Son günlerde öğrencilere yönelik operasyon ve tutuklamalara öğretim üyelerinde tepki geldi.
Hopa davası sürecinde saç kesme eylemi ile tutuklanan öğrencilerine destek veren Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri, dün 13 Ocak Cuma günü "Uludere'de 35 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayı protesto etmek için yürüyüş düzenlemek" iddiasıyla tutuklanan altı öğrencisine destek olmak için "Öğrencime Dokunma" eylemi gerçekleştirdi.
Saat 13.30'da Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde bir araya gelen öğretim üyeleri adına basın açıklamasını okuyan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Araş. Gör. Cenk Yiğiter, altı öğrencinin "19'u çocuk olmak üzere 34 insanımızın öldürüldüğü bir katliamı protesto etmenin suç sayıldığı bir rejimde yargılanan şey bellidir: Vicdan" dedi.
Eğitim emekçileri ve adalet duygusuna sahip bilim insanları olarak, Kürt halkına, her kesimden muhalife ve üniversitelere yönelik operasyonların derhal durdurulmasını istediklerini belirten Yiğiter, 600'e yakın tutuklu öğrencinin de derhal salıverilmesini talep ettiklerini ifade etti.
Yiğiter, "Öğrencilerimizin yanında olduğumuzu belirtiyor ve tarihin hiçbir döneminde zorbalığa boyun eğmeyen özgür düşüncenin Adalet ve Kalkınma Partisi'nin baskılarına da boyun eğmeyeceğini ilan ediyoruz" diyerek açılamasını sonlandırdı.
"20 yıldır öğrencime dokunma diyoruz"
Eylemin ardından tutuklu öğrenciler ve öğretim üyelerinin tutuklamalara karşı mücadelesi üzerine Bianet'e açıklama yapan Eğitim-Sen 5 No'lu Şube üyesi Araş. Gör. Cenk Yiğiter, öğretim üyeleri tarafından atılan "Öğrencime Dokunma" sloganının 1990'lardan beri kullanıldığına dikkat çekti.
"Öğretim üyeleri olarak artık bu sloganı atmaktan utanıyoruz. Belki 20 yıldır bu sloganı atıyoruz ama devlet 20 yıldır öğrencimize dokunuyor" diyen Yiğiter, en son Hopa davası sürecinde bu sloganla eylem yaptıklarınısöyledi. Yine aynı sloganla, Uludere katliamını protesto ettiği için tutuklanan öğrenciler için eylem yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.
"Ders kitapları tehlikeli görülüyor"
1997-2001 yılları arasında üniversitede öğrenci olduğunu söyleyen Yiğiter, o dönem F tipi sürecinde birçok öğrencinin tutuklandığını ancak birkaç duyarlı öğretim üyesinin dışında hiçbir akademisyenin kendilerine sahip çıkmadığını ifade etti.
O dönem tutuklamalara ses çıkarmayan öğretim üyelerinin tarihsel olarak sorumlu olduğunun altını çizen Yiğiter, "Bir öğretim elemanı olarak ileri de bugün yaşanan tutuklamaların sorumlusu olmak istemiyorum. Bizim anlattığımız dersler, önerdiğimiz kitaplar bugün terör delili sayılır hale gelmiş durumda. O zaman ya biz anlattığımız dersleri değiştireceğiz devletin ve AKP'nin istediği gibi ders anlatacağız ya da öğrencilere sahip çıkacağız" şeklinde konuştu.
Önceki dönemlerde öğrencilerin ve toplumsal muhalefetin diğer kesimlerinin bu kadar çok tutuklanmadığını söyleyen Yiğiter, bunun nedenini ise AKP'nin hukuku, bir savaş aygıtı olarak kullanması olduğunu söyledi ve ekledi: " Türkiye'de tüm baskılara, infazlara, tutuklamalara rağmen var olmayı sürdüren bir öğrenci muhalefeti var. Bu da devletin bir yarasıdır". (GK/HK)