"Ataerkil sistemde hiçbir kadın yaşamını güvenle sürdüremez....Ataerkil sistemde her kadın, geçmişte, şimdi ve gelecekte kurbandır." Andrea Dworkin
"Kadın, dünyanın en güzel yaratığı. [Arka sayfa güzellerinin] yüzde 99'undan keyif duyuyorum...Yazı işleri toplantısında bu arka sayfa güzelleri için bazı arkadaşlar, abi sen bilirkişi sıfatıyla şunlara bir bak filan derlerdi.... Bilirkişi iddiasında değilim, ama onları her zaman görmekten çok mutlu oldum. Cinsellik ve estetik, ikisi birlikte olacak... Sırf estetik olunca, şu odamda gördüğün resim de estetik; ama..." Basın Konseyi Başkanı ve Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi [2]
NTV'de ya da başka bir haber kanalında, bir erkek güzellik yarışmasının yayınlandığını tahayyül edebilir misiniz? Sanmam. Çünkü medyada erkekler hep politikacı, ekonomist, sporcu, bilim insanı; kadınlar ise "bayan avukat", "kadın bakan", "güzelliğiyle dikkat çeken genç oyuncu", "cesur pozlarıyla yürek hoplatan sanatçı", "seksi yıldız" ve "sarışın güzel".
Kapitalist ve ataerkil sistemde kadın evde ücretsiz temizlikçi ve çocuk bakıcısı; piyasada ucuz işgücü; medyada ise, heteroseksüel erkeklerce erotik bulunduğu kabul edilen beden parçalarından ibaret seyirlik nesne. Liberal teorinin özgür, haklarla donatılmış ve fırsat eşitliğine sahip bireyi, aslında pratikte beyaz, orta sınıf, heteroseksüel erkek. Piyasa sisteminin yarattığı eşitsizlikleri yok sayan, soyut bir eşitlik söylemine dayalı liberal demokrasilerde demokrasinin teminatı dördüncü kuvvet olarak kabul edilen medya da, yoksulların, kadınların, eşcinsellerin ve diğer toplumsal ve etnik azınlıkların değil, ağırlıklı olarak beyaz, orta sınıf ve heteroseksüel erkeğin gözleriyle topluma bakıyor. Kadın, eşcinsel, ya da yoksulsanız medyada öznelliğiniz, beden bütünlüğünüz ya da toplumsal bir grup olarak siyasi mücadelenizle yer alma şansınız çok az.
Öte yandan kadınların medyada temsili, diğer azınlıkların temsiline göre çok daha yaygın ayrımcı nitelikler taşıyor. Bunun sebebi, cinselliğin ve kadın bedeninin teşhirinin medyanın önemli bir kâr kaynağı olması. Bu anlamda son dönem medyasında kadınların, örneğin yoksullar, ya da engelliler gibi, görünmez olduklarını söyleyemeyiz. Aksine kadınlar medyada hayli "görünür", ancak sorun kimin gözleriyle ve nasıl göründükleri.
Medyada kadın sadece cinselliğiyle var
"Kız mı, anne mi? Daha güzel olan hangisi?" Bu, CNBC-E kanalında yayınlanan "Gilmore Girls" ("Gilmore Kızları") adlı Amerikan yapımı dizinin yeni yayın dönemindeki tanıtım sloganı. Bir seneyi aşkın süredir yayınlanan dizi, küçük bir kasabada yaşayan bir anne ile kızının, birbirleri, annenin ailesi, dostları, işleri, kasaba halkı, kısacası hayatla ilişkilerini ve mücadelelerini anlatıyor.
Dizi, CNBC-E'nin yayınladığı diğer birçok ABD yapımı dizide yer alan cinsiyetçi unsurların hiçbirini barındırmıyor. Başrol karakterleri anne-kız ile diğer tüm kadın karakterler, zeki, cevval, açık fikirli, ne istediğini bilen, mücadeleci ve bağımsız kadınlar. Tüm bunlara rağmen, CNBC-E, diziyi, teması ve içerdiği toplumsal mesajla tamamen zıt olan ve güçlü cinsel çağrışımlar yapan bir sloganla tanıtmakta beis görmüyor. Bu durum, 2005'i 2006'ya bağlayan yılbaşı gecesinde, yılbaşı eğlencesi niyetine kadın iç çamaşırı defilesi yayınlayan bir kanal için pek şaşırtıcı olmasa da, kadın cinselliğinin, medya ürünlerinin pazarlanmasında hangi boyutlarda kullanıldığını göstermesi açısında hayli çarpıcı.[4] İşin kötüsü hiç de istisnai değil.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinden Mine Gencel Bek'in Ocak-Ekim 2005 tarihleri arasında Hürriyet, Sabah, Akşam ve Vatan gazetelerinde yayınlanan 16 bin 060 haberin içerik analizleri üzerinden yaptığı bir araştırma, bu haberlerin 13 bin 776'sının kadınlarla ilgili olduğunu ortaya koyuyor.[5] Kadınların yer aldığı haberlerin yüzde 32.3'ü eğlence ve magazin, yüzde 17.4'ü ise suç ve şiddet içerikli. Haberlerde, habere konu olan kişinin teşhir edilme oranlarına bakıldığında, teşhir edilenlerin ağırlıklı olarak kadınlar olduğu görülüyor. Kadınların teşhir edildiği haber sayısı 1620 iken, erkeklerde bu sayı 101 ve kadın teşhiri ağırlıklı olarak cinsel içerikli.
Yine haberlerde kadınların yaşı, erkeklerinkine göre çok daha sıklıkla belirtiliyor. Haber konusu olan kadınların önemli bir kısmı (yüzde 40.3) 18-35 yaş grubuna mensup. Erkeklerde ise bu oran sadece yüzde16.8. Gencel Bek'e göre kadınlar medyada ünlü, şarkıcı, manken, vb. olarak ve daha çok görüntüleriyle temsil ediliyor. Eğlence-magazin haberlerinde kadın sayısı erkeğin neredeyse iki katı.
Yazılı ve görsel basında "arka sayfa güzeli" tipi doğrudan kadın cinselliğini pazarlamaya yönelik haberlere ek olarak, sağlıktan turizme kadar birçok alanda verilen haberler, çoklukla yarı çıplak kadın resimleri ya da görüntüleri eşliğinde sunuluyor. Medya için tecavüz ve taciz haberleri dahi, habere konu olan eylem açıkça cinsellik değil, şiddet içeriyor ve kanunlarda suç olarak tanımlanıyor olsa da, çok defa okuyucularda/izleyicilerde cinsel çağrışımlar yaratıcı biçimlerde ve sansasyon amaçlı kullanılıyor.
Medyanın kadın bedenini ağırlıklı olarak hangi tip haberlerde cinsel nesne haline getirdiğine daha yakından bakalım.
Kadın=genç, diri ve zayıf
Kadın sağlığını ilgilendiren haberlerin hemen hemen tamamı, genç ve sağlıklı bir kadının çok defa yarı çıplak resmi eşliğinde veriliyor. En çarpıcı örnek meme kanserinin medyada yer alışı. Özellikle orta yaşlı kadınları tehdit eden bir hastalık olan ve zaman zaman hastalıklı memenin alınması sonucunu doğuran meme kanseriyle ilgili haberler, genç kadınlara ait olması kuvvetle muhtemel sağlıklı ve diri meme resimleri eşliğinde veriliyor.[6] Bu, çoklukla orta yaşlı erkeklerin hastalığı olan prostat kanseriyle ilgili bir haberde, Brad Pitt'in slipli resminin kullanılmasından farksız.
Yine obezite ve diyet haberleri, dünyada ve Türkiye'de yüksek miktarda şişman erkek olmasına karşın, sadece kadınları ilgilendiren bir konuymuş gibi işleniyor. Kullanılan resimler ise, örneğin kısa boylu bir kadının ne kadar zayıflarsa zayıflasın, asla sahip olamayacağı bir görünüme sahip bikinili kadın mankenlere ait. Hürriyet gazetesi, geçtiğimiz günlerde Madrid'de sıfır beden mankenlerin podyuma çıkmasının yasaklanması haberini bile boy boy ince mankenler eşliğinde verdi.[7]
Turist kadınlar
Türkiye'ye erkek ya da yaşlı turist geliyor mu? Geliyor olsalar bile, sayıları yok denecek kadar az olmalı. Çünkü özellikle yaz aylarında, hemen hemen her gün, çok seyredilen ana haber bültenlerinde, hatta gazetelerin ekonomi sayfalarında yer alan "turizm gelirleri" haberlerinde, sadece bikinili, tercihen sarışın ve mutlaka genç turist kadınların görüntüleri yayınlanıyor.[8]
Üstelik bu kadınların birçoğu plajlarda ya da eğlence yerlerinde görüntülerinin çekildiğinden, bu görüntülerin tekrar tekrar, baştan çıkarıcı bir müzik eşliğinde ve meme ve kalçalarına zoom yapılarak ana haber bültenlerinde ve magazin programlarında gösterildiğinden habersiz. Turist kadınlar, artık yayın politikasının sistematik bir parçası haline geldiğini düşündürten bu haberlerle, eşyadan farksız kılınıyor, ötekileştiriliyor, insani varlıkları gözden siliniyor ve böylece cinsel şiddetin daha kolay hedefi haline geliyor.[9]
Arka sayfa güzeli yetmez, foto galeri de olsun!
İnternet'in gelişiminde pornografi sektörünün itici güç olduğu biliniyor. Günümüzde İnternet üzerinden ucuza ve kolay bir biçimde binlerce çıplak kadın görüntüsüne ulaşılıyor oluşu, İnternet'teki haber sitelerini ve yazılı basının Internet versiyonlarını, cinsellik içerikli sitelerle rekabete itti. Örneğin, köklü ve popüler gazetelerin arka sayfalarında sağ üst köşede yer alan "arka sayfa güzeli" haber kategorisi, bu gazetelerin İnternet versiyonlarında varlığını koruduğu gibi, teknolojinin imkanları sayesinde, artık birçok haber sitesinde, "arka sayfa güzeli" haberine tıklayarak habere konu olan kadının haberle ilgisiz resimlerine ya da haberin öznesi olmayan başka kadınların resimlerine, "foto galeri", "güzele bakmak sevaptır" "ünlü güzeller", "haftanın güzeli" başlıklı linklerle ulaşmanız mümkün.[10]
Bir başka deyişle, İnternet ortamında yayınlanan "arka sayfa güzeli" tipi haberlerde, yazılı basında bu tip resimlerin altında lütfen yer alan - ve haber değeri zaten tartışılır olan - o birkaç cümle de ortadan kalkıyor. "Foto galeri"lerde, ünlü kadınların yanı sıra, çoğu zaman adları, hayatları ve tarihleri bilinmeyen kadınlar ya da bu kadınların bedenlerinin belli bir bölümünün görüntüsü, bağlamından koparılarak, dip dibe, istif halinde teşhir ediliyor.
İnternet üzerinden yayın yapan haber siteleri ve yazılı basının İnternet versiyonları, İnternet'ten yaygın olarak erişilen pornografiyle rekabet edebilmek için, okuyucularına cinsel içerikli haberlere eşlik eden video görüntüleri de sunuyor. Son örnek, ABD'li aktör Ben Affleck'in 2 sene önce bir televizyon programında, televizyon sunucusu kadınla yaşadığı yakınlaşmaya ilişkin görüntüler. Haber, yayınlandığı tüm haber sitelerinde video görüntüleri eşliğinde ve "Kucakta 'röportaj' şoku", "Röportaja gelen spikeri kucağına oturttu" gibi başlıklarla verildi.[11]
Medya cinsel şiddeti erotik malzeme haline getiriyor
Medya tecavüzü haberleştirirken, haber diliyle, tecavüzün içerdiği şiddeti arka plana ittiği gibi, tecavüzü erotize ediyor, magazinleştiriyor, sansasyonel hale getiriyor ve tecavüze uğrayan kadını teşhir ederek tecavüzle ilgili ataerkil anlayışları yeniden üretiyor. Hemen hemen tüm tecavüz haberlerinde, failin değil, mağdurun resmi basılıyor; mağdurun yaşına, mesleğine ve medeni durumuna vurgu yapılıyor. Medya sanki mağdur kadının yaşı, mesleği ya da medeni durumu, tecavüze uğramasında belirleyici faktörlermiş gibi, suçu işleyen erkeğe değil, kadın mağdura odaklanıyor. ("80 yaşındaki kadına tecavüz"; "Üniversiteli kıza kampüste tecavüz"; "13 yaşındaki kıza toplu tecavüz"; "Hayat kadınına tecavüze gözaltı").[12] Bu yönüyle, tecavüzün haberleştirilişi, örneğin cinayet ya da kapkaç gibi diğer suçların haberleştirilişinden farklılık taşıyor.
Medya için tecavüzün haber değeri, saldırının kaç defa olduğu, kaç gün sürdüğü, hangi cinsel eylemleri içerdiği, hangi mekanlarda olduğu, birden fazla tecavüzcü varsa bunların grup halinde mi, yoksa tek tek mi tecavüz eylemini gerçekleştirdiklerine bağlı olarak artıyor. Bu detaylar haberin başlığında ve içeriğinde özellikle vurgulanıyor. ("7 gün 7 gece tecavüz";"Tarlada toplu tecavüz"; "13 yaşındaki kıza 5 kişi tecavüz etti"; "12lik kıza aile boyu tecavüz"; İki saatte üç kez tecavüze uğradı"; "Cinsel organını parçalamış!"; "Ablası tuttu, kendisi tecavüz etti"; "7 yaşındaki kıza defalarca tecavüz ettiler").[13]
Medya, aynı zamanda mağdurun, saldırının detaylarını anlattığı şikayet dilekçesini ya da duruşmadaki ifadesini olduğu gibi yayınlıyor. Oysa kadınların ağırlıklı olarak cinsel nesne olarak temsil edildikleri bir medya ortamında ve temsili ya da gerçek tecavüz ve taciz görüntüleri Internet pornografisinin önemli bir parçasını oluşturuyorken, böyle bir haberleştirme tarzı, tecavüzün travma, şiddet ve suçla değil, cinsellikle özdeşleştirilmesine uygun bir ortam sağlıyor. Örneğin çeşitli haber organlarında yayınlanan tecavüz haberlerinde yer alan aşağıdaki ifadeleri, ortalama bir pornografi sitesinde yayınlanan "tecavüz hikayeleri"ndeki ifadelerden ayırmak kimi zaman hayli güç.
"...beni kuytu bir yere götürerek ağaca bağladı. Karşımda şarap içiyordu. Bu şekilde bana sabaha kadar tecavüz etti."[14]Cinsel saldırı, kimi zaman medyada "seks" olarak nitelendiriliyor ya da magazinleştirilerek küçümseniyor. Örneğin ilköğretim öğrencisi oğlanların, bir kız öğrenciye tecavüzü, "küçük öğrencilerin toplu seks skandalı" başlığıyla haberleştirilebiliyor.[21] Yine başta mankenler olmak üzere ünlü kadınların yaşadıkları taciz ve tecavüzler, mağdurların bikinili ya da dekolteli görüntüleri eşliğinde veriliyor ve haberde mağdurdan sık sık "güzel manken/oyuncu vb." gibi ifadelerle söz edilerek, habere konu olan eylemin şiddet içerdiği ve travma yaratıcı etkisi olduğu gözlerden siliniyor.[22]"Zorla içki içirip elbiselerimi çıkardılar. Tecavüz edip bıraktılar. Çıplak halde 3 saat dolaştım."[15]
"Kızın kabul etmemesi üzerine zorla giysilerini çıkartan A.S., ev sahibi S.G.'nin de yardımıyla anal yoldan tecavüz etti."[16]
"Sabah uyandığımda çırılçıplaktım ve her taraf kan içindeydi."[17]
"Ağzımı, elimi, ayağımı bağladılar. Beni hiç dışarı çıkarmayıp tecavüz ettiler ve dövdüler. 7 gün 7 gece sırayla tecavüz ettiler."[18]
"... beni arka koltuğa yatırdı...Döndü benim kollarımı tutarken, Cengiz de bana tecavüz etti. Bundan sonra her gece Cengiz benimle zorla ilişkiye girdi."[19]
"...iki hırsız, uyuyan kadının ellerini bağlayıp 45 dakika boyunca sırayla tecavüz ettiler.
Talihsiz kadının, sabaha karşı uyurken aniden üzerine iki kişinin çullandığını ve ellerini arkadan bağlayarak sırayla tecavüz ettiklerini, bağırmaması için tehdit edip yumruk attıklarını söylediği öğrenildi."[20] (Haberde, tecavüzün "sırayla" gerçekleştirildiği bilgisi 2; tecavüz esnasında mağdurun ellerinin bağlandığı bilgisi ise 6 ayrı yerde geçiyor.)
Oysa sorumlu ve kadınlardan yana bir habercilik anlayışı, dünyanın en yaygın suçlarından biri olduğu halde çok defa kadınların utandıkları ve korktukları için yetkililere bildirmekten kaçındıkları tecavüz olaylarını işlerken, mağdurun resmini baş köşeye basıp, kişisel bilgilerini vermek bir yana, yayınlanmadıklarında haberin değerinden hiçbir şey eksiltmeyecek olan saldırı detaylarına yer vermekten ve haber dilinde, okuyucunun bir şiddet eylemi olan tecavüzü, rızaya dayalı cinsellik ya da şehvetle ilişkilendirmesine sebep olabilecek her türlü imadan kaçınır.
Yaygınlaşan seks endüstrisi ve medya
Son yıllarda, Türkiye de dahil olmak üzere, dünyanın birçok yerinde, kadınların medyada artan oranlarda cinsel nesne olarak temsil ediliyor oluşları bir tesadüf değil. Küresel kapitalizmin içinde bulunduğu kriz, ekonomide daralmaya yönelik politikaları zorunlu kılıyor. Bunun sonucunda bir yandan işsizlik artarken, bir yandan da istihdam gerçek üretim alanlarından hizmet sektörüne kayıyor. Tüm bunlarla bağlantılı olarak, dünyada son 20-30 yıldır hızla yaygınlaşan ve fuhuş, kucak dansı, striptiz, cep telefonu ve Internet pornografisi gibi çok çeşitli kolları olan küresel bir seks endüstrisi var.
Dünyanın hemen hemen her yerinde kadınlar, artan oranlarda seks endüstrisinde hizmet sunan, erkekler de tüketici ve müşteri olarak yer alıyor. Medya da bu endüstrinin önemli bir parçası. Hangi cinsel fantazileri kuracağımızı milyarlarca doların döndüğü pornografi sektöründen, erkekleri cezbetmek için nasıl bir vücuda sahip olmamız gerektiğini ise televizyonlardan, gazetelerden ve dergilerden öğreniyoruz. Medya, kadınları artan oranlarda cinsel nesne olarak temsil ederek, hem seks endüstrisine erkek talebini artırıyor, hem de kadınlara toplumsal gücün ve görünürlüğün cinselliklerini pazarlamaktan geçtiği mesajını verererek, seks endüstrisine arz potansiyeli yaratıyor.
Medya, aynı zamanda, yayınlarıyla kadına yönelik cinsel ve ekonomik şiddetin en yoğun olarak yaşandığı pornografi ve fuhuş sektörlerinde müşteri ve hizmet sunan olarak yer almayı doğallaştırıyor. Örneğin, Dünya Kupası öncesinde, İsveç başta olmak üzere çeşitli ülkeler, fuhuşun yasal olduğu Almanya'da Kupa nedeniyle fuhuş amaçlı kadın kaçakçılığı artacak diye basbas bağırırken, Türkiye'nin en köklü ve yaygın okunan gazetelerinden biri olan Hürriyet, Berlin'de bir Türk tarafından açılan genelevi "altı yıldızlı cennet" başlığıyla haberleştirdi. Haberde, genelevin içinde çekilmiş resimler eşliğinde, genelevin kurulma hikayesi ve çalışma prensipleri anlatılıyor. Haberin alt başlıklarından biri, genelev patronu Türk'ün şu sözleri: "2006 Dünya Futbol Şampiyonası'nda çok kazanacağız".[23]
Yine Hürriyet'te 2002'de yayınlanan bir haberde, seks endüstrisinin ve çocuk fahişeliğinin en yaygın olduğu ülkelerden biri olan Tayland'ın barlarındaki "vajinal gösteriler" hakkında ayrıntılı bilgi sunuluyor.[24] Geçtiğimiz aylarda, Tempo dergisinde de "İki Fahişenin Günlüğü" başlıklı bir röportaj yayınlandı. Hürriyet gazetesinin haberine göre, dergi, röportajın yapıldığı fahişe kadınla "uzun uğraşlardan sonra bağlantı kurmayı başarmış".[25] Fuhuş sektörü bu ve benzeri haberlerle normalleştirilirken, bir yandan da polis operasyonları sonucu yakalanan fahişe kadınlar medyada teşhir ediliyor.[26] Oysa tam da bu teşhirle, sektöre talebi oluşturan erkek müşteriler görünmez kılınıyor, onların sektörün yaygınlaşması ve gelişmesindeki kritik rolleri gözlerden siliniyor.
2001 senesinden bu yana, sadece Hürriyet gazetesinde, içinde "porno" kelimesi geçen 893 haber ya da yazı yayınlanmış. 2001 senesinde içinde "porno" kelimesi geçen haber ya da yazı sayısı 54 iken, 2006'da bu rakam neredeyse üçe katlanıyor. Seks endüstrisinin kollarından biri olan striptiz de medyanın ilgi alanları arasında. Geçtiğimiz günlerde Vakko giyim firmasının verdiği bir davette yapılan striptiz gösterisi, çeşitli haber sitelerinde video görüntüleri eşliğinde yayınlandı.[27]
Televizyonlarda prime time kuşağında yer alan programlarda, İnternet pornografisindeki yaygın kadın temsillerinin etkilerini görmek mümkün. Örneğin, magazin programlarında haberin konusunu bir kadın şarkıcı, dansçı ya da mankenin sahne performansı oluşturuyorsa ve söz konusu kadın etek ya da bikini/mayo giymişse, kamera çok defa alttan çekim yapıyor, haberin öznesi kadının bacaklarına ve kalçalarını zoomluyor. Prime time kuşağında yayınlanan birçok yiyecek ve içecek reklamında, reklamı yapılan ürünü tadan kişi ağırlıklı olarak kadın. Kamera kadının ağzına, dudaklarına ve diline odaklanıyor. Tadına baktığı ürünle mest olmuş izlenimi veren kadının orgazmı çağrıştıran yüz ifadesi ve kapanan göz kapakları yavaş çekimle veriliyor. Kadın sonra gözlerini yavaşça açarak, kameraya - kendisini izleyen erkeğe - gülümsüyor.
Medyanın seks endüstrisiyle ilişkisi, sadece endüstriyi doğallaştırıcı ve meşrulaştırıcı bir bilinç yaratma düzeyiyle sınırlı değil. Bazı medya kuruluşlarının bağlı olduğu holdingler, ortağı oldukları cep telefonu şirketleri aracılığıyla, mobil telefon seks hizmetleri üzerinden de para kazanıyor. Kimi televizyon kuruluşlarının websitelerinden erotik mobil telefon oyunları, duvar kağıtları ve videolarına ulaşmak mümkün.[28]
Ne yapmalı?
Geçtiğimiz günlerde, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu tüm medya kuruluşlarına birer mektup göndererek, aileiçi şiddet ve kız çocuklarının eğitimi konusunda medyanın desteğine teşekkür etti. Mektup basında "Bakandan medyaya 'kadın' teşekkürü" başlığıyla yer aldı. Mektubun son kısmında yer alan şu cümleler hayli önemli: "[medyada] gerek kullanılan dil, gerekse mesajlarda eşitlikçi bakış açısının yer almasının ve kadınları güçlendiren rol modellerinin yaygınlaştırılmasının önemine işaret etmek istiyorum. Bu yaklaşımın kadınların cinsel meta olarak medyada yer almasının önüne geçilmesinde de önemi bir adım olacağını düşünüyorum."[29]
1980'lerden bu yana gelişen kadın hareketi, kadına yönelik şiddetin görünürlüğünü sağlamak için verdiği mücadelenin meyvalarını topluyor. Son dönemde, medyada, kadına yönelik aileiçi şiddete ve şiddetle mücadeleye geniş yer veriliyor. Hatta Hürriyet gazetesi, CNN Türk ve Çağdaş Eğitim Vakfı ile işbirliği içerisinde "Aileiçi Şiddete Son Kampanyası" başlıklı bir kampanya bile başlattı. Öte yandan, medya, yayın organlarında kadına yönelik her türlü ayrımcı temsil ile cinsel nesneleştirmenin kadına yönelik şiddetin bir biçimi; bu temsille mücadelenin de kadına yönelik şiddetle mücadelenin stratejik bir parçası olduğu bilincinden halen çok uzak.
Bu mücadelenin önemli bir ayağını, cinsiyetçi medyanın tüketicileri, yani hepimiz oluşturuyoruz. Yayınları denetim amaçlı sürekli takip etmek; bize dayatılanı kanıksamamak; ırkçı, ayrımcı ve cinsiyetçi olmayan, özgürlükçü ve insani bir habercilik anlayışı için örgütlenmek önem taşıyor. Böyle bir örgütlenme, medyanın kendi içinde, işleyen özdenetimsel yapılar oluşturmasını da teşvik eder nitelikte olacaktır.
Öte yandan, medyaya kamusal sorumluluklarını hatırlatıcı ve yaptırımlar içeren katılımcı bir üst denetim mekanizmasının varlığı da zorunlu. Holdingleşen medya, liberal demokratik teorinin varsaydığı gibi, ekonomik ve siyasi çıkarlardan bağımsız, tarafsız bir dördüncü kuvvet işlevi görmekten hayli uzak. Aksine medya kuruluşları, piyasanın işleyiş kurallarına, değerlerine ve üzerinde yükseldiği ırkçı, cinsiyetçi, homofobik ve ayrımcı toplumsal yapıya göbeklerinden bağlılar.
Bugün medya kuruluşları, piyasa sisteminde mal üreten, satan ve rekabet eden diğer ticari işletmelerden hiç de farklı çalışmıyor ve yine tıpkı onlar gibi kârlarını maksimize etmek için hiçbir sınır tanımıyor. Bu nedenle, nasıl bir fabrikanın çevreyi kirletmemesi, işçilerini güvenli ve adil koşullarda çalıştırması, ürünlerinin sağlıklı ve standartlara uygun olması yasalarla güvence altına alınıyorsa, medyanın da cinsiyetçiliği, homofobiyi, ırkçılığı ve ayrımcılığı yeniden üreten ve yaygınlaştıran bir yapı olmasının önüne geçecek katılımcı ve işler kamusal üst denetim mekanizmaları geliştirilmeli.
Holdingleşen medyaya karşı, "bağımsız medya" kuruluşlarının oluşturulması da bu mücadelenin başka bir ayağı. Ancak burada gözden kaçırılmaması gereken nokta, piyasanın kâr maksimizasyonu çarkından bağımsız işleyen bir medya kuruluşunun, kendiliğinden cinsiyetçilikten, ayrımcılıktan ve homofobiden muaf olmayacağı. (Bu konuda en iyi örneklerden biri, karikatür dergisi Leman.) Aksine, "bağımsız medya" da, haberciliğindeki cinsiyetçi, homofobik ve ayrımcı unsurlara karşı, okur katılımı temelli bir izleme ve özdenetim mekanizmasını sürekli işler halde tutmalı. (AS/TK)
[1] Yazı boyunca kullanılan "medya" terimiyle kastedilen, aksi belirtilmedikçe "ana-akım medya"dır.
[2] Oktay Ekşi'nin, Zaman gazetesinde kendisiyle röportaj yapan Nuriye Akman'ın "arka sayfa güzeli"yle ilgili sorularına verdiği yanıt.
[3] http://www.sabah.com.tr/2006/07/24/gny/tel11-200.html
[4] http://www.sabah.com.tr/2005/12/31/gny/gna104-20051231-200.html
[5] http://www.britishcouncil.org
/tr/turkey-society-social-inclusion-media-development.htm
[6] "Meme kanseri için iki yeni umut", Hürriyet, 12 Aralık 2001.
"Meme kanseri adayı mısınız?" Hürriyet Kelebek, 23 Aralık 2005.
http://arsiv.sabah.com.tr/2005/01/02/gny/sag101-20050102-200.html
http://www.milliyet.com/2002/01/31/yasam/yas10.html
[7] "Sıska mankenlere yasak gelsin" Hürriyet Pazar, 23 Eylül 2006.
[8] http://www.milliyet.com/2002/05/21/guncel/gun03.html
[9] "Rus güzeller alkolü fazla kaçırınca", Hürriyet, 03 Ağustos 2006.
[10] http://www.haberturk.com/galeri.asp?id=3564
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=5284889&tarih=2006-10-19
http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/Galeriler.aspx?k=1&gr=6
http://galeri.milliyet.com.tr/
http://mizah.milliyet.com.tr/komikfoto.asp? id=5067&tur=Yurdum_[I]nsan[i]
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=243674
http://www.clubgenc.com/site.asp?cmd=v07 (Haber3 yayın grubunun gençlere yönelik sitesi)
[11] http://www.milliyet.com.tr/2006/10/21/index.html
http://www.haberturk.com/haber.asp? id=3598&cat=150&dt=2006/10/20
[12] http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=177583
http://www.haber1.com/haber.asp?id=111124
http://www.haber1.com/haber.asp?id=119314
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=163808
[13] "7 gün 7 gece tecavüz", Hürriyet, 01 Ağustos 2006.
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=180777
http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=179304
http://www.haber1.com/haber.asp?id=124506
http://www.milliyet.com/2004/02/19/yasam/yas13.html
http://www.haber1.com/haber.asp?id=126419 (Sitede, haberin kaynağı Milliyet olarak gösteriliyor.)
http://www.milliyet.com.tr/2006/10/21/son/sontur08.asp
http://www.milliyet.com/2006/09/13/yasam/yas12.html
[14] "Ağaca bağladı tecavüz etti", Hürriyet, 24 Mayıs 2004.
[15] http://www.milliyet.com/2004/10/26/yasam/yas14.html
[16] http://www.objektifhaber.com/yeni
/Detay.asp?GuvenlikID=67O71O72O73O73O (Sitede, haberin kaynağı Milliyet olarak gösteriliyor.)
[17] "Viski içirdiler kanlar içinde uyandım", Hürriyet, 10 ekim 2002.
[18] "7 gün 7 gece tecavüz", Hürriyet, 01 Ağustos 2006.
[19] http://www.milliyet.com.tr/2006/10/21/son/sontur08.asp
[20] http://arsiv.sabah.com.tr/2004/12/07/gun103.html
[21] "Küçük öğrencilerin toplu seks skandalı", Hürriyet, 12 Ocak 2002.
[22] http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=242353
http://www.milliyet.com.tr/2005/09/11/magazin/amag.html
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=218362
[23] "Erzincalı Türk'ten Berlinli erkeklere altı yıldızlı cennet", Hürriyet Pazar, 05 Kasım 2005.
[24] "Türk erkekleri istila etti", Hürriyet, 06 Temmuz 2002.
[25] http://www.hurriyet.com.tr/yasam/4328215.asp
[26] http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=97207
http://www.sabah.com.tr/2006/04/04/gnd113.html
[27] http://www.haberturk.com/haber.asp?id=3023&cat=340&dt=2006/10/16
http://www.objektifhaber.com/yeni/objhab/default.aspx
[28] http://www.showtvnet.com/showgames/mobilbody.shtml
http://www.startv.com.tr/mobil/_kategori.asp? cat=Bikini%20Dünya%20Kupası&typ=Video
http://www.kanald.com.tr/Wall/
http://www.kanald.com.tr/mobil/
[29] "Bakandan medyaya 'kadın' teşekkürü", Hürriyet, 20 Eylül 2006