20 Ağustos 2007'de Beyoğlu Karakolu'nda polis kurşunuyla hayatını kaybeden Festus Okey davasının bugün (13 Aralık) görülen 16. duruşmasında polis memuru Cengiz Yıldız, dört yıl iki ay hapis cezasına çarptırıldı.
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz yargılanan polis memuru Cengiz Yıldız hakkında "taksirle insan öldürme" suçundan üç ila altı yıl arasında hapis cezası isteniyordu.
"Saksı düşse benzer ceza verilirdi"
bianet'e kararı değerlendiren İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Avukat Ömer Kavili, polis memuru Cengiz Yıldız'ın alabileceği en düşük cezayı aldığını söyledi.
Kavili bir insanın silahla öldürülmesi karşısında verilen dört yıl iki aylık cezanın kimseyi tatmin edemeyeceğini söylüyor.
"Ateşli silahı profesyonelce kullanabilen bir polis, sonuçlarını bilmesine karşın, Festus Okey'i ateşli silahla öldürdü. Bu karar hiç kimsenin can güvenliği olmadığını bir kez daha gösteriyor. Yoldan geçen bir insanın kafasına balkondan saksı düşse ve ölse, benzer bir ceza verilirdi."
"Mahkeme başkanı para cezası istedi"
Mahkeme Başkanı'nın da tutumunu eleştiren Kavili, başkanın Festus Okey'i öldüren polis memurunun cezasının iki buçuk yıla indirilerek paraya çevrilmesi yönünde görüş bildirdiğini, diğer iki üyenin ise kabul etmediğini söyledi.
"Cengiz Yıldız' böylece para cezasıyla kurtulamadı ve iki yılın üstünde ceza aldığı için polislik görevinden de çıkarılacak."
"Yargılama ilkeleri baştan sona çiğnendi"
Kavili, 2007'den bu yana etkili soruşturma yapılmayarak Budapeşte İlkeleri'nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin de 6. maddesinin çiğnendiğini söylüyor ve yargılamadaki şu noktalara dikkat çekiyor.
* Maktulü Alman Hastanesi'ne karakoldaki polisler götürdü, Okey'in üstündeki tişört de burada kayboldu. Dolayısıyla bu polisler tişörtün kaybolmasından sorumludur. Ama bu konuda bir şey yapılmadı.
* Soruşturma sadece bir polis memuru ile sınırlı tutuluyor. En kötüsü de öldürülen bir insana sahip çıkanların dosyaya müdahilliği kabul edilmiyor. Mahkeme müdahilliği kabul etmediği gibi müdahillik talebinde bulunan herkese de otomatik olarak suç duyurusunda bulundu.
* Duruşmalar sırasında yargılama ilkeleri baştan sona çiğnenmiştir. Mahkemenin tarafsızlık görüntüsü yargılamalar sırasında tamamen kalkmıştır. (EKN)