Eftal Gülbudak, Ümran İnceoğlu, Ufuk Karali, Ceren Alver, Ufuk Eyüboğlu, Bülent Çolak, Ceylan Aran, Hatice Batur, Öykü Saylıoğlu, Özlem Durmaz, Gülsoy Ercan, Noyan Ayturan, Volkan Işık ile Yelta Köm'den oluşan ve sokak tiyatrosu tarzındaki çalışmalarına 1997 yılında başlayan "Anatole Sokak Oyuncuları", yurtiçi ve yurtdışında birçok uluslararası festival ve şenliğe katılmışlar bugüne kadar. Mask, tahta bacak, jonglör, tek tekerlekli bisiklet gibi malzemelerle de dikkat çekici gösteriler sergilemişler.
İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda oyunculuk ve koreograflık yapan Eftal Gülbudak'ın yönetimindeki Anatole Sokak Oyuncuları, sergiledikleri oyunların metinlerini de kendileri oluşturuyorlar. Sadece metinlerini değil, dekor ve kostümlerini de...
Oyunculardan Ceren Alver, "Hurdacılardan bulduğumuz malzemelerden yapıyoruz birçok şeyi. Mesela bir süzgeçten şapka çıkarılabilir. Hurdacılara gider gezeriz çoğu zaman ya da sokakta bir şey bulursak atölyeye getiririz. Malzemeleri dönüştürüyoruz aslen" diyor.
Gün geçtikçe artan malzemelerini koyacak yer bulamadıklarında da Üsküdar'da bir atölye kiralamaya karar veriyorlar. Ve sonra kolektif çalışmaları sonucu kendine özgü bir atölye yaratıyorlar köhne bir kazan dairesinden.
Anatole grubu ilk olarak 1999'da "Toprağın Türküsü" adlı oyunu oynuyor. Anadolu'da toprağın bereket töreninin yapıldığı anda, bereket savaşçılarının karşısına çıkan engellerin bir bir aşılarak bereketin yeniden kazanılmasını konu edinen ve Anadolu kültürünün yansıması niteliğindeki oyun; seyircinin de katılımıyla önceden belirlenmiş bir alanda, hareket halinde, seyirciyle birlikte gezerek oynanıyor. Folk dans, akrobasi, pantomim, kukla ve dev figürlerle oynanan oyun; meydan davulu, klarnet gibi enstrümanlardan yayılan canlı müzik eşliğinde sergileniyor.
Bir yıl sonra, yine toprağın bereketini konu edinen ve onu koruyan "korkuluk"un anlatıldığı "Korkuluk Buluşması" adlı oyun, seyirciyi de oyuna katarak farklı ritim araçları, yürüme değnekleri ve masklarla yine canlı müzik eşliğinde oynanıyor sokaklarda.
2001 yılında, Troya efsanesinden yola çıkarak Anadolu insanının bir sevda masalı içinde anlatıldığı "İda'nın Çobanı" da büyük çadır, ateş ve duman efektleri ve kuklalarla görsel şölen şeklinde sergileniyor.
Anadolu geleneklerini temel alan oyunları sergileyen Anatole Sokak Oyuncuları, kuruluşlarından bu yana sponsor desteği bulamadıklarından çalışmalarını, "kendi kendinin sponsoru ol" sloganı çevresinde geliştiriyor ve "Curcunabazlar" adında yan grup oluşturuyorlar. Curcunabazlar geçen yıl, Anatole Sokak Oyuncuları'na maddi destek sağlamak amacıyla varyete gösterisi şeklinde sergiledikleri "İstanbul Hatırası" projesini hayata geçiriyorlar.
Tek tekerlekli bisiklet, jonglör, tahta bacak gibi animasyon aletleri kullanarak sergiledikleri İstanbul Hatırası için Ceren Alver, "Bu tarz gösteriler daha fazla ilgi çekiyor. Curcunabazlar olarak, Anatole'nin kendi tarzındaki oyunları ileride daha rahat çıkarabilmesi için, finans amaçlı yaptık bu işi" diyor. Çünkü, bu gösteriler için daha fazla organizasyondan davet alıp para kazanabiliyorlar.
"Anadolu toprakları üzerinde varolmuş tüm uygarlıkların çocukları ve kültür varlıklarının mirasçısı olarak, bu zengin kültürün, geçmişten günümüze izlerini takip ederek onu kavramayı ve önce kendi insanlarımıza, sonra da tüm dünya insanlarına tiyatro aracılığıyla aktarmayı, tiyatronun gelişimi için bir görev kabul ediyoruz" diyen Anatole Sokak Oyuncuları, sürekli sokak tiyatrosu yapan nadide bir grup olarak yeni gösterileri için hazırlanıyorlar. (MT/BB)