10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde bianet Medya Gözlem Raporu Aralık sonu verilerine göre 122 gazeteci hapiste ve çalışamıyorlar. OHAL KHK'ları ile kapatılan medya organlarında çalışanlarının da katılımıyla işsiz bırakılan gazeteci sayısı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açıklamasına göre 10 bine yaklaştı.
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, tutuklu gazetecilerden ikisiyle; eski Zaman gazetesi yazarları Şahin Alpay ve Ali Bulaç’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret ederek izlenimlerini Hürriyet için yazdı.
Yazıyı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yayınlıyoruz...
* * *
Açık görüş salonuna ‘mevcutlu’ getirilen Şahin Alpay’ı 18 ay sonra ilk kez görüyordum. Yorgundu...
Omuzları çökmüştü. Merhaba dediğimde, sesimi iyi duyamadığını fark edince, masanın karşı tarafından daha yüksek sesle yineledim: “Nasılsınız?”
Ne iyi oldu geldiniz
Ben devamını getiremeden anlatmaya başladı köşe yazarı Şahin Alpay: “Ah Pınar Hanım, ne iyi oldu geldiniz. Bizler buralarda kaldık işte. 18 ay oldu, tutukluyum. Zaman gazetesinde değil de başka gazetede yazsaydım başıma bu işler gelmeyecekti.”
Karşılıklı konuşurken, kulağının da artık iyi duymadığını söyledi ve eliyle kulağını tutarak yanıt verdi:
“Darbe diyorlar. Benim darbeyle ne işim olabilirdi ki? Sadece muhalif bir duruşum var. Daha önce Milliyet’te yazıyordum. Oradan çıkınca Zaman’dan teklif geldi, yazdım. Ben yazmak istiyordum, orada imkân buldum. Yazılarım yıllarca ortada. 2013-2014 arasındaki yazılarımdan 7 tanesinin başlığı delil gösterildi. Böyle bir şey olabilir mi? Terör ve darbeye böyle mi karışır insan?”
Hastalıklarla uğraşıyor
75 yaşındaydı. Yüksek tansiyon, şeker, bel fıtığı, uyku apnesi, kulak, tiroid hastalıkları ile 1.5 yıldır beton duvarlar arkasında boğuştuğunu anlatıyordu.
Saçları beyazlaşmıştı. Çökmüş ruhunu her haliyle yansıtıyordu: “Ben kaç yıl daha yaşayacağımı bilmiyorum. Hayatımın son demlerini benden çalıyorlar. 3 kez ağırlaştırılmış müebbet istiyorlar. Neyim kalmış ki müebbetlik oluyorum. Yazık. Eşim de benim gibi. Artık el ele vereceğimiz yıllarımı, beton duvarlar arasında gökyüzüne hasret geçiriyorum.”
Zaman ve Rota Haber’den 2 tutukluyla günlerini geçiriyordu koğuşunda:
“Ben dindar değilim. Onlarsa oruç ve namazlarındalar. Onların dualarının arasında küçük koğuşumuzda yaşıyoruz.”
İyi niyetimin sonucu
“Ya FETÖ olayı? Onu ne zaman fark ettiniz?”
“FETÖ cemaatini ben şahsen göremedim. Yoksa darbe yanlısı örgüt içinde niye durayım ki? Şuna inanın, iyi niyetimin ve demokrasi aşkımın sonucu buralardayım. Yıllar önce İsveç’te katıldığım sol anlayış çizgisinde yıllarca sosyal demokrasi için yazdım. Doktoram var bu konuda. Bahçeşehir Üniversitesi’nde hocalık yaptım. Zaman’da yazdım. Tüm bu yaptıklarım çerçevesinde, en son darbeye destek verecek kişi ben olurum herhalde. Vicdansızlık bu. AB merkezini savundum. Kürt meselesine bakışım ortada. TV programındaki sözlerimle suçlanamam. Türkiye’deki en özgürlükçü programdı.”
Görüş günü anjiyo
Tutukluluğunun 9’uncu ayında ancak iddianamesi hazırlanıp mahkemeye çıkarıldığını da söyleyen Şahin Alpay, “Artık tutuksuz yargılanmak istiyorum. Açık görüş günüme anjiyo koydular, tabii eşimle görüşmeyi tercih ettim, şimdi hâlâ anjiyo günü bekliyorum. İnanabiliyor musunuz... Hapisten çok ama çok yoruldum.”
Tüm umudum AYM-AİHM
Koğuştaki sıkıntılarını da anlatırken zorlandı:“Tuvaletler alaturkaydı. Bel fıtığım var, eğilemiyordum. Neyse yeni yapıldı. Prostat kanseri şüphesi de var. 80 yaşına giderken bunları nasıl çekeyim?”
Umudunu yitirmek de istemiyordu Şahin Alpay: “Tüm umudum Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM). AİHM bizi ilk görüşülecek sıraya koydu. AİHM’ye kaldı umutlar.”
AİHM kararını bekliyoruz
550 gündür parmaklıklar arkasında tutuklu olan gazeteci Ali Bulaç “Delil yok, yazı var. AİHM’ye gittik. Bekliyoruz” diye söze girdi. Şahin Alpay’ın çaresiz ruh halinden henüz kurtulmamıştım ki karşıma şık yün kazağıyla gülümseyerek oturan Ali Bulaç, daha umutlu konuşuyordu:
“Aylar sonra mahkemeye çıkarılıyorsunuz. Darbe ve terörle ilgili kanıt istiyorsunuz, yok. AİHM Türkiye’den yanıt istiyor, cevap verilemiyor. AİHM, Türkiye’ye yazı gönderdi, maddi ve manevi hasarın belirlenmesi istendi. Cevap veremediler. Kitaplarımız satılmıyor. Hesap yapılmış. Ayda 20 bin Euro kaybımız var. AİHM 10 tutuklunun başvurusunu öncelikli ele aldı. Her güne 1000 Euro kaybı yapıldı. Altanlar, Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Atilla Taş, Deniz Yücel, Murat Aksoy, ben, hepimiz AİHM kararını bekliyoruz. 18 ay, çarpı 20 bin Euro.”
“Zengin oldunuz” diye gülüştük.
“Maddi kaybımız çok tabii. Ama ülkenin itibarı daha önemliydi. Şimdi emsalin sirayeti de olacak ve diğer gazetecilere yansıyacak bu karar.”
“Ya FETÖ?” der demez, Bulaç şöyle konuştu: “Lanet olsun FETÖ’ye. Algı oluşturmaya çalışıyorlar.” (PT/HK)
Şahin Alpay kimdir?Yazar, siyaset bilimci ve gazeteci. 1944 Ayvalık doğumlu. İlkokulu Nişantaşı Nilüfer Hatun İlkokulu'nda okuduk. Robert Kolej'den mezun oldu. 1961-1962 öğretim yılında AFS bursu ile bir sene ABD'de okudu. Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyabal Bilimler Fakültesi'nde gördü. Gençlik yıllarında Doğu Perinçek liderliğindeki, Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi'nde yer aldı. İsveç'te Stockholm Üniversitesi'nde doktora yaptı. 1982 - 1992 arasında Cumhuriyet Gazetesinde, 1993 - 94 arasında Sabah gazetesinde, 1994 - 2001 arasında Milliyet gazetesinde editörlük ve yazarlık yaptı. 1992 - 1993 arasında bir süre Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) genel sekreterliği, 1993'te bir süre CHP grup danışmanlığı yaptı. 1999 - 2002 arasında CNN Türk'te "Entellektüel Bakış" adlı haftalık programı yönetti. 2001 yılında Bahçeşehir Üniversitesi'nde Türk Siyasi Hayatı ve Mukayeseli Politika dersleri vermeye başladı. Zaman gazetesinde yazmaya 2002'de başladı. Mehtap TV'de 2006 yılında Akıl Defteri adlı programın sunucuları arasında yer almaya başladı. Zaman Gazetesi ve Mehtap TV Temmuz 2016'da KHK ile kapatıldı. İngilizce ve İsveçce bilmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. Kitapları "2020 Yılında Türkiye" (Afa Yay. 1991), "Türkiye'nin Tanıkları: Dışarıdan Bakanlar" (Timaş Yay. 2002), "Türkiye'nin Tanıkları: İçeriden Bakanlar" (Timaş Yay. 2003), |
Ali Bulaç kimdir?Sosyolog, ilahiyatçı, gazeteci, yazar. 1951 Mardin doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Mardin'de, yüksek öğrenimini İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü (1975) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nde tamamladı (1980). Hareket dergisinde bir süre çalışmasının ardından 1976'da Düşünce dergisi ve Düşünce Yayınları'nı, 1984'te de İnsan Yayınları'nı kurdu. Kitap Dergisi'ni çıkardığı 1985-1992 yılları süresince üç aylık Bilgi ve Hikmet dergisini de çıkardı ve yönetti. Zaman Gazetesi'nin kurulma aşamasında İstanbul bürosunu kurdu; İstanbul büro şefliğini bir yıl kadar yürüttü. 1987'nin sonlarına doğru gazete el değiştirince bu gazeteden ayrıldı. 1993-94 döneminde tekrar Zaman'a dönmesine karşın kısa bir süre sonra yeniden ayrıldı. 1998 yılında ise bir kez daha Zaman Gazetesi'nde yazmaya başladı. Zaman Gazetesinin yanısıra Millî Gazete, Yeni Şafak'ta da yazdı. |
Zaman Gazetesi yargılanmalarıYargılananlar* Ahmet Metin Sekizkardeş, Ahmet Turan Alkan, Alaattin Güner, Ali Bulaç, Cuma Kaya, Faruk Akkan, Hakan Taşdelen, İbrahim Karayeğen, Hüseyin Turan, Mehmet Özdemir, Murat Avcıoğlu, Mustafa Ünal, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Şeref Yılmaz, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Adil Gülçek ve Sedat Yetişkin tutuklu olarak, Suçlamalar30 sanık, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme (TCK 309/1), Türkiye Büyük Millet Meclisini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme (TCK 311/1), Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme (TCK 312/1), Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma (TCK 314/2) ile suçlanıyor ve bu maddelere ek olarak haklarında Terörle Mücadele Kanunu'nun 5, Türk Ceza Kanunu'nun 53,54,58 ve 63. maddelerince işlem yapılması isteniyor. Bu her bir sanık için üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıl hapis istemi anlamına geliyor. Ne olmuştu?15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen medya kuruluşlarına yönelik operasyonlar başlamış, onlarca gazeteci ve medya çalışanı gözaltına alınmıştı. Sanıklardan Osman Nuri Öztürk, Süleyman Sargın, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Alaattin Güner, Faruk Akkan, Mümtazer Türköne, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Lale Kemal, Ali Bulaç, Sedat Yetişkin, Murat Avcıoğlu, Yüksel Durgut, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen, Osman Nuri Arslan ve Nuriye Ural 27 Temmuz 2016'daki ilk gözaltı dalgasında gözaltına alınmıştı. Sanıklar 4 Ağustos'tan itibaren çeşitli tarihlerde tutuklandılar. Zaman davasının ikinci duruşmasında kapatılan Zaman gazetesinin reklam servisi çalışanları Hüseyin Belli, Onur Kutlu ve İsmail Küçük tahliye edildi. Davanın üçüncü duruşması 5 Nisan 2018'de. |