Nurcan Taylan 48 kiloda beş olimpiyat ve üçDünya rekoru kırarak Türkiye'ye olimpiyatlarda altın madalya getiren ilk kadın oldu. Ondan önce, 1992 Barcelona'da judoda Hülya Şenyurt ve 2000 Sidney'de tekvandoda Hamide Bıkçın Tosun bronz madalya kazanmışlardı.
Taylan, olimpiyat rekorunu ilk hakkında 90 kilo kaldırarak kırdı. Ardından 95 kiloyla olimpiyat ve dünya rekorlarını yeniledi; son kaldırışında da 97.5 kilo yaptı. Silkmede 107.5 ile başlayınca, bu kaldırışıyla toplamda 205 kiloyla yine olimpiyat rekoru kırdı, en son 210 kiloyla da toplamdaki olimpiyat ve Dünya rekorlarını bir kez daha yeniledi.
Mini minnacık bir kadın; 21 yaşında, 48 kilo, boyu 1.59, Ankara Mamaklı, Sivas'ın Zara ilçesinden Süleyman-Zülfiye Taylan çiftinin üç çocuğundan en küçüğü.. Gazeteler, "Çinli rakibini (Zhuo Li) geride bıraktı, Türkiye'nin yüzünü güldürdü" ya da "Ağlattın bizi Nurcan" dediler onun için.
Ama onu "neden Süreyya Ayhan" kadar tanınmıyor" sorusu hala yanıt bekliyor. Ahmet Tulgar'ın Milliyet'te ile Altan Altun'un Akşam'da yaptığı söyleşiler de olmasa sadece kırdığı rekorlar ve aldığı madalyalarla ilgili haberlerle yetinmek durumunda kalacaktık.
Halterin kadınları
Bölük pörçük haberlere bakılırsa, on yıl kadar önce eski milli halterci olan beden eğitimi öğretmeni Mehmet Üstündağ öğrencileri arasına bir voleybol rüzgarı estiriyor. Öğrenciler yaptıklarını voleybol sansalar da aslında ağırlık çalışıyorlar. O sıralar Naim Süleymanoğlu ile birlikte haltere ilgi artıyor ama kadınlar için çok daha yeni bir spor dalı.
Taylan, bir yıl önce Altan Altun'a verdiği röportajda, "kulüp antrenörlüğümü yapan Mehmet Üstündağ'ın, bayanlar halter ordusu arasında Emine Bilgin, Derya Açıkgöz, Aylin Daşdelen, Şule Şahbaz, Sibel Şimşek ve Aysel Özgür'ün de bulunduğunun bilinmesini isterim, " diyor.
Mamak lisesi, sonra Spor akademisi
Zaten, kadın haltercilerin çoğunun Mamak Lisesi'nden geldiği, Mamakspor lisanslı sporcu oldukları da görülüyor. Taylan da, bunu "Mamak Belediye Başkanı Gazi Şahin'in yanı sıra Mamak Kaymakamı Ali Muhsin Nakipoğlu'nun gösterdiği yakın ilgi, halter dalında bayanların sayısının her geçen gün artmasına neden oluyor," sözleriyle açıklıyor.
Bu genç kadınların hayatlarının Mamak lisesinden sonra Spor Akademisi'ne yöneldiği görülüyor. Taylan da Gazi Üniversitesi Spor Bölümünde okuyor.
Kadınlara çağrı
Taylan, 2003'te Yunanistan'ın Loutraki kentindeki üç altın madalya ile kürsüye çıkıyor, altısı Avrupa, biri toplamda Dünya olmak üzere yedi rekor kırıyor; bu yılın Nisan ayında Avrupa Büyük Erkekler ve Kadınlar Halter Şampiyonasında, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de kendisine ait Avrupa rekorunu egale ederek, ilk sırada yer alıyor ve üç altın madalya kazanıyor
Dünya şampiyonu halterci, madalyaları toplarken yaşıtı kadınlara da, "Spor yaparak bedenen sağlıklı olursunuz. Başarılı olduğunuzda şöhreti bulursunuz," diye sesleniyor.
Bunu özellikle tekrarlıyor, çünkü "güce dayalı halterin özellikle kadınların fiziksel görünüşünü olumsuz etkilediği" yolundaki "inanışların" doğru olmadığını anlatmaya çalışıyor.
Pazar gazetelerindeki fotoğraflara bakılırsa, kendisinin görünüşe önem verdiği, saçına taktığı tokalardan, makyajından hemen anlaşılıyor. Ahmet Tulgar'a verdiği röportajda da "Deniz Akkaya'dan daha güzelim" diyor.
Halter zor bir spor besbelli. Ama, çalışınca, sabredince... Kazanılabiliyor. ," diyor.
Ve başardı da...
Piyango çıksa
İstiklal marşı çalınırken gözyaşlarını tutamayan Taylan, basın toplantısında, 'Bir aydır ağrılarla mücadele ediyordum. Ancak müsabaka sırasında adale çekmesini hiç hissetmedim. Çünkü o anda çok iyi konsantre olmuştum. Son hakkımda barı elimden düşürdüğüm an bacağımdaki ağrıyı hissettim. Ama aldığım zafer bu ağrıyı unutturdu. Son olarak aileme şu mesajı vermek istiyorum; lütfen benim için ağlamayın,'' dedi.
Antrenörü Üstündağ, Tulgar'la konuşurken, "Babası piyangodan para kazansa Nurcan halteri hemen bırakır" deyince de itiraz ediyor: "Yaparım. Trilyonlarım olsa yine yaparım."
Daha kuvvetli olsa...
Üstündağ, Tulgar'a devamla şöyle diyor: "Ben bunları daha çocukken aldığımda, 'Çocukluğunuzu, gençliğinizi unutacaksınız' dedim. 'Ama insan ömrü uzun. 25 yaşınızdan sonra ekonomik açıdan daha rahat bir hayat yaşayabilirsiniz, o zaman aşık olabilirsiniz' dedim. 'Çünkü biz Mamak gibi fakir bir yerde yaşıyoruz. Evimiz yok. Babalarınız ağır işlerde çalışıyor. Spor sayesinde bunları, bunları kazanırsınız' dedim. Bizler bu spor sayesinde belki şiltonlarda, Hilton'larda yaşamıyoruz ama bir evimiz, bir arabamız oluyor."
"Benim elimde olsa bu narin varlıklara, yani bayanlarımıza halter yaptırmam. Niçin yaptırmam? Onlar voleybol oynasın, tenis oynasın. "
Taylan, sonunda, yine de , "Babam işçiydi. Maddi olarak kuvvetli olsak belki de başlamazdım bu spora," demekten kendini alamıyor.
Dopinge gelen afla
Nurcan Taylan, bu on yıllık sıkı çalışma günlerinde doping gerekçesiyle uluslararası federasyondan iki yıl, Genel Müdürlük Ceza Kurulu'nca da ömür boyu yarışmalardan men edilmişti.
Amatör Spor Dalları Ceza Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle çıkartılan geniş kapsamlı af Taylan'a da yaramıştı ama affın mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine 2002'den bu yana yarışmalara Bakanlık özel izniyle katılıyor.
Ağabeye iş
Nurcan Taylan, Hürriyet gazetesinde, bugün yayınlanan söyleşide, "Umarım bu şampiyonluk, işsiz olan ağabeyime bir iş bulmama yardımcı olur. Ailenin en küçüğü benim. Onların artık evlilik çağları geldi. Evlenmeleri, hayatlarına bir yön vermeleri gerekiyor," diyor.
Elbette, Bülent Boğ, söyleşide Süreyya Ayhan'ı soruyor;, işte yanıtı: " Avrupa Şampiyonu olan ilk kadın atlet olarak atletizm tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Dünya ikincisi olarak da bir ilke imza attı. O da bir ilkti. Ancak ben, olimpiyat şampiyonu ilk kadın olarak Türk tarihinde bir ilkim. Olimpiyat şampiyonluğuyla ondan bir adım önde olmuş oldum. Onun da 2008'i görmesini temenni ederim."
Daha nice kadınlara... (BA)