Akademisyen olmanın ilk ayağını oluşturan sınav, Öğrenci Seçme Sınavı gibi 80 sözel, 80 sayısal sorusundan oluşuyor, soruların genel yapısı da mantığa dayalı oluyor.
Öğrencilerden kimisi askerliği biraz daha geciktirmek için, kimisi akademik kaygılarla girmiş sınava. Şikayet ettikleri nokta ise, sınav süresinin kısa olması ve öğrencilerin yeteneklerinin bir sınavla ölçülmeye çalışılması:
180 dakika süren sınava giren öğrencilere hangi kaygıyla sınava girdiklerini, sınavın yapısı hakkındaki fikirlerini sorduk:
Şansımı deniyorum
Mehmet Ali Demir:(24-MÜ İletişim Fak.): Ülkemizde artık lisans eğitimi yeterli gelmiyor. Ben de yüksek lisans şansımı deniyorum. Yüksek lisansta belki yeni bir iş kapısı açılır umuduyla akademik alanda çalışmak istiyorum. Uluslararası ilişkiler okumak istiyorum.
Erhan Yeterli (24-İTÜ) En ufak bir yere iş için başvurduğunuz zaman yüksek lisans şartını istiyorlar artık. Akademik kariyer kaygısından ziyade askerliği biraz daha geciktirmek için giriyorum.
Çağlar Arapınar (25-Sakarya Üni:) Askerlikten kaçmak için giriyoruz. İyi bir puan alabilirsem yırtarım. Çalışma ekonomisi bölümünde okuyorum. İkinci kez giriyorum. İnsan kaynakları kariyer planlaması bölümüne girmek istiyorum.
Bir çelişki...
Abdurrahman Iska: (26-İ.Ü.-Sosyoloji): Ben akademik eğitimimi devam ettirmek için giriyorum. Sınavın kendisi bence gördüğü işlevle çok kopuk. Çünkü bu sınav çok standart bir sınav ve herkes aynı soruları cevaplamak zorunda kalıyor. Benim matematiğim çok iyi değil ama sosyal bilimlerde kendimi çok iyi ifade edebiliyorum.
Ayşegül Mutlubaş (23) Ben öğretmen olacağım. Ama tabii ki okumak da istiyorum. Bence sınavın yapısı iyi çünkü en azından ÖSS gibi değil. Pratik zekayı ölçmesi iyi.
Fatih Atabey (22-M.Ü. İletişim Fak) Temel kaygım akademik kariyer yapmak. Sözelde 34-40 arası sorular çok zordu. Ama nasıl ki üniversiteye giriş sınavını benimsemişsem bunu da benimsemiyorum. Birçok insan buna bir meslek kaygısıyla giriyor. Bu kaygılar bende de var. O nedenle insanların önce bu kaygılarının giderilmesi gerekiyor.
Sözel ful, sayısal?
Salih Demirkaya:(23-M.Ü. İletişim): Akademisyen olarak, sosyal bilimler okumak istiyorum. Sınavım iyi geçti. Sınavda sorular basit ama insanın zeka seviyesini ölçer gibi bir sınav. Bence bu sınav insanın yetenekleri için kıstas değil. İyi motive olmak gerekiyor. Bu sınav insanın birikimini ölçemez...
Emir Akay (23-İ.Ü.) Şu anda ortağı olduğum bir şirket var. Onu bırakamıyorum. Dolayısıyla askere de gitmemem lazım. O nedenle mecburen girdim. Sınav gayet iyi geçti. Sözeli ful yaptım. Sınav gayet iyi. Bayağı basit.
Salih Sivrikaya (22-İ.Ü.) Açıkçası yüksek lisans yapmayı pek düşünmüyorum. Kendimi denemek için sınava girdim. Sınavla ilgili eleştirim süresi ile ilgili. Süre yetmiyor. Sözelde paragraflar da çok uzun. Okumak insanı çok sıkıyor.
Ayşe Gürtaş (22- İ.Ü. Psikoloji) Akademik kariyer yapmak istiyorum. Uzmanlığı ölçen bir sınav değil. zaman da çok az. Süre biraz daha uzun, paragraflar da daha kısa olabilir. Bundan 50 puan bekliyorum.
Ahmet Çelebi (22-İ.Ü.-Tarih): Gelecek endişesi ile girdim. Sınav zihin yeteneklerini ölçüyor, o nedenle de yorucu. Sözelci öğrenciler açısından haksızlık olduğuna inanıyorum Çünkü sözel kitapçığıyla sayısal kitapçığı için aynı süre veriliyor. Sözel sayısalda zayıf oluyor.(HA/NK/BB)