İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Prof. Dr. Fatmagül Berktay’la cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi özellikle cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan tarafından dillendirilen “Yeni Türkiye”, “vesayet” üzerine söylemleri ve Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Haşim Kılıç’ın “Kamu gücünü, nefret için kullananları sınırlayacak yargı gerekli” minvalindeki sözlerini konuştuk.
Prof. Berktay, “yenilik” söylemi içinde “eski”nin daha derin bir otoriterlikle ihyasının söz konusu olduğu görüşünde.
Erdoğan’ın hedefinin başkanlık sistemini getirmek olduğunu ifade eden Berktay, buna karşı parlamenter sistemi desteklememiz gerektiğini, çünkü Erdoğan’ın örnek gösterdiği ABD’deki başkanlık sistemi ile Erdoğan’ın kafasındaki sistemin alakası olmadığını ifade etti.
Eskiye göre daha otoriter…
“Yeni Türkiye, eski Türkiye'ye fazlasıyla benzemeye başladı. Gerçekten askeri vesayet rejiminden hepimiz muzdariptik, Kemalizmin dogmatik, fetişist bir şekilde yorumlanmasından, uygulanmasından muzdariptik ama anlaşılan bu topraklarda Bizans’tan beri gelen otoriter gelenek var.
“Dolayısıyla yenilik söylemi içinde eskinin ihyası, üstelik de daha derin bir otoriterlikle ihyası söz konusu.
“Çatı aday olumlu”
“Ben cumhurbaşkanlığı seçimini parlamenter düzenin cumhurbaşkanını mı seçeceğiz yoksa zaten fiilen zemini hazırlanmış olan başkanlık sistemine geçmeyi mi kabul edeceğiz noktasından değerlendiriyorum.
“O yüzden aslında çatı adayın olumlu bir isim olduğu kanaatindeyim. Açıkça parlamenter sistemin cumhurbaşkanı adayı olacağını söylüyor. Önemli olan da budur.
“Başkanlığı ABD’den farklı algılıyor”
“Erdoğan, ABD'de uygulanan başkanlık sistemini örnek gösteriyor. ABD'deki başkanlık sistemi son derece sağlam bir kuvvet ayrılığı ilkesi üzerine, önemli bir gelenek üzerine kuruludur.
“Dolayısıyla Obama'yı örnek göstermesi, aslında aklındakinin tamamen başkanlık sistemi olduğunu gösteriyor. Ama başkanlık sistemini de ABD'deki başkanlık sisteminden çok farklı algılıyor.
Erdoğan ve devletleşme
“Toplumsal gelenek ve kurumsal yapı üzerine oturmayan bir başkanlık sistemine heves ederseniz, dediğim gibi Bizans'tan beri gelen sezaro-papist gelenek iyice taçlanmış olur.
“Bir yandan konuşmalarını besmeleyle açıyor, arkasından da Samsun ve Erzurum'a çıkıyor. Yani çok ilginç bir post-modernist durumla karşı karşıyayız.
“Erdoğan, Ankaralılaşma sürecini tamamladı, tamamen devletleşti ve artık kendisini taçlandırmak istiyor.
“Kılıç’ın açıklamaları önemli”
Prof. Berktay’a AYM Başkanı Kılıç’ın Anayasa Mahkemesi Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada “Kamu gücünü ve imkanlarını kin ve nefretlerinin aracı olarak kullananları sınırlayacak tarafsız ve bağımsız bir yargı gücünün gerekliliğine olan inancımı belirtmek isterim” sözlerini hatırlatıyoruz.
Kılıç'ın açıklamalarını çok önemli ve çok olumlu bulduğunu belirten Berktay, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Gerçekten yargının başında olan sorumlu, vicdan sahibi bir insanın söyleyeceği laflar bunlar.
“Yargı bağımsızlığının çok önemli bir tehlike altında olduğunun farkında olan, ayrıca demokrasi denen şey nedir, anayasa ne demektir, kuvvetler ayrılığı nedir, bunlara ilişkin bilgi sahibi olan insanlar var.
“Başbakan tamamen eklektik şekilde hoşuna gideni alıyor, hoşuna gitmeyeni dışarıda bırakıyor... Son derece eklektik ve o yüzden de zaten son derece post modernist şekilde her şey mubahtır çizgisine geliyor.
“Kamusal alanın kapanmaması önemli”
Berktay, her şeye rağmen umutsuz olunmaması gerektiği görüşünde.
“Ben Türkiye'de politik alan tamamen kararmadıkça ve kapanmadıkça Türkiye toplumunun önünde umut olduğu kanaatindeyim.
“Türkiye toplumu giderek gelişen, bilgilenen ve sağduyulu bir toplum. Uzun vadede bunun göründüğünü düşünüyorum.
“Ama burada önemli olan kamusal alanın kapanmaması, tıkanmaması. O yüzden de bir parlamenter düzenin cumhurbaşkanını seçmek çok önemli.” (EKN)