Ne Londra'da patlayan bombalar, ne Mısırın turizm beldesi Şarm el Şeyh'i kana bulayan intihar saldırıları, ne PKK'nın "siyasi mücadele" adına, yollara mayın döşeyip uzaktan kumanda ile patlatıp "seri cinayetler" işlemesi, ne Fenerbahçe'nin Appiah'ı transfer etmesi gündemin ilk maddesini değiştiremedi.
Birinciler belli oldu. Gazeteler, TV'ler onlarla röportajlar yaptılar. Başarı öyküleri okuduk... Sınavda en yüksek puanlan alıp iki kelimeyi üs-tüste getiremeyen "yavrularımıza" bakıp şaştık Güneydoğu illerindeki öğrencilerin ÖSS'de tel tel döküldüklerini öğrendik kimimiz üzüldü; kimimiz "normal" buldu; kimimiz "Biji Apo diye bağıracaklarına ders çalışsalardı..." gibisinden zeka gösterileri yaptı; kimimiz...
Gerçekten de ÖSS bir ayna. Öğrencileri, üniversiteye girebilecek puana ulaşan liseler sıralamasında 81 il içinde Hakkari 81. sırada yer aldı. Bitlis 78, Van 69, Ağrı 77, Şırnak 73. sıradaydı.
Ama medyada fazla vurgulanmayan bir gerçek daha var Bu sonuç, bu yıla özgü bir "sapma" değil. Hakkari yıllardan beri sonuncu. Doğu ve Güneydoğu illeri, ÖSS varolduğundan beri son sıralarda.
Herkesin, hepimizin bildiklerini yineledim. Niye?
Geçen hafta, özeti "PKK sorunu ile Kürt sorununu bir ve aynı sorunmuş gibi ele almak yanılgıdır" diyen bir yazı yayınladım. Agos gibi dar tirajlı ve ağırlıklı olarak "Ermeni sorunu" üstüne yoğunlaşan bir gazetede Kürt sorunu üstüne bir yazının fazla yankı bulması beklenmez.
Öyle olmadı. Kimi övgü, kimi yergi, çoğu sövgü 17 e-mektup geldi.
Yani Agos okurunun ilgi odağından uzaklaşmak pahasına da olsa bir yazı daha farz oldu. Kuşkusuz 17 e-mektubun on yedisini de yanıtlamak hem olanaksız, hem gereksiz.
Ama tam dört mektupta yinelenen bir "iddia" var ki sahiden yanıtlamaya değer.
Bir mektup, "Türkiye'nin sorunu PKK sorunudur, terördür, bölücülüktür. Ulusal devleti parçalamak isteyen dış güçlerin oyuncağı ve maşası PKK tümüyle çökertilir, onu besleyen kaynaklar kurutulursa sorun kalmaz" diyor.
Bir başkası buna ek yapıyor: "Türkiye'de Kürt sorunu yok, PKK sorunu var. Kürt milletvekilleri, Kürt generaller, Kürt işadamları var. Bu ülkede yükselmek isteyen Kürtlerin önünü kesen hiç bir engel yoktur..."
Vay be!
Bir kaç mostralık Kürt'ü gösterip, Kürtlüğünü saklayarak yükselmeyi seçmişlere bakarak etnik kimliğine ilişkin herhangi bir talepte bulunmayan "uslu yurttaş"a işaret edip "Türkiye'nin Kürt sorunu yoktur" yargısına ulaşmak ne kadar da kolaymış...
Uzun tartışmalara girmeden soracağım:
Hakkari'nin, Hakkari "simgesi"nde bütün bir Doğu ve Güneydoğu kentlerinin, kasabalarının eğitimden pay alma, hele hele "kaliteli eğitim"den pay alma yarışında hep (Bir daha: Hep) en arka sıralarda yer almaları, örneğin ÖSS yarışında sadece ve sadece nal toplamaları gerçeği varken bu ülkede "Kürt sorunu yoktur" demek, diyen için bile ne kadar inandırıcıdır?
Bu soruma yeni bir e-mektupla filan cevap vermek yerine, kendi başınıza kaldığınız bir anda sorunun yanıtını, kendinizi de inandıracak bir derinlikte vermeye çalışsanız...
Haydi bir deneyin... (AE/TK)