Hükümetin 2005'te imzaladığı ama hâlâ onaylanıp yürürlüğe konması için Meclis Genel Kurulu'na getirmediği, Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme'ye Ek Seçmeli Protokol, yaşlı bakımevlerini de sivil, bağımsız denetim kapsamına alıyor. Protokol'ün öngördüğü ulusal ve uluslararası izleme mekanizmaları, kişilerin bu biçimde özgürlüklerinden yoksun tutulduğu resmi veya özel her türlü yeri düzenli olarak ziyaret etme yetkisine sahip.
Ancak TİHV, Türkiye Protokol'ü onaylamış olmadığı için, "alıkoyma yerlerinin bağımsız ulusal ve uluslararası izleme mekanizmaları tarafından düzenli ziyaret sistemiyle izlenmesi bugün için olanaklı değil" dedi.
TİHV: Soruşturma denetim yetkisine sahipleri de kapsamalı
TİHV, Özel Aydos Huzurevi'yle ilgili soruşturmanın yalnızca huzurevi yöneticileri ve çalışanlarıyla sınırlı olmaması gerektiğini vurguladı:
"Huzurevi yönetici ve çalışanları hakkında açılan soruşturma, huzurevini denetleme ve gözetleme yetkisine sahip kamusal makamları da kapsamalı. Aksi halde kamuoyu bu ve benzeri insanlık dışı muamelelere tanıklık etmeye devam edecek."
Vakıf, Seçmeli Protokol'ün onaylanması aciliyetinin de altını çizdi:
* BM İşkenceye Karşı Sözleşmenin Seçmeli Protokolü bir an önce onaylanmalıdır.
* Onaylamanın ardından oluşturulacak ulusal önleme mekanizması idareden her açıdan bağımsız ve tarafsız bir izleme organı olmalıdır.
* Onaylama sürecinin tamamlanmasını beklemeksizin, bugün itibariyle sorunun yaygınlığı göz önüne alındığında etkin bağımsız bir izleme faaliyeti yürütülmesi olanaklıdır.
TİHV, bu konuda yapılacak çalışmalara katılarak her türlü katkıyı sunmaya hazır olduğunu da duyurdu. (TK)