Proje'nin sahibi, Türk Sosyal Bilimler Derneği (TSBD), ortakları da; Türkiye'de, Ankara'da kadın2000 Kadının İnsan Hakları Bilgi Belge Merkezi, Yunanistan'da, Yanya'da CVME (Research&Support Center for Victims of Maltreatment&Social Exclusion - Kötü Davranış ve Toplumsal Dışlanma Kurbanları Araştırma ve Destekleme Merkezi)...
"Kırmızı Beyaz Mavi Kızkardeşler" proje koordinatörü aynı zamanda Kadın 2000 koordinatörü ve TSBD üyesi Füsun Tayanç ile proje üzerine söyleştik..
Kadının insan hakları bilgi belge merkezinden kısaca söz edebilir misiniz?
kadın2000 Kadının İnsan Hakları Bilgi Belge Merkezi, Ankara Enstitüsü Vakfı'nın, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği tarafından desteklenen "Kadının İnsan Hakları ve Yurttaşlık Eğitimi Projesi" çerçevesinde, Kasım 1999'da oluşturuldu. "Bağımsız" bir "inisiyatif" olarak varlığımızı sürdürüyoruz.
Kadının İnsan Hakları Bilgi Belge Merkezi hangi projeleri gerçekleştirdi?
İster üye, ister gönüllü, hangi sıfatla olursa olsun katkıda bulunmak isteyen herkese "Elinizde bulunan kitap, rapor vb yazılı/basılı malzemeyi bize bildirin, oluşturduğumuz 'havuz'a ekleyelim" çağrısında bulunduk. Kendi elimizde bulunan bin dolayındaki yayını da başlangıç olarak 'havuz'a koyduk. Ne yazık ki, çağrımıza yanıt verenlerin sayısı üçü geçmedi ama "fikir" hala geçerli.
Kadınla ilgili haberleri "not defteri" adı altında topladık; bastırdık. Her ay, bir önceki ayın not defterini üye olanlara gönderecektik. Üye sayısı beklediğimizin altında kaldı ama bu fikir de hala geçerli, bu kez internet üzerinden...
"Sözel" toplumdan "yazılı" topluma, "uçucu" işlerden "kalıcı" izlere geçiş sürecinde "bilgi" süreci tamamlanıncaya kadar beklemeye niyetimiz yok; yurt dışı bağlantılarımızı sürdürüyoruz. WAVE (Women Against Violence in Europe) adlı "ağ"ın Türkiye'deki "odak noktası"yız. Toplantılarına katılıyor, Türkiye'deki kadın hareketi ve kazanımları / sorunları konusunda "ağ"daki diğer üyeleri ve/ya toplantılara katılanları bilgilendiriyoruz.
RCNE (Rape Crisis Network Europe) ile ENAWA (European and North American WomenAction) üyesiyiz. Hala Türkiye'ye kapalı olan, Avrupa Birliği'nin (AB) "Daphne Programı" çerçevesindeki iki projeye "bağlantılı ortak" olarak katıldık.
Kırmızı beyaz mavi kız kardeşler projesine nasıl dahil oldunuz?
"Kırmızı Beyaz Mavi Kızkardeşler Projesi"ni biz hazırladık, ama "tüzel kişilik" sorunundan ötürü bizim vermemiz mümkün değildi. TSBD üyesi olduğumdan, onlara önerdim. Aynı "ağ" üyesi olduğumuz CVME'yi (Center for Victims of Maltreatment and Exclusion) de yanımıza alarak Proje'yi Avrupa Komisyonu'na sunduk.
"Kırmızı Beyaz Mavi Kızkardeşler" adı nereden geliyor? Feminizmdeki "Kız kardeşlik" kavramının bu isimlendirmede etkisi var mı?
Evet. "Kızkardeşler"i tam da o anlamda kullandık; "kırmızı, beyaz, mavi"de iki ülkenin bayrağında yer alan üç renk.
Bu proje hangi ihtiyaçtan doğdu? Projeye kimler, nasıl karar verdi?
Biz bir şeyler yapmayı, enerjimizi kullanmayı düşünüyorduk. Bu sırada Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği "Sivil Toplum Geliştirme Programı"nı uygulamaya başladı. Bileşenlerinden biri de Türk-Yunan Sivil Diyalogu idi. Projeyi de bu çerçevede hazırladık ve verdik. Kabul edildi, finansman desteği sağlandı.
Projenin amacını anlatır mısınız?
AB'ye "aday" olan bir ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının "uluslararası arena"da daha sık boy göstermeleri, seslerini duyurmaları gereklilikti. Bu eksikliği gidermek üzere, Türkiye ile Yunanistan'da kadının insan hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına yönelik bir "veri tabanı" hazırlamayı amaçladık. Bu kadarla da yetinmedik, belli sayıda sivil toplum kuruluşunu, biri Yanya'da -çünkü CVME Yanya'da bulunan bir kuruluş-, biri de İstanbul ya da Ankara'da iki atölye çalışmasında bir araya getirmeyi, hem birbirleriyle tanışmalarını sağlamayı, hem de gelecekte ortak proje hazırlamalarını kolaylaştırmayı düşündük.
Projenin Yunanistan ile ortak yürütülmesindeki etken neydi?
Projeyi, Türk-Yunan Sivil Diyalogu bileşeni için hazırladık. Amaç, iki ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının birbirlerini daha iyi tanımaları, işbirliği alanları bulabilmeleri, Ege'nin iki yanı arasında bir köprü kurulmasına, her iki ülkede de yerleşik ön yargıların giderilmesine katkı yapılması olarak özetlenebilir.
STKların belirlenmesinde nasıl bir yöntem izleniyor, bu STKlar neye göre belirleniyor?
Birincisi "veri tabanı" ile ilgili. Bu konuda, Yanya'da bir hazırlık toplantısı yaptık, ortak bir Bilgi Formu geliştirdik. Bu Bilgi Formu, iki ülkede de kadının insan hakları konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarına dağıtıldı ama Bilgi Formu'nun geri dönüş oranı düşük. Bilgi Formu'nu doldurarak geri göndermeyenleri "veri tabanı" dışında bırakmak gibi bir niyetimiz de yok. Elimizde bulunan bilgileri kullanarak biz hazırlayacağız, kendilerine de düzeltmeleri ya da doğrulamaları için göndereceğiz.
İkincisi ise, yapılacak iki atölye çalışması ile ilgili. Bütçe sınırlamalarından ötürü, her iki atölye çalışmasına da, iki ülkeden sekizer, toplam on altı sivil toplum kuruluşunun katılmasını öngörmek durumunda kaldık.
*Sadece kadın grupları ya da feminist örgütlenmelerle sınırlı değil STKlar...
Sadece kadın kuruluşları değil kapsadığımız, "kadının insan hakları" denildiğinde akla gelen tüm alanlarda çalışan sivil toplum kuruluşları "veri tabanı"nda yer alacaklar.
*Proje sonunda somut olarak neler ortaya çıkacak?
Projenin somut ve baştan belirlenmiş iki çıktısı olacak. Birisi, Türkçe/İngilizce ve Yunanca olacak olan "Rehber", öbürü de Rehberdeki bilgileri içeren, ama Avrupa Komisyonu'nun desteği sona erdikten sonra da sürdürmeyi düşündüğümüz "web sitesi".
AB'nin Türkiye'nin katılımına kapalı olan birtakım programlarına ya da AB üyesi bir(kaç) ülkenin katılımını da öngören programlara/projelere Yunanlı ortakların katkısıyla katılabilmek beklentisini taşıyoruz.İki ülkede, kadının insan hakları konusunda çalışan sivil toplum kuruluşlarının, bu Projeden tümüyle bağımsız yeni projeler hazırlamada, uygulamada ortak olmaları umudumuz..
*Bu rehber ne zaman yayınlanacak? İnternet hizmeti hangi tarihte başlayacak?
Proje'nin Mart 2005'e kadar bitmesi gerekiyor. Bu durumda, 2005'in ilk üç ayı içinde hem Rehber kullanıcılara ulaştırılacak, hem de web sitesi kullanıma açılmış olacak.
* Rehber nerelere, kimlere ulaştırılacak?
Öncelikle Bilgi Formu'nu dolduranlara, herhalde doldurmayanları da dışlayacak değiliz. İki ülke dışındaki benzer kuruluşlara ve ağlara da iletmeyi düşünüyoruz. Ayrıca İnternet üzerinden de herkes ulaşabilecek.
Şu ana kadar kaç sivil toplum kuruluşuna ulaşıldı?
Sorun "ulaşmak" değil, "yanıt almak"...Biz kadının insan hakları konusunda çalışmalar yaptığını belirlediğimiz bütün sivil toplum kuruluşlarına ulaştığımızı, Bilgi Formu'nu ilettiğimizi düşünüyoruz. Geri dönüş oranı üçte biri ancak buluyor.
Sivil toplum kuruluşları Türkiye genelinde mi listeye alınıyor?
"Veri tabanı" Türkiye ölçeğinde olacak. Atölye çalışmasına katılımı ise, Yunanistan'a komşu bölgeler, özellikle Ege Bölgesi, biraz da Marmara Bölgesi ağırlıklı olarak düşündük. Ancak atölye çalışmalarının İngilizce yapılacak olması ve bir tür "beyin fırtınası" olacağından çevirmen kullanmaya elverişli olmaması, bütçenin de eşanlı çeviriye olanak vermemesi, katılımı -ne yazık ki- İstanbul, özellikle de bu türden deneyimi olan sivil toplum kuruluşları ile sınırlandırmış durumda.
Yunanistan'daki sivil toplum kuruluşları ve çalışmalarıyla Türkiye'deki çalışmalar arasında ne gibi fark ya da benzerlikler var?
Doğrusu birbirimiz hakkında çok bilgimiz yok. Hangi tür yasal ve/ya yönetsel çerçeveler içinde hareket ediyorlar, bilmiyoruz. Ancak "uyum yasaları" çerçevesinde gerek dernekler, gerek vakıflar ile ilgili birçok yeni düzenleme yapıldığını dikkate aldığımızda, benzer süreci çok önce geçmiş olan Yunanistan'daki sivil toplum kuruluşlarının daha "serbest" bir ortamda çalıştıklarını düşünmek yanlış olmayacaktır.
Kadının insan haklarına yönelik çalışma yapan, projede yer almak isteyen grupların size ulaşması mümkün mü?
Bize ulaşsınlar, Bilgi Formu'nu doldursunlar, Rehber basıma girinceye kadar yer verme olanağımız var. Hatta Rehber basıldıktan, Proje bittikten sonra bile, web sitesine bilgilerini koymamız mümkün. (BB)