Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te iki bombalı araç patlatıldı, 52 kişi hayatını kaybetti, 155 kişi yaralandı.
Bombalı saldırıyla ilgili üç ayrı dava açıldı, davalardan ikisi Hatay’da kamu görevlilerinin yargılandığı dava. Bu iki dava birleştirildi. Bombalı saldırıyı gerçekleştirmekle yargılanan 33 sanıklı ana dava da Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde sürüyor.
Saldırıda hayatını kaybeden Oğulcan Tuna’nın babası Ahmet Tuna bianet’e yaptığı açıklamada, “Adalet varsa failler ceza alacak” diyor.
Avukat Deniz Özbilgin de davanın gidişatını, yeni açılan davaları ve saldırının aydınlanması için mahkemeye ilettikleri taleplerini bianet ile paylaştı.
Heysem Topalca |
Avukat Özbilgin, Reyhanlı iddianamesini yazan ve şu anda MİT TIR’ları davasından tutuklu bulunan, Savcı Özcan Şişman’ın mahkemede tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini söyledi. “Savcı Şişman tutuklandıktan sonra Reyhanlı’yla ilgili belgeler tesadüfen ortaya çıktı. Şişman, belgelerde yer alan bilgileri iddianamede kullanmış ancak belgelerin kendisi ortada yok.” Deniz Özbilgin ayrıca Suriyeli Heysem Topalca ile ilgili dosyaların talep edildiğini, ancak dosya yerine bir listenin geldiğini anlattı. Heysem Topalca Niğde’deki İslam Devleti (IŞİD) davasında firari sanık. Ayrıca Cilvegözü Sınır Kapısında 11 Şubat 2013’te meydana gelen patlamayla ilgili açılan davada da sanık. Avukat Özbilgin Topalca’nın Reyhanlı davasında sanık olmadığını ancak birçok sanığın ondan farklı isimlerle bahsettiğini söyledi. Topalca’nın Milli İstihbarat Teşkilatına çalıştığı iddiaları da basına yansımıştı. Niğde davasının iddianamesinde de adı şöyle geçiyor: “Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılan araştırmalar sonucunda dosyamıza giren 9 Haziran 2014 tarihli teknik inceleme raporu ekinde bulunan ve açık kaynak olarak tabir edilen internet ortamında bulunan bilgi ve belgelerin derlemesi sonucu ortaya çıkarılan belgelerden, Heysem Topalca’nın Adana’da tesadüfen yakalanan roket başlıkları ile birlikte yakalandığı, Suriye’den Türkiye’ye kaçak yollarla tarihi eser getirip Türkiye’de sattığı, El Kaide ve El Nusra Cephesi’ne sürekli mühimmat temin ettiği, Reyhanlı’da patlama günü kaçak mal yükleyeceğini söyleyerek, postanenin ve Belediyenin önüne beyaz renkli aracın bırakılmasını sağlayan kişi olduğu, Reyhanlı olayını kaçakçıların üzerine yıkmayı amaçladığı…” Avukat Özbilgin, Topalca’yla ilgili MİT’in hibçir soruya yanıt vermediğini, mahkemenin de kendilerini oyaladığını söyledi, “Heysem Topalca 2000’lerin Yeşil’i gibi” dedi. Topalca’nın şu anda nerede olduğu bilinmiyor. Özbilgin, gıyabında yapılan yargılamadan da bir sonuç çıkacağını düşünmüyor. |
Ankara mahkemesinin tavrı belirleyecek
Olaydan üç yıl sonra kamu görevlilerine görevi kötüye kullanma suçlamasıyla davası açıldı. Polisler hakkında açılan bu dava, yine polisler hakkında aynı suçlamayla süren Hatay 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki davayla birleştirildi.
Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle görevli Savcı Özcan Şişman tarafından hazırlanıp mahkemeye gönderilen 110 sayfalık iddianamede, 15’i tutuklu, 11’i tutuksuz, 7’si firari 33 sanık; 5’i çocuk 52 kişiyi öldürmek, 130 kişiyi öldürmeye teşebbüs, 25 kişiyi yaralamakla suçlanıyor.
Bu ana dava, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Gelecek duruşması 13 Temmuz’da.
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi ile Hatay’daki davaların birleştirilmesi istendi ancak bu talep reddedildi.
Kamu görevlileri Hatay’da esas olarak saldırıyla ilgili ihbarları işleme koymamakla suçlanıyor.
Avukat Özbilgin, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin yeniden yapılacak birleştirme talebine vereceği cevapla davanın seyrini belirleyeceğini ifade etti.
“En azından adı yaşayacak”
Oğulcan Tuna, 17 yaşındaydı. Lise üçüncü sınıftaydı, üniversiteye hazırlanıyor, dershaneye gidiyordu. Okul birincisiydi. Reyhanlı patlamasında hayatını kaybetti.
bianet’e konuşan babası Ahmet Tuna, devletin yanlarında olduğunu, hem tazminat ve tüm haklarını aldıklarını hem de Anadolu Teknik Lisesine oğlunun adının verildiğini söyledi, “En azından adı yaşayacak” dedi.
“Tabii ki mutlu değilim oğlum öldü, keşke olmasaydı da adı okula verilmeseydi.”
Davayla ilgili de “Adalet varsa cezaları alacaklar. Ceza almaları da gerekir 52 insan öldü. Zaten ifadelerinde [bombaları] getirdiklerini götürdüklerini itiraf ediyorlar. Avukatlar da çok iyi takip ettiler davayı” diye konuştu.
Dava üç kent dolaştı |
Dava Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada kimlik tespiti yapılmadı, iddianame okunmadı. Bu arada özel yetkili mahkemeler kaldırıldı ve dosya, olayın olduğu Hatay’a gönderildi. Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise yetkisizlik kararı vererek dosyayı geri gönderdi. Ancak son olarak dosya yine Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilerek davanın burada görülmesine karar verildi. Hatay’daki mahkeme, ikinci duruşmayı yetkisizlik kararı vermiş olmasına rağmen tamamladı. Sanık avukatları davanın güvenlik gerekçesiyle nakledilmesini talep ettiğinden, ikinci duruşmada mahkemede dava dosyası da yoktu. Mahkeme, sanıkların ifadelerini tutuklu bulundukları Adana’daki cezaevinden SEGBİS yöntemi ile aldı. Yani duruşmaya ne sanık katıldı ne dosya vardı. Üçüncü duruşma öncesi nakil talebine yanıt geldi. Dava güvenlik gerekçesiyle Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. |
İddianamede ne var?
Savcı Özcan Şişman tarafından hazırlanan 110 sayfalık iddianamede, 15'i tutuklu, 11'i tutuksuz, 7'si firari 33 sanık; 5'i çocuk 52 kişiyi öldürmek, 130 kişiyi öldürmeye teşebbüs, 25 kişiyi yaralamakla suçlanıyor.
Eylemi planladığı öne sürülen Mihraç Ural Suriye’de. Saldırıyı düzenlediği ileri sürülen Nasır Eskiocak ile birlikte 9'u tutuklu, 7'si firari, 2'si tutuksuz 17 sanık hakkında 53'er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 3 bin 597'şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanıkların, Türk Ceza Kanunu'nun 302. maddesi uyarınca "Devletin bağımsızlığını zayıflatma ve birliğini bozmaya yönelik vahim nitelikte, ses getirecek, toplumu sarsacak eylem gerçekleştirmek amacıyla planlama yaptıkları, planı uyguladıkları, buna göre öncelikle eylem planlamasında bilerek ve isteyerek yer aldıkları" iddia ediliyor.
"THKP-C Acilciler örgütü yöneticisi Ural'ın Suriye rejimine bağlı güvenlik ve istibahrat birimleriyle birlikte hareket ederek, savaştan kaçan Suriyeli muhaliflerin Türkiye'de barınması, sahip çıkılması sebebiyle Türkiye'yi hedef alan terör saldırısı planladığı" ileri sürülüyor. İddianameye göre, "Mihraç Ural saldırı için, Suriye rejimi kontrolündeki bölge ile Hatay arasında kaçakçılık yapan Yusuf Nazik ve Nasır Eskiocak gibi şüphelileri öncelikle saldırı planına dahil etti."
Mihraç Ural'ın 1979-1980 yıllarındaki silahlı eylemleri de iddianamede "örgütün diğer eylemleri" olarak değerlendirildi. Reyhanlı patlamasından doğrudan haberi olmadan yardım ve yataklık yaptıkları ileri öne sürülen 16 sanık hakkında da 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.
Reyhanlı saldırısı |
Ne zaman? 11 Mayıs 2013 Nerede? Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde, çarşıda. Nasıl? İki ayrı araçta bulunan çok miktardaki bombanın patlatılmasıyla. Kaç kişi öldürüldü? 52. 155 kişi de yaralandı. Kimler? Reyhanlı halkı. Ölenlerin isimleri: Hakan Çalım, Kemal Akıncı, Abdo Ersürer, Vahit Rahal, Mehmet Ali Diken, Abdulkadir İşcan, Ayten Çalım, Firas Al Hasıan, Mehmet İri, Saliha Dereceli, Sedat Pişen, Zahide Kuday, Tahir Yumuşak, Ahmet Ceyhan, İbrahim Yaşar, Yusuf İşgör, Mustafa Kaya, Mehmet Ali Şamlioğlu, Kemal Baz, Ayşe Gül Kırar, Ahmet Uyan, Zafer Al Shab, Muhammed Ali Karakuş, Selim Arslan, İbrahim Çelik, Meryem Zor, Fatmanur Erboz, Ahmet Okyay, Hüseyin Ozan, Mohamed Merhaf Al Dereş, Mustafa Kuday, Hakan Kurtulan, Oğulcan Tuna, Mustafa Ayaz, Nihal Şimşek, Kadriye Alyar, Mehmet Taş, Muhammed El Loz, Ahmet Hamdi Bozkaya, Halil Erdemci, Vahit Altuntaş, Mehmet Koray Cunedioğlu, Nedire Harık, Nihat Özdemir, Murat Yelliz, Azize Yumuşak, Fehmi Karaca, Turğay Güdük, Hüseyin Çolak, Elif Kanlı, Fidan Zor, Rıtıba Bıtar. Yargıda ne durumda? Saldırıyla ilgili üç ayrı dava var, ikisi kamu görevlilerine açılan davalar. Bu iki dava birleştirildi ve Hatay’daki mahkemede sürüyor. 33 sanığın yargılandığı ana dava da Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. |
(AS)
YAZI DİZİSİNİN DİĞER YAZILARI
Diyarbakır Saldırısında “Mutlak Gizlilik”
14 Ocak 2016: Lojmana Saldırıda Üçü Çocuk Altı Kişi Öldürüldü
Reyhanlı Saldırısı: Üç Dava, Sıfır Mahkumiyet
Suruç Saldırısına 11 Aydır Dava Açılmadı
10 Ekim 2015: Barış Mitingine Saldırının Faili Bombalı Eyleme Devam Etti
17 Şubat 2016: Askeri Servislere Saldırıyı TAK Üstlendi, Hükümet PYD'de Israr Etti
13 Mart 2016: Güvenpark’ta Patlayan Bombanın Menşei Belirsiz
12 Ocak 2016: Sultanahmet Saldırganı Suriye Değil Suudi Arabistanlı
19 Mart 2016: İstiklal Caddesi Saldırganı da IŞİD’den
27 Nisan 2016: Bursa’daki Patlamayı TAK Üstlendi: "Hedef Başkaydı"