Savcılar, Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı'nı yaklaşık 27 saat boyunca, yargıç nezaretinde aradı.
Arama, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sokağında Özel Kuvvetler Komutanlığı Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda görevli iki subayın yakalanmasının ardından başlayan soruşturma kapsamında gerçekleşti.
Önceki gece (26 Aralık) saat 21:30 sularında kuruma giden savcılar, daha önce aranamadığı için mühürlenen bölümlerde arama yaptı. Askerler polise izin vermeyince, savcılar aramayı kendileri yaptılar. Askeri savcıların "gizli" belge olduğu için kopyalanmasına izin vermediği belgeler tutanak altına alındı.
Savcı Şemsettin Özcan'ın başlattığı aramaya, daha sonra savcı Mustafa Bilgili ve Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Kadir Kayhan da katıldı.
Savcıların 25 Aralık akşamı yaptıkları ilk aramada, "kozmik oda" diye adlandırılan bölüme girememişler, bunun üzerine Yargıç Kayhan bu bölümlerin mühürlenmesine karar vermişti.
8 askerin gözaltı süresi uzatıldı
İlk aramanın sonucunda, sekiz asker gözaltına alınmıştı. Bu askerlerle ilgili ek gözaltı süresi alındı.
Genelkurmay önceki gün yaptığı duyuruda bu askerlerin kimliklerine ya da Arınç'ın sokağındaki iki subayın aralarında yer alıp almadığına dair bir bilgiye yer vermedi. Genelkurmay, daha önce yaptığı bir açıklamada, bu iki subayın "o bölgede oturan, bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri takip ettikleri"ni bildirmişti.
Erdoğan ve Başbuğ görüşmesi
Genelkurmay'ın duyurusundan birkaç saat sonra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner, programda olmayan bir görüşme gerçekleştirdi.
Başbakanlık'ın açıklamasına göre, Erdoğan iki askerden "iç ve dış güvenlik konularında bilgi aldı."
Erdoğan: Her türlü iddia soruşturuluyor
Erdoğan, dün aramanın gerçekleştiği saatlerde, öğleden sonra Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ad vermeden bu sürece değindi ve şunları söyledi:
"Kurumlar arasında sorun varmış gibi göstermenin yararı olmaz. Her türlü iddia soruşturuluyor. Suç işleyen ayrım gözetilmeden yargının önüne çıkarılıyor. Ak ile kara ortaya çıkarıyor. Siyasetçiler olarak biz de sorumluluğumuzu, hukuk çerçevesinde üzerimize düşeni yapıyoruz. Kurumlar içinde hata yapan varsa asla ve asla tüm kuruma mal edilemez. Herkesin sorumlu davranması gerekiyor. İddialarla, dedikodularla, söylentilerle ülkenin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yoktur." (TK)