"Hükümetin icraatı eleştirilecekse bu vurgulanmalı. Demokratikleşme ve insan hakları alanında atılan adımlarda ciddi bir duraklama var."17 Aralık sonrasına müzakerelere hazırlık sürecine dair eleştirilerin abartıldığını söyleyen Aktar, "Biz tezcanlı bir millet olduğumuz için, hadi bir başmüzakereci seçelim, müzakereler hemen başlasın, birkaç ayda AB'ye girelim, diye düşünüyoruz ama işler öyle yürümüyor" dedi."Müzakerelere hazırlık konusunda yapılan işlerde bir duraklama veya bir gecikme söz konusu değil. "Esas problem bir zihin değişikliğini başarmak ve AB projesini toplumun benimsemesini sağlamak. Bürokrasiyi de müzakerelere hazırlamak gerekli."
"Bu aceleye getirilebilecek bir şey değil. Ne kadar çok üzerinde düşünülürse, ne kadar çok tartışılırsa, ne kadar çok arama yapılırsa, o kadar sağlıklı bir sonuca varılır.""Tereddütler var"
17 Aralık'ta başlayan sürecin 3 Ekim'den sonra devam edeceğini belirten Aktar, bu süreci etkilememekle birlikte insan hakları, demokratikleşme konusunda duraklamalar, tereddütler olduğunu belirtti.
Aktar, 3 Ekim'e yönelik iki şartın olduğunu hatırlattı:
"* Ceza Yasası ve Ceza Yasasıyla ilgili diğer yasaların Meclis'ten geçmesi ve yönetmeliklerinin Meclis'ten çıkması.3 Ekim sonrasında Türkiye'de milliyetçi dalganın kabarabileceğini belirten Aktar "Vakıflar meselesinde, Haliç'ten haç çıkartma ayini sırasında yaşanan olaylarda olduğu gibi gayrimüslimlere yönelik tepkiler artabilir. Bunlar önümüzdeki dönemdeki kavganın ilk işaretleri" dedi.* Bir de Gümrük Birliği Uyum Protokolü'nün Güney Kıbrıs'ı da kapsayacak şekilde imzalanması."
Ne yapmak lazım?
Türkiye'nin daha önce hiçbir zaman böyle bir müzakere süreci yaşamadığını belirten Aktar, bürokrasinin ve toplumun sürece uygun biçimde yapılanması gerektiğini söyledi.
"Bu bir entegrasyon müzakeresi. Biz AB'ye girmeyeceğiz, burası AB olacak. Şu anki algılarımızla, alışkanlıklarımızla, adetlerimizle olmayacak bu iş. Hem kamu seviyesinde hem de toplum seviyesinde bu gerekli ve en uygun yapıların hayata geçirilmesi gerekiyor".
AB'nin topluma mal edildiği, toplumun bu projeyi sahiplendiği ölçüde sürecin ilerleyebileceğini belirten Aktar, "Başka türlüsü mümkün değil" dedi.(BB/EÜ)