Cumartesi Anneleri/İnsanları, 703. Haftalarında Galatasaray Meydanı’na gitmelerinin engellenmesine rağmen kayıplarının akıbetini sormaya devam etti.
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokağın girişleri de polis tarafından tutuldu. Kayıp yakınları ve hak savunucuları şube binası önünde Cemil Kırbayır’ın akıbetini sordu.
Açıklama boyunca polisin “dağılın” anonsu devam etti.
703. hafta açıklamasında yasağa tepki gösterilirken, Kırbayır'ı aramaktan vazgeçmeyeceklerini anlattılar.
"Beyoğlu Kaymakamlığı hukuksuzluğunu bizim kadar bildiği, yasaklama kararından derhal vazgeçmelidir. Çünkü biz Berfo Kırbayır'ın bıraktığı yerden Cemil Kırbayır'ı aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz"
Gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerinin açıklanıp sorumluların yargılanması talebiyle her Cumartesi Galatasaray Meydanı'nda buluşan Cumartesi Anneleri/İnsanları 25 Ağustos'taki 700. haftada yasak ve polis şiddeti ile karşılaşmıştı.
701. haftadan itibaren polisin Galatasaray Meydanı'nı barikatlarla kapatarak geçişlere izin vermemesi üzerine İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi sokağında eylemlerini gerçekleştiriyorlar.
"Galatasaray engeli hakkımızın ihlali"
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon açıklamasını okuyan Maside Ocak, 700. Haftalarından itibaren Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasağı nedeniyle Gaşatasaray Meydanı’na çıkmalarının engellendiğini anlattı.
Kaymakamlığın tek gerekçesinin ise Galatasaray'ın toplantı ve gösteri yürüyüş alanları içerisinde olmadığı ve yasal yoldan bir bildirimde bulunulmadığı şeklinde olduğunu belirten Ocak, bu duruma tepkilerini dile getirdi.
“Bu gerekçeler Anayasal güvence altında olan toplantı ve gösteri hakkımızın ihlalidir. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve çok sayıda yerel mahkeme kararlarına göre toplantı ve gösteri özgürlüğümüzün özüne dokunan bir kısıtlamadır. Anayasa'nın 90. maddesine göre iç hukukumuzun bir parçası sayılan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1’nci maddesi ile koruma altına alınan barışçıl toplanma hakkımızın ihlalidir” dedi.
Maside Ocak, 699 hafta boyunca Galatasaray'da gerçekleşen buluşmalarda kamu düzeninin bozulduğunu ve katılımcıların şiddete başvurduğunu gösteren hiçbir veri bulunmadığını hatırlattı. Avupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anaysa Mahkemesi ve Yargıtay İçtihatlarına göre toplanma ve gösteri özgürlüğü izne tabi olmadığını söyledi.
“Buluşmalarımızın engellenmesi kanunsuzdur ve derhal son bulmalıdır. Hakikate ve adalete ulaşma hakkımıza yönelik bu ağır saldırı karşısında susmayacağız; gözaltında kayıp dosyalarındaki hakikatleri anlatmaya devam edeceğiz.”
"Meclis raporuna rağmen soruşturma açılmadı"
Cemil Kırbayır’ın hikayesini ise şöyle anlattı:
“Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır; 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin ardından 13 Eylül 1980 tarihinde Göle (Okçu) köyündeki evinden gözaltına alındı. Kars Askeri Gözetim Evi'ne getirilen Cemil'i işkencede koma halinde gören çok sayıda tanık vardı ama ailesine ‘Firar etti, bir daha bize sormayın’ denildi.
2011 yılında dönemin Başbakan'ı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla kurulan TBMM İnsan Hakları Komisyonu hazırladığı raporda; Cemil Kırbayır'ın gözaltında işkenceyle öldürüldüğü ve bedeninin bilinmeyen bir şekilde yok edildiği tespitini yaparak, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen sorumlular hakkında dava açılmadı.
“İç hukuktan sonuç alamayan Cemile Kırbayır ailesi, İHD avukatları aracılığıyla davayı AİHM'e taşıdı." (BK)
* Fotoğraf: Evrim Kepenek