İbrahim Külah ve Naile Koyuncu’nun oğulları Ali Külah’ı sokak ortasında öldüren ve ceza almayan polisle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptıkları başvuru bugün sonuçlandı.
AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen “yaşam hakkının” ihlal edildiği gerekçesiyle Türkiye’yi, aileye 65 bin Euro manevi tazminat ödemeye mahkum etti.
Aile, Ali Külah’ın 12 yıl önce İzmir’de polis Ö.A. tarafından öldürülüp, aldığı ceza da “iyi hali ve sabıkası olmaması da göz önüne alınarak” ertelenmesi üzerine AİHM’e başvurmuştu.
Ensesinden vurdu
19 yaşındaki Ali Külah, 2 Haziran 2001’de İzmir’de iki arkadaşıyla birlikte parkta oturuyordu. Yanlarına yaklaşan polis aracından çıkan üniformalı polis Ö.A. kimliklerini göstermelerini istedi. Ö.A. üç kişinin de kimliklerini alıp aracın içindeki sivil polise verdi.
Ali Külah, sivil polisin kimlik kontrolü yapmasına tepki gösterince Ö.A. Külah’a tokat attı. Külah yere düşünce polis onu dövmeye ve tekmelemeye başladı.
Ali Külah ayağa kalkıp kaçınca polis Ö.A. da peşinden gitti. Ö.A., Külah’ı yakalayıp tekrar yere itti. Kısa süre sonra bir silah sesi duyuldu. Yanlarına gidenlerin anlattığına göre, Ö.A. elinde silahıyla Külah’ın yanı başında ayakta duruyordu, Külah vurulmuştu.
Ali Külah hemen hastaneye kaldırıldı ve ertesi gün polise ifade verdi, Ö.A.’nın kendisini vurduğunu söyledi ve şikayetçi oldu.
Dört gün sonra Külah hayatını kaybetti. Otopsi raporuna göre, ensesinden giren kurşun ölümüne sebep olmuştu.
“İyi halden” erteleme!
16 Kasım 2001’de Ö.A.’ya “taksirli insan öldürme” suçlamasıyla İzmir Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Ö.A. savunmasında, Ali Külah’ın silahını almaya çalıştığını, bu sırada arbede yaşandığını, silahın patladığını ancak bu sırada silahı kimin ateşlediğini bilmediğini söyledi. Yargılama sırasında silaha olayın ardından balistik inceleme yapılmadığı, üzerindeki parmak izlerinin tespit edilmediği ortaya çıktı.
Dava 30 Aralık 2003’te sonuçlandı ve Ö.A. “gözaltına alınmaya direnen Külah’ı öldürmekten” suçlu bulundu. Ö.A. sekiz yıl hapis cezası aldı, mahkeme cezayı “suç görev başında işlendiği için” 1 yıl 4 ay 3 güne indirdi.
Bu ceza da yargılama süresince gösterdiği “iyi hal” nedeniyle 1 yıl 10 ay 10 güne indirildi. Ö.A.’nın sabıkası olmadığı için ve “gelecekte aynı suçu işlemeyeceği düşünüldüğünden” bu ceza da ertelendi.
Temyizin ardından yargılama tekrar yapıldı ancak sonuç değişmedi. Yargıtay da kararı 21 Mayıs 2007’de onadı.
Bu arada, Külah’ın ailesinin polis Ö.A. ve İçişleri Bakanlığı’na İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı tazminat davası da 8 Haziran 2009’da sonuçlandı. Ö.A. 13 bin 875 TL tazminata mahkum olurken, İçişleri Bakanlığı’na açılan dava reddedildi.
İç hukuk yollarının tükenmesiyle aile AİHM’e başvurdu. AİHM’de bugün çıkan kararla Türkiye’nin AİHS’in 2. maddesi uyarınca “yaşam hakkını ihlal ettiğine” hükmedildi.
Kararda, devletin yaşam hakkını korumak zorunda olduğu ve bunu ihlal edenlerin cezalandırılması gerektiği vurgulandı. (AS)