Daha önce iki kez beraat ettiği Mısır Çarşısı davasında bir kez daha müebbet hapis cezası istemiyle yargılanacak olan feminist sosyolog, yazar Pınar Selek, "Kendimi çok yorgun ama güçlü hissediyorum" diyor.
Türkiye'de dünyanın farklı ülkelerinde adalet talebiyle bir araya gelen insanların varlığının kendisine büyük bir güç verdiğini belirten Selek, "Yaşadıklarım yalnızca benimle ilgili değil. İnsanlar aslında bu olay üzerinden adaletsizliğe karşı çıkıyorlar. 12 yıldır bu dayanışmayı ve adalet arayışını hep hissettim ve bu bana hep güç verdi" diye konuşuyor.
"Sadece hukuk mücadelesi değil"
Selek, mahkeme sürecine ilişkin gelişmeleri takip etmekten, anlatmaktan, tedirginlikten, 12 yıldır kendisiyle hiç ilgisi olmayan şeylerle ilgilenmek zorunda bırakılmaktan yorgun düştüğünü anlatıyor ve ekliyor:
"Herkes bana 'Neden sen?' diye soruyor. Şiddete uğrayanlara hep sorarlar, 'Ne yaptın da böyle oldu?' Büyük bir ihtimalle beni sembol olarak seçtiler. Benim üzerimden insanlara 'Haddinizi bilin, akıllı olun' mesajı vermek istiyorlar. Yıldırmak, korku yaratmak, her şeye alıştırmak, öğrenilmiş bir çaresizlik yaratmak... Böyle bir çaresizlik oluştuğunda her şey olabilir ve karşı refleks gelişmez. Sanırım böyle bir toplum yaratmak istiyorlar.'"
Peki bu mesaj yerini buluyor mu?
"İnsanlar dayanışma gösterseler de 'Başımıza bunlar da gelebilir' diye düşünüyorlar" diyor Selek, fakat umutsuz değil:
"Elbette karşı duruşlar da gelişiyor. 'Pınar Selek'e adalet' kampanyası başlatılmış mesela. Kendimi 'Dünyadaki ve Türkiye'deki adalet mücadelelerinden bir tanesi de benim üzerimden yaşanıyor' diye rahatlatmaya çalışıyorum. İşkenceden sonra da böyle olmuştu. 'Aman ben ne büyük olay yaşadım' diyorsun ama senden daha ağır şeyler yaşayan insanları görüyorsun. Onlara çare bulmaya çalışırken kendini büyük tablo içinde görmeye başlıyorsun. Bu seni de güçlendiriyor."
"Annem ve Duygu yukarıda buluşmuş olmalı"
"Sürüne Sürüne Erkek Olmak" isimli kitabıyla PEN Duygu Asena Ödülü'nü kazanan Pınar Selek'i güçlendiren, acı ve mutluluğu bir arada yaşamasına neden olan bir başka olay da Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan ödül töreni. Selek'in ödülünü, Cumartesi günü kardeşi Seyda Selek ve babası Alp Selek, kurucuları arasında bulunduğu Amargi Kadın Kooperatifi'nde PEN Başkanı İnci Aral'ın elinden alacak.
"Duygu Asena çok özel bir insan. Ödülü aldığımı Almanya'da duymuş ve o zaman da çok heyecanlanmıştım. Duygu ve annem yukarıda buluşup benim için bir plan yapmış olmalılar" demiştim" diyen Selek, duygularını, "Tören sırasında babamın ve kardeşimin yanında olabilmeyi, heyecanımı ve mutluluğumu onlarla paylaşabilmeyi çok isterdim. Ancak bütün acıya rağmen çok mutluyum. Acı ve mutluluğu bir arada yaşıyorum" diye anlatıyor.
"Eylemlerimin mücadelesini sonuna kadar veririm"
Kendisini "antimilitarist bir insan" olarak nitelendiren Selek, "Eylemlerim ve sözlerim dolayısıyla suçlansam mücadelesini sonuna kadar veririm. Ama burada bir katliamın sorumluluğu var. Bu gerçekten çok ağır, çok zor" diyor.
Ona göre, "suçlamalara kimse inanmasa da ateş düştüğü yeri yakıyor": "Sonuçta kimse bir şey yapamıyor. 'Bana bunu yapmalarına kimse izin vermez, dünya yıkılır' diyordum ama göz göre göre oldu. İnsanlar tepki verdi ama dünya da durduğu yerde duruyor."
"Adalet çarkının altında yalnız başına ezilmek de vardı"
Yaşadığı tüm güçlüklere rağmen dünyadaki geniş dayanışma ağına dikkat çeken Selek, umutsuz değil:
"Türkiye'nin yanı sıra Almanya, Fransa ve Avusturya'daki tepkilerden haberdar oluyorum. PEN olay duyulur duyulmaz bir açıklama yaptı. Almanya'da kitabımı yayımlayan Orlanda Yayınevi de yarın bir açıklama yapacak. Sivil toplum örgütleri ve basın da çok ilgili. Bütün bunlar beni güçlendiriyor. 'Adalet çarkının altında yalnız başına ezilmek de vardı' diyorum kendi kendime."
"Hayatımın çok keyifli, verimli bir dönemindeydim"
Fransa'nın Strasbourg kentine siyaset bilimi doktorası için giden ve bugünlerde Almanya'nın başkenti Berlin'de PEN bursiyeri olarak kitap çalışmalarını sürdüren Selek, "Çok keyifli ve verimli bir dönem. Hem kitabımı yazıyor hem dinsel - etnik azınlıklar ve politika üzerine deneyimlerimi somutlaştıran bir tez üzerine çalışıyorum. Uluslar arası buluşma ve toplantılara gidiyorum. Dünyanın farklı yerlerinde verilen mücadele ve deneyimlerle buluşuyorum. Bir yandan edebiyatla ilgileniyor kitabımı yazıyorum. Farklı deneyimleri iç içe yaşıyorum. Fakat her şey bir anda donmuş gibi" diye konuşuyor. (BB)