kararı Var
"Açıklamanın suç olmadığını belirttik"
İlk savunmayı yapan TTB Merkez Konseyi eski Başkanı Raşit Tükel, "Gözaltı sonrasında savcı açıklamamız nedeniyle suçlandığımızı söyledi. Biz açıklamanın suç olmadığını belirttik" dedi ve ekledi:
"Ancak iddianamede 1 Eylül Dünya Barış Günü yaptığımız açıklama nedeniylede de suçlandığımızı gördük."
Tükel bu sözlerin ardından Dünya Tabipler Birliği'nin Tükel, açıklamada, savaşın insanlar üzerinde oluşturacağı sorunlara dikkat çekmeye çalıştıklarını belirterek, kendileriyle aynı düşünceleri paylaştıklarını söylediği Dünya Tabipler Birliği'nin sağlığın geliştirilmesiyle ilgili açıklamasını okudu.
TIKLAYIN - Dünya Tabipler Birliği'nden TTB için Açıklama
"Sivil insanlar ölüyor"
"Savaş olarak adlandırılan her türlü çatışmaya dikkat çeken bir açıklama yaptık. Hekim örgütleri, silah zor kullanımının olduğu durumlarda sorunların silahsız çözülmesini ister" dedi ve devam etti:
"Buralarda sivil insanlar ölüyor. Sağlık sistemi tahrip oluyor. Kullanılan silahların fiziksel ve psikolojik etkileri insanları olumsuz etkiliyor. Savaşın insanlar ve toplumlar için yarattığı sorunlar nedeniyleAnayasamız bütün vatandaşların 'Yurtta sulh cihanda sulh' talebiyle yaşama hakkını kabul etmiştir.
'Gar katliamı metni' delil sayıldı
Öte yandan Türel'in 10 Ekim 2015'teki Ankara Garı katliamını kınayan açıklamasının bilgisayarında bulunması delil sayıldı.
Türel kendisine sorulması üzerine "10 Ekim 2015 tarihli 'Üzgünüz' imzalı metin, Emek Demokrasi Barış mitingini hedef alan katliamın hemen ardından yapılan, ortak basın açıklaması metnidir. TTB'nin de imzacısı olduğu metinin bilgisayarımda yer alması gayet doğaldır" ifadelerini kullandı.
"Bunun için hipokrat yemini ettim"
Eski TTB Merkez Konsey üyesi Mustafa Tamer Gören ise hekim olarak sorumluluğunun insanı yaşatmak olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"Bunun için de hipokrat yemini ettim. Halkın sağlığını korumayla ilgili çalışmalar yapmak gibi bir görevim var.
"Savaşın getireceği halk sağlığı sorunlarıyla ilgili yöneticileri uyarmak gibi bir görevimiz var. 7 yıldır devam etmekte olan bir savaşın geldiği aşamada bu açıklamayı yapmaya gerek duyduk.
"Bir anda yönetim kademelerinde bu açıklama suç olarak görüldü. Evlerimiz basıldı ve iş yerlerimiz arandı.
"Elimi kelepçeleyerek çıkardılar. Demek ki ülkemde adaletin refleksi böyle bir şey" diye konuştu.
"Onurlu ve sağlıklı yaşamak en temel insan hakkı"
Eski TBB Merkez Konseyi üyesi Şeyhmus Gökalp "Komşumuz Irak ve Suriye'de çatışmalardan dolayı göç etmiş yüzlerce insanın sağlık sorunlarıyla ilgilendim" dediği savunmasında ayrıca şunları söyledi:
"Bu faaliyetlerim sırasında tanık olduğum hakikat, sıkıntı, çöküntü gibi ruhsal etmenler, bireyin sağlığında adeta kara delik açmaktadır.
"Savaş koşulları kitlesel ölümlere neden olmakta.
"Sağlık hizmetlerinin sunumunu aksatabilmektedir. Bizim 'Savaş bir halk sağlığı sorunudur' açıklamamız hekimliğin en kadim değeri olan insan yaşamını koruma düşüncesini kapsamaktadır. En temel insan hakkı olan onurlu ve sağlıklı yaşam hakkıdır. Hekim olarak silahlı çatışma yoluyla uzlaşmazlıkların çözümünü desteklemem mümkün değildir."
TTB'nin açıklamasıBiz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi! |
(PT)
*Kaynaklar: Evrensel, Punto24, Twitter