Okuyan, bu kararlarına gerekçe olarak "geç kalınmışlığı ve solda birlik tartışmalarının toplumsal açıdan inandırıcılığını yitirmesi"ni gösterdi. Partilerinin bu yıl ilk kez seçimlere katılacak olması da gerekçelerden biri.
Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ve Emeğin Partisi (EMEP) ile görüştükten sonra "seçimlere tek başına girme kararını" açıklayan Okuyan, Özgür Radyo'nun sorularını yanıtladı.
İttifak kirliliği
EMEP'in ittifak önerisine ilişkin yaklaşımınızı öğrenmek istiyoruz.
TKP bu seçimlere tek başına katılma kararı aldı. Savaş , seçimlerin ertelenmesi gibi, şartlar dışında biz 3 Kasım seçimlerine parti olarak, tek başımıza katılıyoruz.
Biz birlik ve ittifak tartışmalarının, sola çok vakit kaybettirdiğini, toplumsal açıdan inandırıcılığımızı yitirttiğini düşünüyoruz. Çünkü sol birlik görüşmeleri, bir şekilde düzen partilerini de içine aldı. Sosyal Demokrat Halk Partisi (SHP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), hatta Kemal Derviş, İsmail Cem... Basında yazılıyor, Karayalçın "ÖDP ve HADEP Yeni Türkiye Partisi'nde (YTP) birleşsin" diye açıklama yaptı. Dolayısıyla bu bir ittifak kirliliği yarattı.
Biz bunu istemiyoruz. Bizim açımızdan bir birliğin programı olmalı, hedefi olmalı. Bizim ilkelerimiz belli. Biz geçtiğimiz Eylül ayında Türkiye solunda düzen dışı gördüğümüz partilere, bunlar ÖDP, EMEP ve HADEP, bir mektup yazdık. Dedik ki; bizim ilkelerimiz bunlardır, gelin seçim dönemini beklemeden bunun etrafında bir şey örelim, bir yanıt bile almadık. Şimdi ne zaman olsa Türkiye'de bir anda solun birliği gibi görüşmeler oluyor, bu çok da ilkeli gitmiyor. Bu nedenle vakit kaybetmemek için, solun bu inandırıcılık kaybı meselesini kendi cephemizden çözebilmek için biz süratle seçimlere dair kararımız geçtiğimiz hafta yaptığımız merkez komitesi toplantısında aldık.
Emekçilerin birliği
EMEP'li yöneticilerin yaptığı açıklamada partilerden çok emekçilerin birliği için çaba gösterdiklerini belirttiler. Buna ilişkin yaklaşımınız nedir?
Bu doğal. Keşke seçim döneminden önce bu çabalar doğrultusunda harekete geçilseydi. Ama şurası muhakkak. Seçim dönemlerinde siyasi partilerin kurumsallığı son derece kritiktir. Bu kurumsallığın üzerine örtecek bir şey ortaya çıkacak. Yani emekçilerin birliği neyle somutlanacak?
Mutlaka onların örgütleriyle somutlanacak. Dolayısıyla onların örgütlerine hele hele siyasi partileri geriye çekerek bir birlikteliğe ulaşma şansımız yok.
TKP'nin bu sene seçime ilk kez girecek olmasının da bu karara bir etkisi var mı?
Var. TKP, 80 yıl yasaklı olan bir adı bu yıl seçimlerde örgütlü bir şekilde kullanma hakkını elde etti. Bu hak, bize ait değil. Biz bu hakkı kullanmadığımız takdirde çok açık ki, büyük bir suç işlemiş oluruz. Yani bu yıl bu seçimlerin en önemli olgularından bir tanesi, TKP adıyla seçime katılınacak olması. O bize ait bir olgu değil tek başına.
İttifakın olmamasının ana nedeni bu mu?
Bu da bir neden ama asıl neden altını çiziyorum...
Tartışmaların ilkesi
Geç kalmışlık olarak mı görüyorsunuz?
Geç kalmışlık hem de ilkesi yok. Bugünkü tartışmaların ilkesi yok. Biz Avrupa Birliği'ne (AB) karşıyız. Biz aydınlanmacı bir partiyiz, gericiliğe karşı aydınlanmacı bir partiyiz. Özelleştirmeye karşıyız. Savaşa karşıyız. ÖDP ile biz bunların hangisini konuşacağız. EMEP'le bir çok konuda ortaklaşıyoruz ama bazı başlıklar var. Bu başlıklarda ayrı düştüğümüz oluyor. Bunları değerlendirmek için oldukça geç şu anda. Biz kendi ilkelerimizle, solun evrensel ilkesi olduğunu düşündüğümüz ilkelerle seçimlerde tek başımıza katılma kararı aldık.
Siyasi oluşumlara açık
Diğer emekten yana siyasi partilerin dışında diğer siyasi güçlere karşı tavrınız da aynı şekilde mi?
Hayır. Önce seçimlere katılmaya hak kazanan siyasi oluşumlar arasındaki sorunu netleştirmek lazımdır. Biz seçimlere katılmaya hak kazanan partilerden herhangi birisiyle seçim işbirliğine gitmeyeceğiz. Ama bu TKP kendi adıyla seçime giderken, başka güçlerle, başka siyasi oluşumlarla, yani yasal parti çalışması yapmayan başka oluşumlarla temas etmeyeceğiz, bunları çağrı yapmayacağız, ya da TKP'li olmayan kişilere çağrı yapmayacağız anlamına gelmiyor. Ama biz TKP olarak seçimlere katılıyoruz, hiçbir şeyi bunun üzerine örttürmeyeceğiz. Yani hiçbir gelişme bunun üzerini örtmeyecek. TKP 3 Kasım seçimlerine mutlaka katılıyor.
Bu durumda siz diğer siyasi güçlere "bize iltihak edin" demiyor musunuz?
Hayır. İltihak demiyorum. Şu çok önemli: Hiçbir biçim parti biçiminden daha ileri bir biçim olamaz. Dolayısıyla biz şu anda seçimlere girerken, bu kadar düzen partisinin karşısına siyasi parti kimliğimizi geriye çekerek bir şey anlatamayız. Bizim tam tersine kendi siyasi kimliğimizi öne çıkarmamız lazım. Biz hiçbir kimseye, bu ne bir birey olsun, ne bir aydın olsun, sendikacı olsun, grup olsun, kimliğini geri çekin, TKP'ye iltihak edin demiyoruz. Ama şunu herkesin bilmesi lazım. TKP, bu seçimlerde çok yalın anlamıyla sosyalizm propagandası yapacak ve kendi kimliği ile girecek. Bunun üzerini örtecek bir görüşme yapmak istemiyoruz kimseyle.
İttifakların bunun üzerini örteceğini mi düşünüyorsunuz?
Partiler arasındaki ittifaklar bunun dışında bir şey. Biz bu görüşmelerin artık zaman kaybı olduğunu düşünüyoruz. Muhataplarımız açısından da zaman kaybı olduğunu düşünüyoruz, buradan bir şey çıkmaz.
Birliğe gerçekten bir ihtiyaç olduğunu düşünmüyor musunuz? Emekçilerin bu yönde bir istemi olduğunu düşünmüyor musunuz? Ya da "Seçimlere TKP olarak girmekle" birlik ihtiyacının önüne geçmiş olmuyor musunuz?
Bir şey için birlik oluşturursunuz. Ne diyeceğiz biz bu halka. Avrupa Birliği'ne ilişkin ne dediği belli olmayan ÖDP ile biz ne diyeceğiz. HADEP, "AB bizim için olmazsa olmaz koşuldur" diyor. Ne diyeceğiz? "Savaşa hayır", diyemiyor bugün HADEP. Birlikte ne diyeceğiz. Bunların hepsi güncel başlıklar. Orada burjuva partileri çok açık kendi ilkelerini savunurken, biz ortaklaşacağız, birlik olacağız, diye kendi ilkelerimizi bir kenara bırakacağız, birliği propaganda edeceğiz. Bu halk sormayacak mı bize? Niye birleştiniz, amacınız ne? (BB/NK)