İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi Gezi Parkı eylemleri sırasında Berkin Elvan’ın ölümüne yol açan polis memuru F.D.’ye verdiği 16 yıl 8 aylık hapis cezasının gerekçesini açıkladı.
303 sayfalık gerekçeli kararda mahkeme, F.D’nin nişan alarak atış yaptığını hükmüne vardı. F.D.’nin Berkin Elvan’ı öldürmesini hukuki açıdan ‘olası kast’ olarak değerlendirdi. F.D.’nin gaz fişeğini kendi inisiyatifiyle ateşlediğini belirtti.
TIKLAYIN - Berkin Elvan davasında karar: 16 yıl 8 ay hapis
Mahkeme Adli Tıp Kurumu raporu, teknik bilirkişi raporu, ulusal kriminal büro tarafından düzenlenen raporlar, Jandarma Kriminal Labaratuvar Amirliği ve Foça Jandarma Komando Okulu tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporlarına da atıf yapan mahkeme şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sektirmeden atış yaptı"
>> Adli Tıp Kurumu raporuna göre Berkin Elvan’ın ölümünün künt kafa travmasına bağlı gelişen beyin kanaması ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu açıkça tespit etmiştir. Aynı raporda söz konusu ölüme neden olan künt kafa travmasının gaz tüfeği kapsülü veya benzer özelliklerde başka bir ürünün doğrudan kafaya isabet etmesiyle meydana gelmiş olabileceği, bunun dışında söz konusu gaz tüfeği kapsülünün duvara veya benzer bir sert yüzeye çarparak sekmesi veya havadan serbest düşmesi esnasında kafaya isabet etmesi ile oluşmasının mümkün görülmediği tespit edilmiştir. Bu haliyle sanığın sektirmeden atış yaptığı sabittir.
"Kendi inisiyatifiyle hareket etti"
>> Yine bir diğer raporda saat 07:00’a denk gelen zamanda Gaziler Sokak üzerinde hiç kimsenin eylem yapmadığı, sadece Gaziler sokak girişinde 3-4 kişi ve sokağın karşısındaki kaldırımda olan iki kişinin ile bir de fişekçi polisin eylemlerinin gözlemlendiği tespitinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
>> Rapordan da anlaşıldığı üzere sanık F.D’nin 2559 sayılı Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu’nun 16. maddesinde belirtilen zor ve kuvvet kullanma yetkisinin dışına çıktığı, bunun ötesinde bir eyleme girişerek tamamen kendi inisiyatifi ve kusuruyla hareket etmek suretiyle maktulün yaralanmasına ve daha sonra ölümüne neden olduğu anlaşılmıştır.
"Taksir ihtimali söz konusu değil"
>> Yine bir başka bilirkişi raporunda da olay saatine ilişkin kamera kayıtları incelendiğinde görüntüdeki ortam ışık şiddetinin görüşü engellemediği ve polislerin söz konusu göstericileri görebilecekleri bir mesafede olduklarının değerlendirildiği tespitinde bulunulduğu, bu noktada sanığın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak yani taksirle hareket ettiği ihtimalinin de ortadan kalktığı sonucuna varılmıştır.
>> Sanık açısından Türk Ceza Kanunu’nun 22. Maddesinde belirtilen objektif özen yükümlülüğüne aykırılık olarak ifade edilen taksir ihtimalinin söz konusu olmadığı diğer delillerle birlikte nazara alındığında ortaya çıkmıştır.
"İştirak yok"
>> Yine bilirkişi raporlarında sanığın yani kolu sargılı kişinin diğer meslektaşlarıyla özellikle kendisinin dışında üç kişi ile iletişim halinde olması katılanların iddia ettiği gibi sanığın bu kişilerle iştirak ilişkisi içinde olduğu anlamına gelmeyeceği, zira sanığın kendisinin kullanma yetkisine haiz olduğu gaz tüfeğini tamamen kendi inisiyatifi ile maktulün ölümüne neden olacak şekilde somut olayda kullandığı, eylemden bu haliyle ancak kendisine sorumluluk yüklenebileceği anlaşılmaktadır.
>> Yukarıdaki tüm açıklamalar çerçevesinde sanığın mahkememizce sabit görülen eylemi olası kast olarak nitelendirilmiştir.
Mahkeme düğünlerde silah kullanımını örnek verdi
Mahkeme olası kast gerekçesini ise şu cümlelerle gerekçelendirdi:
“Kendi düğününde sözde şan ve şeref için veya misafirleri ve düğün sahiplerini onore etmek için havaya ateş etmek isterken belki de kendi yakınlarından birinin ölümüne sebep olan fail her ne kadar öldürmeyi kastetmemiş olduğunu savunsa da, eylemi ve ortaya çıkan netice itibariyle, Yargıtay uygulamalarına göre de ‘olası kast ile öldürme suçundan’ sorumlu olurken, dosyamız açısından da sanığın muhtemel de olsa öldürme kastı taşımadığı düşünülse bile, failin kastını olası kasıtta netice belirleyeceğinden, somut olayın ‘olası kasıt altında öldürme’ olarak kabul edilerek hüküm kurulmuştur.”
16 yıl aldı 5 yıl yatacak
Mahkeme bu nedenle polis memuru F.D.’ye önce ‘kasten öldürme’den müebbet hapis cezası verdi. Daha sonra olayın ‘olası kasıtla’ olduğunu belirterek 20 yıla indirdi. Ardından da sanığa verilen cezanın geleceği üzerindeki olası etkisi dikkate alarak altıda bir oranında indirime gitti ve F.D.’nin 16 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti.
F.D. bu kararla birlikte kendisine verilen ceza Yargıtayca onanırsa cezaevinde 5 yıl 4 ay kalacak.
Olayda polis memuru ile rütbelilerden oluşan 42 şüpheli hakkında ise somut delil bulunmadığını belirterek ve suçun şahsiliği ilkesini gözeterek ek kovuşturmaya ‘yer olmadığına’ karar verdi.
Ne olmuştu? |
İstanbul, Okmeydanı’nda Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'nde 16 Haziran 2013’teki polis saldırısında başının arkasından gaz fişeğiyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hastaneye kalbi durmuş olarak götürülmüştü. 269 gün sonra, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart 2014'te hayatını kaybetti. Soruşturma dosyası altı savcı değiştirdi. Savcı Faruk Bildirici'nin talebi üzerine, olay yerinde polislerin kullandığı ve Elvan'ın vurulduğu sokağın başındaki TOMA'ya monte edilmiş kamera görüntüleri, Ulusal Kriminal Büro görevlisi bilirkişisi tarafından incelendi ve analiz raporu 6 Mayıs 2014'te dosyaya sunuldu. Savcı İsa Dalgıç'ın talebiyle görüntüler bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı'nda incelendi. Netleştirilmiş görüntüde iki şüpheli memurun göründüğü ve bu memurlardan birinin Elvan'ın ölümüne neden olduğu tespit edildi. Soruşturma 7 Aralık 2016’da tamamlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu savcılarından İsa Dalgıç’ın hazırladığı iddianamede, tek sanık olarak gösterilen polis memuru F.D.’nin "olası kastla öldürme" suçundan yargılanması istendi. İddianamede, polislerin “mukavemette bulunan” eylemcilere müdahale ettiği, bu sırada kafasına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan'ın yaralanarak, hastaneye kaldırıldığı ve tedavi gördüğü sırada hayatını kaybettiği anlatıldı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen 11 sayfalık iddianame kabul edildi. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan 42 polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi. Elvan ailesinin avukatı Oya Aslan bianet’e verdiği bilgide, olay yerindeki tek bir polise dava açıldığını, davanın da “kasten öldürmek” değil “olası kastla öldürmek” suçundan açıldığını, bunun da hapis cezasını 20 yıla kadar düşürdüğünü belirtti: “Müebbet gerektiren kasten öldürme yerine olası kast ile yargılandığında, polis mahkum olsa dahi ceza 20 yıla kadar düşüyor. Oysa sadece kamera görüntüleri bile kasten öldürmeye dava açmak için yeterliydi.” |
(HA)