5237 sayılı Türk Ceza Kanununda "Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma" suçu "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlığı altında yer aldı. Bu suçun "propaganda"sı, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında sorunlu düzenlemelerden birisi.
Yeni TCK'nin Adalet Komisyonunda kabul edilen 220 inci maddesindeki "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçu TBMM'de verilen önerge ile değiştirilerek "kanunun suç saydığı" fiilleri işlemek amacıyla örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olması hâlinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlandı. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi olması gerekir.
Madde gerekçesine göre; örgüt kurmak, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araçtır ve toplum düzenini tehlikeye sokar. Suç örgütü, amaçlanan suçları işlemede bir kolaylık sağlamaktadır.
Hazırlık hareketi niteliğinde olan bu fiiller, ayrı suçlar olarak tanımlanmıştır. Korunan hukukî değer ise kamu güvenliği ve barışıdır. Bireyin güvenli ve barış içinde yaşamak hakkının zedelenmemesi, aynı zamanda bireyin, Anayasada güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerine yönelik fiillere karşı da korunması amaçlanmıştır.
Suç işlemek amacı etrafında fiilî bir birleşme ve niteliği itibariyle "devamlılık" varsa; "örgüt" var demektir. Ama belli bir suçu işlemek için bir araya gelinmesi hâlinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi vardır. İştirak ilişkisinde, suç ortakları nezdinde suçun, konu veya mağdur bakımından somutlaşması aranır.
Ama örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur itibarıyla somutlaştırılması zorunlu değildir. Örgüt kurmak veya yönetmek suçu seçimlik hareketli bir suçtur.
Bu seçimlik hareketler, suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmektir. Örgüt, soyut bir birleşme değildir. Bünyesine hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt; üyeleri üzerinde hakimiyet kuran/kurmuş bir güç kaynağıdır.
Örgüte üye olmanın cezası ise bir yıldan üç yıla kadar hapis olup örgütün silâhlı olması hâlinde verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılacaktır.
Örgüt yöneticilerine verilecek ceza daha ağırdır. Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı örgüt yöneticisi fail olarak cezalandırılacaktır. Örgüte üye olmayabilirsiniz.
Ama maddenin düzenlemesine göre örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı da cezalandırılacaktır.
Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak ve eğer bu suç basın ve yayın yolu ile işlenirse verilecek ceza da yarı oranında artırılacaktır.
Yeni düzenlemeye göre de; örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. "Örgüte yardım ve yataklık" adıyla ayrı bir suç tanımlaması yapılmamıştır.
Bu durumda "yardım ve yataklık" suçunun düzenlendiği yürürlükteki TCK'nun 169 uncu maddesinin yarattığı sorunları yeniden yaşayabiliriz. Yeni düzenlemeye göre gerekçede yazılanın aksine; örgüte hakim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgüt amacına bilerek ve isteyerek hizmet eden kişi hakkında örgüt üyesi kabul edilerek ceza vermek mümkündür.
Böylece örgüt üyesi olmadığı halde yazı yazan, eleştiri veya yorum yapan veya haber yazan gazetecilerin "yayın eylemleri" suç sayılabilir.
Geçmişte olduğu gibi silahlı örgütler hakkındaki eleştiri yazıları veya yazılan yazıların amacı; örgütün amacına hizmet ettiği iddiasıyla "örgüte yardım yataklık" olarak değerlendirilebilir.
Yazıların, örgütün amacına hizmet ettiğine karar verilerek, gazetecinin veya yazı yazanların örgüt amacına bilerek ve isteyerek hizmet ettikleri sonucu çıkarılabilir.
Madde açık olmalıdır. Açıkça şiddet içermeyen veya doğrudan doğruya somut olarak örgüt adına yapılan açıklama veya yazı olarak nitelendirilmeyecek nitelikteki yazıların "propaganda" olmadığı netleştirilmelidir.
Kamu güvenliği açısından açık ve somut olarak yakın bir tehlike içermeyen yazıların "örgütün amacına hizmet eder nitelikte" olmayacağının kabulü gerekir. Aksi takdirde yeniden başa dönmüş oluruz...
Eskiden yazdığınız yazıdan dolayı Terörle Mücadele Yasasının yürürlükten kalkan 8 inci maddesine göre "bölücülük" suçundan beraat ederseniz, karar bozulur geri dönerdi ve terör örgütlerinin propagandasını yapmaktan 7 inci maddeye göre mahkum olurdunuz.
O da olmazsa, suçunuz halkı kin ve düşmanlığa tahrik yani TCK 312 olurdu. O da olmazsa yazılan yazıyla örgüte yardım ve yataklık suçundan yazarlar, gazeteciler DGM'yi boylardı. Bu uygulama kısmen kalktı ama 1 Nisan 2005 tarihinden sonra basın yayın fiilleri bakımından örgüt kurma suçundaki "propaganda" hali bir hayli tehlikeli gözüküyor. (Fİ/BA)