Sanatçılar Türkiye Sanat Kurumu (TÜSAK) yasasına karşı çıkmak için Ses Tiyatrosu’nda bir araya geldi.
Sinema, tiyatro, müzik ve heykel sanatçılarının yanı sıra yazar ve şairlerin de katıldığı toplantıda basın açıklamasını Türkiye’nin ilk kadın orkestra şefi İnci Özdil okudu.
Özdil: TÜSAK sanat ve sanatçıya tuzak
TÜSAK’ın sanata ve sanatçıya kurulmuş bir tuzak olduğunu ifade eden Özdil sanat kurumlarının TÜSAK ile yok edileceğini, özel kanunla koruma altına alınan sanat kurumlarının özerk kurumsal yapılarının ortadan kaldırılarak siyasi iradenin emrine gireceğini söyledi.
“TÜSAK taslağı yasalaşırsa başta Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü ve kuruluşu 1826 yılına dayanan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile birlikte altı devlet senfoni orkestrası kapatılacaktır.
“Devlet Çok Sesli Korosu, Devlet Halk Dansları Topluluğu, Devlet Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği kuru ve toplulukları, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile bunlara bağlı 55 sanat kurumunun sanatın aydınlığını Anadolu’ya yayan ışığı karartılacaktır.
“TÜSAK taslağı yasalaşırsa çok kısa bir sürede devlet konservatuarları ile sanat eğitimi veren tüm okullar ve üniversitelerdeki ilgili bölümler de kapatılacaktır.”
TÜSAK’ın sanatta taşeronlaşma olduğunu vurgulayan Özdil, kurumların mali ve idari özgürlüğünü yitireceğini ve özel şirketlere geçirileceğini, bu durumda da sanatçıların sadece ihtiyaç olduğunda işe çağırılacağını söyledi.
Özdil'in ardından sanatçılar da TÜSAK'a karşı söz aldı.
"Sanatçılar sokağa dökülmeli"
Tiyatro sanatçısı Orhan Aydınlar sanatçıların sokakta direnmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Sadece devletin değil, sanatın var olan tüm alanları yok ediliyor, 11 kara akla emanet ediliyor. Bu kara akıl 12 yıllık iktidarında düşmanlık adına ne yapacağım dediyse yaptı, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş torba yasalarla gece yarısı ne istediyse yasalaştırdı.
"Bu TÜSAK yasası da Meclis'e gelecek. Yapmamız gereken bir direnç hattı örmek. Yasa parlamentoya geldiği zaman parlamentoyu işgal etmek. Devletin sanat kurumlarında sanat üreten arkadaşlarımız da sokağa çıkmalı. Mücadele sokakta ve biz de sokapa çıakrsak kazanacağız."
Tiyatro sanatçısı Füsun Erbulak da "Örgütlenerek sokağa dökülmek lazım" diyerek Nazım Hikmet'in şiirini okudu:
Aya gidilecek daha da ötelere,
teleskopların bile görmediği yere.
Ama bizim dünyada ne zaman kimse aç kalmayacak,
korkmayacak kimse kimseden,
emretmeyecek kimse kimseye,
yermeyecek kimse kimseyi,
umudunuçalmayacak kimse kimsenin?
İşte ben komünistim
bu soruya karşılık verdiğim için. (EA)