"Kentsel planlamayı yaparken sakatları gözönüne almayan yöneticiler bizi engelliyor. Aynı şekilde çocuklar ve yaşlılar da bugün varolan kentlerde engelli halinde".
Evrensel Görme Özürlüler Derneği'nden psikolog Şule Akdağ da, sakat kadınların toplum içinde iki kez ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çekiyor: Hem sakat hem de kadın oldukları için.
"Engelli aileleri kız çocuklarını oğlanlardan farklı yetiştiriyor. Sokağa çıkarmıyor, eğitimi engelleniyor, sevgilisi olması kabul edilmiyor. Sakat kızlar özgüveni olmayan bireyler olarak büyütülüyor".
"Sakat örgütleri yetersiz kalıyor"
Küçükaslan'ın en önemli vurgusu pozitif ayrımcılığın fazladan hak istemek anlamına gelmediği:
"Zaten olması gerekeni, temel insan haklarını talep ediyoruz. Sokakların, yaşam alanlarının, toplumsal yaşamın sakatlar da gözönünde bulundurularak düzenlenmesini istiyoruz".
Sakat örgütlerinin de şikayetçi oldukları yöneticilerden, basından farklı davranmadığını belirten Küçükaslan, "Sakatların sorunlarını ancak sakatlar çözebilir. Demokratik, katılımcı, karar alan ve uygulamaya geçiren bir hareket oluşmalı" diye ekliyor.
Sadece bilgi vermek için kurdukları sitenin kısa sürede görüş alışverişinde bulunulan bir platforma dönüştüğünü vurgulayan Küçükaslan'a göre eleştirel bir bakışla yeni bir sakat hareketinin doğması mümkün:
"Esas amacımız sakat deyince hayırseverlik kelimesini algılayan toplumsal bakışı değiştirmek. 'Herkes farklıdır ama eşittir' yerleştirmek istiyoruz".
Üç yıl önce kurulan www.engelliler.net 'in bugün 2 bin 300 üyesi bulunuyor
Kadının toplumsal rolleri
Akdağ da sakat kadınların yaşadığı problemleri anlatıyor:
"Biz mesleki olarak kendimizi ifade edebiliyoruz ancak sosyal ilişkilerde erkeklerden geri durumdayız. Görmeyen bir erkekle görmeyen bir kadının evlenmesine bile karşı çıkılıyor. Gören kadınlar görmeyen erkekle evlenebiliyorlar ancak gören bir erkeğin görmeyen bir kadınla evlenmesi mümkün değil".
Akdağ'a göre bu durumun kadına biçilen toplumsal rolle yakından ilgisi var: "Sakat bir kadının ev işleri, annelik gibi kadına biçilen toplumsal rolleri yerine getiremeyeceği düşünülüyor."
Akdağ, sorunun çözümünün ailelerin eğitilmesinden geçtiğini düşünüyor: "Toplumsal duyarlılık ancak buradan çıkacak ısrarlı bir mücadeleyle gelişebilir".(KÖ/EÜ)