Gezi davası nedeniyle 2 bin 267 gündür Marmara (Silivri) Cezaevinde hapis tutulan Osman Kavala, Artı Gerçek’ten İrfan Aktan’ın sorularını yanıtladı.
Kavala, 6 yıllık mahpusluğu karşısında duygu durumu için “Sadece hapiste olmam değil, ülkemin ve dünyamızın hali de mutlu olmama pek izin vermiyor. Gene de umudumu koruyorum, umudu koruyabilmenin ruh sağlığı için gerekli olduğunu düşünüyorum” dedi.
İlk tutuklamanın delile dayanmadığını belirten Kavala, “Siyasi saiklerle yapılmış bir hak ihlaliydi” diye belirtti. Ardından da “Gezi davasının beraatle sonuçlanmış olması, geç de olsa adalet mekanizmasının çalıştığını gösterdi. Beraat kararından sonra yaşananların, yargının siyasallaşması ve yasaların keyfi kullanılması sürecinde ileri bir aşamaya geçildiğini yansıttığını düşünüyorum. Bu kadar gözü kara bir şekilde hukuktan kopma beklemiyordum” diye konuştu.
"AİHM kararlarını değersizleştirmeye hizmet etti"
Kavala, Aktan’ın savunma stratejiyle ilgili “Farklı bir yöntem izlenseydi, içeride ve uluslararası alanda daha büyük bir kamuoyu yaratılsaydı, kampanyalar düzenlenseydi, sizce sonuç farklı olmaz mıydı?” soruya şöyle cevap verdi:
“Geçenlerde Dışişleri Bakanı’nın da belirtmiş olduğu gibi, yurt dışından gelen, AİHM kararına uyulması ve benim serbest bırakılmam ile ilgili talepler, siyasi müdahaleler olarak ilan edildi, böyle bir propaganda yapıldı. Bu da yargının siyasi tercihlere uygun biçimde davranmasını meşrulaştırmaya, AİHM kararlarını değersizleştirmeye hizmet etti. İçeride daha ciddi bir kamuoyu tepkisi etkili olabilirdi. Ancak, toplumun bir kısmı iktidarın söylemlerini sorgulamıyor, bir kısmı da bu tür sorunların vaka-i adiyeden olduğu şeklinde bir düşünceye kendilerini inandırıyor.”
"Gezi protestolarının bir kumanda merkezi, beyni yoktu"
Kavala, yine Aktan’ın “İktidar cephesi açısından Gezi olayları ve Gezi davası neden bu kadar net bir kırmızı çizgi?” sorusunu “Bence iktidar Gezi davasının kendisine siyaseten fayda sağladığına inanıyor. Bu davayla sivil toplum kuruluşlarına iktidarı rahatsız edecek türden faaliyetlerde bulunmamaları yönünde güçlü bir mesaj verildi, verilmeye devam ediyor” diyerek cevapladı.
Kavala “Gezi protestolarının bir kumanda merkezi, beyni yoktu, ama kalbi vardı, kalbi Gezi Parkı’ydı. Gezi Parkı’nda toplanan, bekleyen gençlerin büyük kısmının herhangi bir örgütle ilişkisi olmadığını ve ana amaçlarının parkı korumak olduğunu gayet iyi biliyorum, zira çalışma ofisimin yakınlığının sağladığı kolaylık nedeniyle sık sık parka gittim. Son derece uygar bir birlikte olma, dayanışma ortamı yaratılmıştı” dedi.
Gezi protestolarının hükümeti devirmeye yönelik güçlükle bastırılan bir kalkışma olarak anlatılmasının kolluk güçlerinin neden olduğu ölümleri ve yaralamaları önemsiz hâle getirdiğini söyledi.
Tazminatı reddetti
Kavala, AİHM ve Avrupa Konseyi ile ilgili sorulan bir soruya da “Son dönemde yargının siyasetin etkisine girmesi ve siyaset alanında kullanılan dış güçlerin saldırılarına karşı yerli ve milli olma söylemi sonucu, yargıda AİHM’e karşı ideolojik bir tavrın ortaya çıktığını düşünüyorum. Bu tavır, sadece AİHM kararlarına uymamakla kalmıyor, aynı zamanda insan hayatına değer veren, insan haklarını koruyan ahlaki ve hukuki normların da değersizleştirilmesi anlamına geliyor” diye yanıtladı.
Hükümetin AİHM’nin hükme bağladığı tazminatları ödeyerek Türkiye’nin AİHM kararlarına uymakta olduğu şeklinde izlenim yarattığını belirten Kavala, kendi davasıyla ilgili 7 bin 500 euroluk tazminatı almayı reddettiğini ekledi.
"Ülkemizdeki sistemi demokrasi olarak tanımlamak zor"
Kürt bölgesinde yerel demokrasi organlarının işlevsiz hale getirildiğini, yargının siyasileştiğini, üniversitelerin ve kurumların özerkliklerini kaybettiğini, devlet televizyon kanallarının ve ana akım medyanın propaganda araçlarına dönüştüğünü, iktidarı denetleme mekanizmalarının çalışmadığını aktaran Kavala “Ülkemizdeki sistemi demokrasi olarak tanımlamak zor” diye konuştu.
“Toplumun önemli bir kısmı anti-demokratik uygulamalara yeterli tepki göstermiyor, ancak, eşitsiz şartlarda gerçekleşmiş olmasına rağmen, son seçimlerde, toplumun yarısı mevcut yönetime destek vermedi. Bundan dolayı ülkemizin Rusya’dan ve Ortadoğu ülkelerinden çok farklı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Röportajın tamamı için buraya tıklayabilirsiniz.
(HA)