* Fotoğraf: Mutlu Güney - Adana / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İçişleri Bakanlığı, son bir haftadaki sokağa çıkma kısıtlamalarına uymayan 40 bin 591 kişi hakkında adli ve idari işlem yapıldığını açıkladı.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gökmen Yeşil, idarenin, yani polisin de Valiliğin de böyle bir ceza kesmek için yetkisi olmadığını söyledi.
“İdare, kanunda olmayan yetkiyi kullanamaz”
Avukat Yeşil bianet’e yaptığı açıklamada, “kamu yararı” gibi açıklamaların, kanunları yok saymanın bahanesi olamayacağını ifade etti:
“Öncelikle şunu belirtelim ki esas olan idarenin yetkisizliğidir, yani ister doğal afet ister salgın olsun idari makamlar kanunlarla açıkça tanımlanmamış hiçbir karara imza atamaz.
“İdare, kaynağını kanundan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Kamu yararı veya genel sağlık gibi gerekçeler kanunilik ilkesinin yok sayılmasının bahanesi olamaz.
“Sokağa çıkma yasağı, başta özgürlük ve güvenlik hakkı, seyahat özgürlüğü, çalışma hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükleri sınırlayan, hatta ortadan kaldıran bir uygulamadır. Bu haliyle Anayasanın 13. Maddesiyle çerçevesi çizilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması kuralının ihlalidir.”
“OHAL bile olsaydı yetkileri olmazdı”
Gökmen Yeşil, Olağanüstü Hal (OHAL) bile ilan edilseydi, bu yetkisizliğin değişmeyeceğini de belirtti:
“‘Tehlikeli salgın hastalık’ nedeniyle bir olağanüstü hal ilan edilmiş olsaydı dahi, idarenin sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi olmayacaktı.
“Bu hali ile bugün uygulanan her türden sokağa çıkma yasağının, açıkça kanunilik ilkesi çiğnenerek tesis edilen işlemlerden doğduğu ve bu anlamda ‘hukuksuz’ olduklarının altı çizilmeli. Bu haliyle tüm ilgili işlemler de yok hükmündedir.
“Gerekçe gösterdikleri kanun yetki vermiyor”
“İl İdaresi Kanunu veya Umumi Hıfzıssıhha Kanunu da idareye hiçbir şekilde sokağa çıkma yetkisi vermiyor.
“OHAL ilan edilse dahi genelgeyle sokağa çıkma yasağı ilan etmek hukuken mümkün değil. Bu haliyle yasal dayanaktan yoksun bir uygulamaya bağlı olarak kolluk biriminin ceza kesmesi de mümkün değildir. Kesilen cezalar mutlaka yargıya taşınmalıdır.”
“Valiliğin de bakanın da böyle bir yetkisi yok”
Avukat Yeşil, Valilik emri veya izniyle para cezası kesilebileceğine dair iddiaları da şöyle yanıtladı:
“Bunun da gerçekliği yok. Valiliğin yasak getirme yetkisi bulunmuyor, yetkisiz. İdare, kanunlarda hangi yetkisi varsa onu kullanır. İdari makamlara olağan dönemlerde sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkisi verilmez. OHAL’de de yine böyle bir yetkisi yok, salgın hastalıkla ilgili tedbirler OHAL Kanunu’nda bellidir.
“Kaldı ki böyle bir yetki olmaması bir yana, bakanların genelgeyle, talimatla yasak ilan etme yetkisi zaten yok. Bir yasak ancak eski Kanun Hükmünde Kararname, yeni Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle ve yasal dayanağıyla birlikte ilan edilebilir.
“Valiliğin yasaklara gerekçe gösterdiği İl İdaresi Kanunu veya Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nda da böyle bir yetki tanımlanmıyor.
Ceza neden üst sınırdan kesiliyor?
Hem sokağa çıkma kısıtlamasını hem de maske yasağını ihlal edenlere 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 282. Maddesi uyarınca 3 bin 180 lira ceza kesiliyor.
Gökmen Yeşil, para cezasının alt sınırı Vergi Usul Kanunu’na göre 789 TL’yken, cezanın üst sınır olan 3 bin 180 TL’den kesilmesine de dikkat ekti:
“Para cezası kesme yetkileri olsa bile cezanın neden üst sınırdan verildiğinin gerekçesini açıklamak zorundalar. Bu cezaların miktarı ihlalin ağırlığına ve kişinin sosyo-ekonomik durumuna göre belirlenir. Ancak pandemide tüm cezalar üst sınırdan kesildi.
Yeşil, para cezalarının hem kesilmesine hem de oranlarına dair yargıya götürülmesi gerektiğini ifade etti, “Zaten yargının ‘ceza kesilemez’ şeklinde kararları var” diye konuştu.
Cezalara, tebliğ tarihinden 15 gün içerisinde tebligatta belirtilen makama başvurularak itiraz edilebiliyor. (AS)